Spor ve umut üzerine üç konuşmacıydılar; Lale Orta, Arda Coşkun ve İhsan Bayülken.
Üçü de Beylikdüzü “6. sevgi ve barış günleri” çardak altı sohbetlerindeki panelde hepimize yaşam boyu spora (oyuna) yeteri kadar değer vermemizi öğütlediler.
Yaşam boyu spora inanan biri olarak, bu üç spor insanının kök sorusu önemliydi.
Ülkemizde devşirme yıldız sporcular var her branşta, peki yerli insan kaynağımızdan yetiştiremiyor muyuz?
Herkesin bir cevabı vardı ancak orta noktası şuydu:
Sistem kurabilirsek, umut var.
Bu üç spor insanı da söyledikleri ile, üç yıl önce yaptığımız “Trabzon spor çalıştayı”nı ödüllendiriyor, Prof. Fatih Bektaş ile umutla çırpınmalarımızın ne kadar değerli olduğunu göz önüne seriyordu.
Beylikdüzü’nden Trabzon’a
Trabzon Üniversitesi (TRU) Rektör Hocama birkaç gün önce yaptığım ikinci ziyaretimde de konu yine “Spor Bilimleri Fakültesi” için umutlarımıza destek istemeye geldi.
Boşuna dememişler umut gayrete aşıktır, diye…
Artık tamam.
DOKA Trabzon’un “futbol şehri” olması için özlemini çektiğimiz “Sporcu performans merkezi”nin oyuncakları ile sporcu ölçümlerinin kayıt altına alınacağı “big data” (veri kayıt merkezi) için ihaleye çıkma aşamasına geldi. Yine acele ettiğimi, dereyi görmeden paçaları sıvadığımı düşünebilirsiniz.
Ama bakış açım şu: Maçta sayılar tek tek kazanılır, maçın son anına kadar mücadele…
Doğu Karadeniz Kalkınma ajansı (DOKA) sporcu performans ve data merkezinin fizibilitesini bitirdi.
Sporcu Performans merkezi dünyanın en ileri teknolojisi ile donatılacak.
Sonra?
Big data (büyük veri) merkezinde de sporcu performansına ait her veri kayıt altına alınacak.
Bu veri neye yarayacak?
Ölçümlere göre antrenman reçetesi yazılacak.
Mademki antrenman bireyseldir, sporcuya antrenman reçetesi yazılacak.
Spor Bilimleri Fakültesi ile ilişkisi ne?
Başta futbol antrenörleri olmak üzere, bir çok spor branşındaki antrenörleri, antreman bilimine dayalı reçetelerin okur - yazarı olacaklar.
Böyle donanımlı antrenörler yetiştirdiğimizi düşünsenize... Yalnız futbolcu değil, antrenör ihracı da gerçekleşecek zamanla.
Büyük hayalimiz ise norm oluşturmaktır.
Trabzon'da özgün bir futbol modelinin (ihracatı hedefleyen) oluşumunun şafağı sökmek üzeredir. Bu model futbolun tüm paydaşlarını kapsayacak şekilde kurgulanacaktır. Sürdürülebilirlik (yerli insan kaynağı) her aşamada kapsam içinde olacaktır.
Kurumsal yapılar ve sistem...
Ölçme ve kayıt altına alma...
Bilime dayalı sıkı çalışma...
Başka?
Trabzon Nereye?
Asıl değişmesi gerekeni size söyleyeyim değerli okurlar.
Aileler, yani bizler, hepimiz.
Hayalini kurduğumuz futbolcu fabrikası olacak modelin temel taşı ailelerdir. Çocuklarını spora yönlendirecek, onların okul ve spor dengesini kurmalarında destek olacak, her tür gelişimlerinde yanlarında olacak, hayata hazırlayacak olan aileler.
Neden mi?
Zihinsel dönüşüm, üstümüze yapışan günlük işlerden sıyrılmamız ile olur. Bakın etrafınıza, şu vasatlığa bir bakın, yukarıdan bakın, Trabzon’a bakın.
Ayılmamız lazım.
Sevgili köşe arkadaşım Levent Ustabaşı’nın Trabzon üzerine sert tespitlere yer verilen şu yazısını okudunuz mu? OKUMAK İÇİN TIKLAYIN
Trabzon her geçen gün eriyor. Hiçbir siyasi de çıkıp bu gerçeklere hayır diyemez.
Trabzon’un kurtuluşu, ne üç beş “şehrin ileri geleni” sıfatıyla her konuda racon kesen insanda, ne şehri yeterince tanımayan siyasetten talimat bekleyen atanmışta, ne de her dönem şehre farklı bir don giydirmeye çalışan ranta ve ideolojik bakışa esir siyaset babalarındadır.
Trabzon’un kurtuluşu,
- Bilimi ve katılımı esas alan işlerde
- batıya kaptırdığı ve her yıl şehri terk etmeye devam eden binlerce parlak gencindedir.
İyiler safları sıkılaştırmalıdır.
Ben bacasız bir fabrika hayaliyle sporcu performans merkezi kurulması için çabalayanlardanım.
Işık gördüğüm farklı konularda da bunu yapıyorum, bilen bilir.
Siz değerli okurlarım, siz de artık harekete geçmez misiniz?