Şota Arvaledze, camiada kredisi kolay kolay tükenmeyecek değerlerden biridir.
Taraftar onu çok seviyor ve kabullenmiş.
Bunda oyunculuk performansının yanında kıvrak zekâsı ve esprili cevaplarının yeri oldukça fazla.
Şimdi kendisi için çok önemli bir camia olduğunu her fırsatta tekrarladığı Trabzonspor’un hocası oldu.
Süreci hep birlikte yaşayıp göreceğiz.
Hocamızın başarılı olmasını arzuluyor ve destekliyoruz.
Destekliyoruz derken geçmişteki hocalarımızı hiç desteklemedik anlamı çıkarılmasın.
Vahit hoca dışında hepsine açık destek verdik.
Ona vermediğimiz desteğin nedenleri ortada.
Öncelikle Hami hocaya yapılan yanlışlıktan oluşan duygusallık.
Dünya Kupası sonrası yaptığı zirveden sonra Trabzon’a gelmesini kendi iç dünyasında kabullenmemesi ve küçümsemesini biz de kabullenemedik.
Aslında Hami hocaya yapılan yanlışın bir benzeri de daha önceden Tolunay hocaya yapılmıştı.
Ancak yerine gelen Mustafa hoca da Tolunay hoca gibi bu camianın içinden bir değer olduğundan haksızlığı değil de ismi kabullenmek daha kolay olmuştu.
Ersun hoca ise çok farklı bir durum ve hiç girmeyelim.
***
Şota hocaya ise elimizden geldiğince sahip çıkmak zorundayız.
Camianın içinden biri olmasının yanında başarıya da aç olması bize umut veriyor.
Futbol anlayışı genel anlamda camianın beklentisiyle örtüşüyor.
Çabuk oynamak, topu ve zamanı iyi kullanmak, sahanın her bölgesinde aktif olmak ve oyundan oyuncunun da seyircinin de zevk almasını istemek.
Bu alışverişi bozabilecek tek sorunu her zaman söyledik ve yazdık.
Sorun Trabzonspor’u yönetme özürlü başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu’ dur.
Bizce olası bir başarısızlıkta en büyük pay Şota hocaya değil başkanın hanesine yazılmalıdır.
Her şey başkanın kafasının arkasında dolaşan ve kuyrukları birbirine vurmayan tilkilerin beynine salgıladığı düşüncelerde bitiyor.
Başkanımızın maalesef başarısızlıkları başkalarına yükleme gibi bir alışkanlığı var.
Bu sonucu hiçbir zaman kendisiyle yan yana getirmez.
Şota hocamızın en büyük handikapı budur.
***
Başarının gelmesi için transfer döneminin iyi ve doğru bir biçimde değerlendirilmesi de çok önemli.
Bu noktada en önemli avantajı ise Süleyman Hurma’yı çok yakından tanıması ve geçmişte birlikte çalışma kültürlerinin olması.
Süleyman Hurma, mevcut sportif direktörlerin aksine hocaların başında Demokles’in kılıcı gibi durmaması Şota hocayı çok rahatlatacaktır.
Hoca başarısız olsun da yerine ben geleyim diye beklentileri olan sportif direktörleri geçmişte çok gördük.
Süleyman Hurma’nın eksiği yanlışı olabilir ancak bizim değerlendirmemiz Demokles’in kılıcı noktasından bir bakış açısı olduğundan Şota hocanın kafası en azından bu konuda rahat olacaktır.
Hurma’ nın “Şu anda hazır değiliz ve olmamamız gerekiyor” açıklaması oynanan kötü bir maçın savunması olarak değil de erken form tutmanın zararlarını vurgulaması açısından değerlendirmek gerekiyor.
Geçen yılki Karabük buna en güzel örnek.
***
Gelelim transfer olayına!
Biz geçen yıl bu mevsimde nerede duruyorsak hala oradayız!
Birileri gibi İHO’dan otlanmaktansa olduğumuz yerde kararlı ve ilkeli bir şekilde kişilerin değil Trabzonspor’un adamı olmaya devam edeceğiz.
***
Her şeyden önce Onur’un geri dönmesi olumlu olsa da tamamlayıcı bir kaleciye ihtiyaç var.
Bu hem takım hem de Onur’un form düzeyini yukarıda tutmak için zorunlu bir ihtiyaç.
Transfer sadece almak değildir.
Bazen elinizdeki şişkinliği de eritmek zorundasınız.
Biz Trabzonspor’un sosyal medya kanallarıyla algı oluşturma yöntemleriyle yönetildiğini düşünüyoruz.
Ve son iki gündür de başkana yakın sosyal medya algıcıları ve yandaşları Mehmet Ekici’nin transferini tartışmaya açtılar.
Şimdi bu konuyu dile getirmekle suçlanan biz olacağız ancak sorun yok.
Mehmet Ekici’yi kadroda şişkinlik yapan guruba dâhil olan bir oyuncu görmek futboldan anlamamaktır.
Yönetim Mehmet Ekici’yi ekonomik bir kaz olarak görmeye de kalkmasın.
Elbette hiçbir oyuncu Trabzonspor’dan büyük değildir ve zamanı gelince gidebilir.
Anlatmak istediğimiz zaman bu zaman değildir.
Görünen o ki, takımın bir sol beke de ihtiyacı olduğu kesin.
Bunun yanında topu oyuna sokabilecek iyi bir stoper de şart.
Bizce son transferde santrafor olmalı diye düşünüyoruz.
Orta alana ise transfere hiç gerek yok çünkü asıl şişkinlik bu alanda.
Aslında takım ve camianın en büyük transferi yapılabilirse, huzurdur.
Bu transfer asla pahalı bir transfer değildir ve gerçekleşirse en gerekli transfer olur.