Geçenlerde TFF’nin basın sözcüsü olan zati muhterem bir açıklama yapmış. Açıklamasında ise veryansın ederek şu F.Bahçe başkanına yalakalık yaparak; neler söyledi neler…
TFF şike sürecini iyi değerlendirmiş ve iyi toparlamış F.Bahçe şike yapmamış…
Genel ahlaki değerlerin en başında dürüstlük gelir. Dürüst olmayan insan toplum içinde saygı görmez. Hep ikinci yâda üçüncü sınıf insan muamelesi görür ki belki huyundan döner diye…
Ama burası Türkiye....
Burda herşey olursunuz sadece 'Rezil' olamazsınız
Şimdi bakıyorsunuz bizim memleketin halini. Nerede riyakâr ve dürüst olmayan insan varso o saygı görüyor…
Bu insanların saygı görmesi ise toplumun ekonomik yapısına bağlı; vatandaşta geçimini sağlayacak para olmadı mı kendini farklı arayışlar içersinde buluyor…
Mesela TFF basın temsilcisi gibi…
Bu zati muhterem açıklamasının bir bölümünde şu kelimelere yer vermişti.
Biz Beşiktaş’ı çok iyi yönettik…
Bu kelime ile eski Beşiktaş başkanı yeni görevi TFF başkanı Demirören’e bak ben sendenim musluğumu kapatma söylerken diğer taraftan Aziz Yıldırım’ı bağlama mecburiyetinde. Onu da bağlamak için F Bahçe şike yapmadı…
Yani kıblemiz merkez bankası misali…
Hani çok meşhur bir söz vardır her devrin adamı olmak. İşte tam bu kelime yerini buluyor burada her devrin adamı bir gün devrilecekse de sadece yaşamış olduğu o anı kurtarmakta şimdilik…
Buradan bu adama genel ahlakı derslerden bahsederek zaman kaybetmek yâda harfleri boşuna harcamak istemiyorum…
Türkiye'de en büyük rezillik 3 gün sürer.
Benim kelimelerim satılmamış harflerden olduğundan sözcüklerimin ahengini bozmayalım…
Aradan bir hafta geçti ve genelde Salı ve Çarşamba günleri yazı yazdığımdan dolayı geçtiğimiz hafta işleyemediğimiz bir konuya da kısacık dokunalım şurada…
1461 Trabzon kendi evinde oynadığı F Bahçe karşılaşması sırasında sahaya küçük çaplı yabancı madde atıldı. Kesinlikle tasvip edilmemesi gereken hareket yanı hatalı 10 kusurdan biri…
Adını vererek hedef yapmak istemediğim ama kendisi bizim adımızı vererek bizi hedef yapan sözde bağımsız özde ona buna uşaklık yapan bir gazeteci çıktı bunu ulusal düzeyde yayın yapan bir gazetede öyle bir yazdı ki eyvah eyvah…
Zannedersiniz ki savaş muhabiri 2. Dünya savaşını okuyucularını duyuruyor…
Neler olmuş neler Avni Aker meydan muhaberesin de 1461 Trabzon Fatihleri Atina ordusu F Bahçe’ye karşı…
Pes doğrusu…
Hani buna inanan yazı işleri müdürüne mi yanalım yoksa genel yayın yönetmenine mi diye düşünürken bir baktık diğer spotta basın tribününü yazmış aynı vatandaş…
Bu savaşan askerlerin generaller konumuna kendi meslektaşlarını koyan bu adam yazmış yazmış durmuş sonrasında da tuttu Trabzonlu birkaç gazeteciyi suçladı hemde şahidi de var; iki adet…
Bende iki tane yalancı şahit aradım Trabzon basınında bulamayınca İstanbul’a haber saldım…
O haberi okuduğumdan bu yazıyı yazdığım güne kadar hep şunu söyledim…
Bu haberi yazan arkadaş uyudu malumunuz İstanbul’dan geldi yol yorgunu ne etsin genç çocuk dayanamadı rahat koltukları da görünce uyudu kaldı…
Karşılaşma sona erince gördüğü rüyayı haber şeklinde çevirdi…
Rüya gördün Hayri abi….