Bakıyorum.
Spor İl Müdürü’nün görevden alınmasının ardından -hemde bir ihale nedeniyle- gözleri tekrar bürokratlara çevirdi.
Herkes o tarafa doğru yoğunlaşırken ben tam tersinden bakmaktan yanayım.
Yani Ak Parti!
Yani siyasi irade!
Atayan onlar.
Sırf havalimanında şiir yazdı, methiyeler dizdi, yağdanlıkta yağ bırakmadı diye müdür yapan da onlar değil mi?
Liyakatına bakmadan sırf milletvekili aday adayı oluyor diye boş koltuk bulan onlar değil mi?
Bunun gibi konularda objektif bakış açısı ararım..
Böyle her kesimden görüş alış verişi yaptığım, istişarede bulunduğum bir kaç isim olmuştur.
Partisi o’su, busu farketmez.
Onlardan biriyle; Merkez sağ ekseninde derin bir Ak Partili isimle sohbet ettim.
‘Neler oluyor?’ dedim..
‘Daha da kötüleri olabilir’ dedi..
‘Nasıl?’ diye sohbeti koyulaştırdım..
***
“Bak, Trabzon’un geri gitmesinin başlıca nedenlerinden biri de gerekli gereksiz isimlerin bir yerlere getirilmesi. Bu da Ak Parti’ye devamlı sorun yaşatıyor” diye ekleyince ayrıntı vermesini istedim.
***
Şöyle devam etti; “İktidar Trabzon’da Cumhuriyet tarihinin en büyük projelerini gerçekleştirmek istiyor. Lakin yöneticileri o projeleri gerçekleştirecek nitelikte bırak bürokrat bulmayı hep kendi adamlarını sokuşturmaya çalışıyor. Bu da ‘bindiği dalı kesmek’ gibi birşey.. Aynen böyle…”
Durdum..
Düşündüm..
Aklıma Akyazı geldi.
Tespiti şu oldu;
“Evet evet. Sende biliyorsun bunları.. Hatta uzun süredir -gözle görülmesede- ; belediye başkanı ve ekibi ayrı yerden çekiyor, Ak Parti Trabzon İl Başkanlığı ayrı… Bu da bazı noktalarda sağlıklı karar verilmesini önlüyor. Herkes ‘benim adamım’ olsun havasında.. Kurumlar sayısal anlamda dolu ama hepsini toplasan iş yapacak insan sayısı parmakla sayılacak kadar yok.”
***
Sözünü bitirdikten sonra soru sormak için yeltendim önden şöyle kesti;
“Baksana hafif raylı sistemi Ak Parti istiyor belediye başkanı OFG istemiyor. Böyle şeylerle hep karşılaşılıyor. Güç ayrılığı yaşanıyor. Karşılarında zayıf bir muhalif kesimde olunca bazı konularda kamu oyunda yankısı kısa sürüyor. Zaten gündem yaratan gazeteler üzerinde başkan daha söz sahibi… Tıpkı Trabzon milletvekillerinin bir kaçında etkisi olduğu gibi..”
***
Daha da derine gitmek istedim.
Arı kovanı önüme düştü çünkü.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu’yu hatırlattım ve “Trabzon’un bu acı fotoğrafına nasıl bakıyor?” diye sordum.
Sohbeti kesmek istedi ve son sözleri şu oldu;
“Leventçiğim bizim çaycı İsmail’in çay bardakları var bilir misin? Bak o bardakları tersini çevir…
Heh!
İşte tam ordan bakıyor..”