Hükümeti beğenirsiniz, beğenmezsiniz yapılan hangi iş olursa olsun doğruya doğru, yanlışa yanlış demeyi bilmek, erdemli insan olmanın, vatandaş olmanın, şehrin insanı olmanın, hatta seçmen olmanın gereğidir.
Bir vatandaş ve Akcabat'ın öz evladı olarak hükümetin ve muhalefetin yaptığı icraatları doğru ve yanlış üzerinden yapıcı eleştirilerle değerlendirmek hakkımızdır.
Yeri geldi hakkımızı da savunduk, yeri geldi haddimizi de bildik. Yeri geldi yapıcı eleştirimizi de yaptık.
İktidar, ülkenin dört bir yanında karayolları ulaşım ağı konusunda uzun yıllar önemli yatırımlar yapmış, yapmaya da devam ediyor. Doğru işlerini takdir ettiğimiz gibi köprü, otoyol geçişlerine garanti vererek yaptıkları da millet yararına eleştiriyoruz. Tabiki hakkımızı, hukukumuzu, haddimizi bilerek...
ANCAK KONU O DEĞİL ! KONU AKÇAABAT - TRABZON istikametinde iki yönlü akan trafik ve bu ağı kullanan vatandaşların çektiği çile, bölgedeki yetersizlik, çözümsüzlükler, palyatif tedbirler, basiretsizlikler, liyakatsizlikler...
Söz konusu olan Trabzon ve Akçaabat özelinde; Yıldızlı, Söğütlü, Akçaabat, Yenimahalle Darıca istikametinde iki yönlü karayolu ağı konusunda çokça söz verilip halledilemeyen ve basit çözümlerle geçici uygulamalarla, vatandaşın sabrını test eden çalışmalar neticesinde trafikte çekilen çile, maddi ve manevi kayıplar.
Bilindiği üzere yaz döneminde Trabzon'uz nüfusu katlanarak artıyor. Arap turistler, yurtiçi gurbetçiler, şehri gezmeye gelen yurtiçi turistler, yurtdışında gelenlerle şehrin nüfusu en az ikiye katlanıyor. Zaten arap saçına dönen trafik daha da çileli hale geliyor.
Trabzon ve Akçaabat öz evladı olarak şehirde yaşayanlar, şehre gelenler adına daha önce konuyu bu sayfaya taşımama rağmen bölgede, Haçkalı Baba Hastane önündeki basit çözüm hariç yapılan önemli bir şey olmadı.
Akçaabat Darıca girişinden başlayıp Yıldızlı'ya; Yıldızlı önünden başlayıp Akçaabat Darıca girişine kadar uzanan trafik, bahsettiğim nüfus artışı sebebiyle sahil yolu felç olmuş durumda. Bu trafikten kurtulmak için Akçaabat şehir içi trafiğine girenler bildiğiniz üzere Akçaabat 'ın iç yol tarafını felç ediyor...
Bölgedeki trafik sanki İstanbul trafiği gibi...
Trafiğe yakalanmaktan korkan şoförler, iç yollara saparak Akçaabat genelinin iç yol trafiğini de perişan ediyor.
Trafiği rahatlatma adına alınan tedbirler günübirlik olduğu için alınan tedbirler palyatif tedbirlerden öteye gidemiyor.
Hele Haçkalı Baba Devlet Hastanesi'nin olduğu yer ve yapılan günübirlik düzenleme evlere şenlik.
Akçaabat'ı Söğütlü'ye bağlayan köprü üzerinde beton kırma işlemi ile yol genişletilmesi çok az rastlanan ilginç yöntem herhalde.
Hastane önü ışık sistemi kalkmış , geçiş kapatılmış. Düzköy yolundan inen araçlar Trabzon istikametine yöneliyor, küçük bir yan yolla ışıklardan karşı şeride geçiyor Akçaabat'a dönüyor.
Söğütlü'den Akçaabat 'a gidecek vasıta, ya üst yolu kullanıp şehir içi trafiğine girecek, ya sahil yolunu kullanarak kuyrukta uzayıp giden çileli anı yaşayacak.
Ayrıca bu trafikte her iki istikamette girilen kavşaklarda ve trafikte araç kullanan arkadaşları kaza olmasın diye dikkatlerinden ötürü kutlamak gerek.
Trabzon Üniversitesi altı ve Kireçhane kavşakları arap saçına dönmüş durumda.
Akçaabat iç yolu zaten park alanlarına dönüştürülmüş rant alanı olmuş. Bir de sahil yolundan kaçanlar iç yola girince Akçaabat araç çöplüğüne dönüşüyor. İnsanlar araçlardan neredeyse birbirine göremez halde...
Akçaabat içinde her yerde olduğu gibi büyük bir otopark sorunu var. Basit çözümlerle günü kurtarmaya çalışılıyorlar.
Akçaabat şehir geçişi bir türlü bitirilememiş olması nedeniyle trafik sorununu biraz daha artırıyor.
Akçaabat - Trabzon trafiğini her yönüyle rahatlatacak Güney Çevre Yolu projesi konusu ise ayrı bir hikâye. Şimdilik hayal oldu görünüyor.
Sahil dolgu alanı üzerinden deniz kiyisindan yapılması gündeme gelen yol projesi şu an ses cıkarılmasa dav unutulmuş değil.
Bir sorun da Söğütlü'nün trafik yönünden bütünleşememesi...
Sahile yakın bir alandan Söğütlü geçişi ile Akçaabat tarafına bağlanmaması, iki yerleşkenin bütünleşmesi engelliyor.
Söğütlü'den çıkan bir araç Trabzon Üniversitesi altına gidecek oradan dönecek. Haçkalı Baba Hastanesine giden bir hasta, bölgeyi tavaf yapar gibi hastaneden çıkacak Akçaabat'a gidip oradan dönüp Trabzon istikametine yönelip evine veya işine gidecek. Bu kadar anormal bir iş olur mu ? Yani bunu çözmek çok mu zor?
Herkesin dediği bir şey var: Hastane önündeki petrol tesisini karşısındaki ucube apartmanı ve un fabrikası istimlak, yıkmakla sorun büyük oranda halledilir. Bu en basitinden bir çözüm. Yapmak çok mu zor ?
Ama ne hikmetse bu alanlara yıllardır kimse dokunmuyor veya dokunamıyor. Esas olan kişiler mi şehir halkı mı ? Birileri mi kolllanılıyor ? Bilemiyorum ! Daha bir çok soru geliyor aklıma...
Hastane önünde yonca mı olur, dal çık mı olur bilmem ama çok mu zor bunları yapmak ? Yıllardır konuşuluyor ama bir adım yol alınamıyor.
Karayolları anlamında bir dünya iş yapıldı. Ancak hastane önünde sanki sırlı işler var. Bir türlü buradaki sorun bitirilemiyor. Allah aşkına şurayı halledin. Şehri ve şehrin insanını rahatlatın.
Yıllardır lokasyonla ilgili vaadler var ama uygulamada hiçbir şey yok.
Sesini çıkarması gerekenler sessiz. Çözüm üretmesi gerekenler sessiz. Geçici çözümlerle nereye kadar ? Bu insanlara yazık günah değil mi ?
Bu ve benzeri sorunlar sadece bir trafik sorunu değildir. Aynı zamanda;
1. Zamanın heba edilmesidir.
2. Yakıt kaybı milli servet kaybıdır. 3. Araçların yıpranması ayrı bir milli servet meselesidir.
4. İnsanların psikolojinin tahrip olması sağlıklı yaşam sorunudur.
5. Sağlık alanında olumsuzluk ise yine milli servet kaybı demektir.
6. Günübirlik trafiği rahatlatacak çözümler de ayrı bir maddi kayıp demektir.
Çünkü sorun devam ettikçe yeni geçici çözümler için yeni harcamalar yapılacaktır. Sonuçta yine milli servete zarar demektir.
Yani bir çok zarar daha sayılabilir ki; zarar hepimizin cebinden sağlığından, zamanından, milletin kazancından ziyandır.
Anı mı planlamak, geleceği mi planlamak önemlidir ? Trafik her gün artıyor. O zaman 3, 5 yıllık mı yoksa uzun vadeli mi projeler yapmak gerekir ? Tabi ki planlama gelecek öngörülerek yapılır. Biz ne yapıyoruz ? Bugünü kurtaralım yarın Allah kerimdir diyoruz. Hem şehre, şehir insanına hem ülke ekonomisine yazık etmiş oluyoruz.
Böyle olmaz. Kısa , orta, uzun vadeli geleceği öngören ileri görüşlü hem projelere hem de proje geliştiren çözüm üreten liyakatli insanlara ihtiyaç vardır.
Fikir veren, proje üreten, yapıcı eleştiri yapan, yanlışa dur diyen, doğruyu destekleyen, ön alan ve ön açan insanlar olmalı ki yaşanan sorunlar olmasın.
Şimdi merak ediyorum: Akçaabat Kent Konseyi ne iş yapar? Hangi fikri üretir ? Sorunlara ne çözüm üretir ? Hangi yanlışa fikir beyan eder ? Hangi doğru işi takdir eder ? Neye sesi çıkar ? Ne tavsiye bulunur ? Eminim ki Kent Konseyi'nden şehrin büyük çoğunluğun haberi bile yoktur. E o zaman niye varsınız ? O zaman daha iyilerine lütfen yol açın. Hiçbirinin sesini duyamıyoruz. Yanlışımız varsa bizleri şehri lütfen bilgilendiriniz.
Belediye, şehir plancıları nerede ? Ne iş yaparlar ? Şehir kendi haline terkedilmiş. Herhalde günü gün ediyor bana dokunmayan bin yaşasın diyor her hâlde... Yanlış kanaatlerimiz varsa bizleri yani şehir halkını bilgilendiriniz.
Şehrin ortak aklı nerede? Siyasi ayrım yapmadan birlik olup şehir için hangi fikri geliştirdiniz ?
Trafik sorununu çözecek ilgili birimler nerede ? Ne yapıyor, ne geliştiryorsunuz. ?
Sivil toplum kuruluşları nerede ? Akçaabat için ortaya ne koydunuz ? Şehir için birlik olup ne çözüm, proje geliştirdiniz ? Şehrin ileriye taşınmasında niçin birlik olamıyorsunuz ? Birbirimizi aşağı çekmekten birbirine köstek olmaktan başka ne yapıyoruz ?
Taraf gözetmeden söylüyorum. Şehrin siyasileri nerede? Şehir adına rekabete devam derken şehrin kalkınmasına yönelik neden birlik olamıyor birbirlerine güç veremiyorsunuz ? İlgili daha bir çok kurum ve kuruluş Akçaabat için neredesiniz ? Herkes " Dut yemiş bülbül " gibi sessizliğe büründü. Yazık değil mi ?
Ne üretiyor, ortaya ne koyuyorsunuz ? Şehrin gelişimi için ne kadar kafa yoruyorsunuz? Şehrin insanı güzel işleri haketmiyor mu? Bizim de üzerimize düşen görev varsa her zaman her mecrada hazırız.
Ordu, Giresun, Samsun, Rize hergün yeni adımlarla başını aldı gidiyor, ya biz ? Kısır çekişmelerle günü gün etmeye devam ediyoruz.
İlgili makamlarda oturup koltuk mu dolduracağız ? Makamları güç alma yeri mi olarak kullanıp ego tatmin edecegiz, yoksa makamlara mı güç verip daha üst düzey mi çalışacağız? Şehir bunlardan yoruldu, usandı, bıktı. Şehrin insanına bu kadar zulüm reva mıdır ? Şehre ve insanına yazık değil mi?
Neden Akçaabat'ı örnek bir şehir yapamıyoruz ? Bunun için neden birlik olmuyoruz ?
Allah aşkına birşeyler yapın, hem sahil yolunu hem şehir içi trafiği hem otopark sorununu hem şehrin çehresini değiştirin.
Herkesin yapacağını değil, yapamadığını yapıp fark yaratan işlere imza atınız. İnsanlar sizlere şükran, minnet duysun, dua etsin. Sizlere yeter de artar bile.
Yapamıyorsanız, yapabileceklerin lütfen önünü açın. Şehir için liyakatli insanlara yol verin. Akçaabat bunu hak ediyor.
NOT:
Bir sözüm de yurtdışında oturup orada trafik kurallarına uyan ama sılaya gelince kuralsızlığı kural yapan, buradaki ortama anında uyanlara diyorum. Kapıkule'den girince aynen buradaki düzensizliği ayak uyduruyorsunuz. Oradaki trafik düzeninizi buraya gelince de devam ettiriniz. Trafikte oradaki gibi düzene uymak, birbirine saygı duymak aynı zamanda erdemli insanlık görevidir.
Ayrıca bir sözüm de emniyet şeridini kuralsız olarak kullanan vatandaşlarımıza olsun.
Unutmayalım ! Allah herkese sağlık versin, bir gün o yolu kullanan ambulansın içinde bizler veya yakınlarımızdan biri olabilir. Sağlığımız için zamanla yarışabiliriz. Hızlıca hastaneye ulaşmak için medet arayabiliriz. Geç kalmamak için servis şeridindeki kurallara lütfen uyalım.
Sağlıklı mutlu günler dilerim. Sevgi saygı ve muhabbetle kalın.