Telefonlarım Dinleniyor!!!

Köşemizin müdavimleri bilirler, şahsi konulardan bahsederek yer doldurmayı sevmem,  sizin hakkınızı yemek gibi gelir bana bu. Sırf bu duygu nedeniyle, geçtiğimiz sezonun en hareketli günlerinde arabamın yepyeni lastiklerine bıçak atılması olayını, Milli t

Köşemizin müdavimleri bilirler, şahsi konulardan bahsederek yer doldurmayı sevmem,  sizin hakkınızı yemek gibi gelir bana bu. Sırf bu duygu nedeniyle, geçtiğimiz sezonun en hareketli günlerinde arabamın yepyeni lastiklerine bıçak atılması olayını, Milli takımımızın Norveç maçından sonra çıkan olaylar nedeniyle geceyi Bratislava"da nezarette geçirişimi, köydeki bahçeye diktiğim kivilere pas vurduğunu, Gökçeada"ya düzenlediğimiz tur dönüşü gemide yaşanan ishal salgınını ve bunun gibi her gün hepimizin başında olan bir sürü sıkıntılı olayı anlatarak neşenizi bozmak, zaten türlü sıkıntılarla dolu günlerinize bir yığın kara bulut eklemiş olmak istemedim. Fakat, bu son olay, birlik ve beraberliğe en çok muhtaç olduğumuz şu dönemde ülke güvenliği ile doğrudan ilgili olduğu için, bunu siz değerli okuyucularımla paylaşmasam, içinde bulunduğumuz şu çok hassas dönemde ülke güvenliğine ve dolayısıyla siz okurlarıma nankörlük etmiş olacaktım. Bu vesile ile ilgililere de sesleniyorum…

Yer: Volkan Pide ve Kebap Galerisi,

Tarih: 30 Mayıs 2008, Saat: 16:28.

Telefonun bir ucunda nacizane kulunuz, diğerinde Üçkonak Tic. ve San. Anonim Şirketi Yönetim Kurulu murahhas üyesi ve İç-Batı Anadolu Bölge sorumlusu (Afyon, Uşak ve Kütahya illeri hariç, oralara Ali Berk abi bakar) , Turhan Boyatlı var.

Konu: Milli takımımızın EURO-08"deki şansı, kadro seçimindeki anormallikler, genel olarak milli takımımız vs.  Aşağıdaki bölümlerde, TB (Turhan Boyatlı), Ben (ben) anlamında kullanılmıştır. Selam- sabah faslından sonra devam ediyorum. Yazılması adaba sakıncalı yerleri  … ile geçiyoruz.

TB (Turhan Boyatlı): Eee, soona ne didin?

Ben (ben): Sonra dedim ki, sen kıvırma hiç, o komşuna da selam söyle benden ve bütün Trabzon"dan. Sizin gibi Fenerlilere o yakışır zaten dedim. Mosmor oldu, hiçbir şey söyleyemedi. Öyle kapattık.

TB (Turhan Boyatlı): Oh, çok gozel dimişsin Çağdaşcağızım aazına saalıh. Yahu ne zaman geliyonguz, al cocugları da atla odobosa gel, özledih yeminnen. Bah, yengen diyo ki gessunler …

Ben (ben): Yengemin o mübarek ellerinden öperim, çok sağolsun. Abi, biliyorsun, malum dönem sonu, envanter, defterler falan işler çok sıkışık. Şu ameliyatı bir atlatalım bakalım hayırlısıyl… İnşallah; fındıktan sonra düşünüyoruz.

TB (Turhan Boyatlı): Behliyoz haaa, kelegh atma bize… Eee, Milli dahıma ne diyon yeenim?

Ben (ben): Vallahi ne diyim abi… Sitedeki ilk yazılarımdan birinde milli takım için düşüncelerimi dile getirmiş, Alpay, Sanlı, Gündüz Kılıç ve Turgay Şeren gibi genç(!) yeteneklerin kadroya alınmayışını eleştirmiştim.  Aynı durum daha da artarak, giderek daha da acayipleşerek devam ediyor. Milli takımın başındaki kişi, sanki burası bir krallık ve kendisi ülkenin kralıymış gibi sadece kendince anlaşılan kerametler yumurtlamaya devam ediyor. Adını hatırlayamayacağım bir ülkenin başındaki kişi, takvimdeki ayların isimlerini değiştirip kendi kafasına göre yeni adlar vermişti, aynen öyle bir durum bu da. Fakat, işin en ilginç tarafı, bütün bu rezillikler olurken, spor basınında (bu konuda her zaman olduğu gibi) tık olmaması.  Her taraf süt liman… Şenol hoca milli takımı dünya üçüncülüğüne yürütürken yazdıkları hamam dedikodularını, milli takıma belki de tarihindeki en güzel futbolu oynatan Ersun hocayı yemek için çevirdikleri dantelli fırıldakları hatırlıyorum da milli takımın yaklaşık üç senedir içinde bulunduğu akıllara sığmayan çukur hakkında spor basınının tek kelime etmemesine akıl erdiremiyorum. Ne biçim bir çetedir bu Yarabbim?...

Neyse, abi… Başını ağrıtmayayım ama, bu işin sonu iyi değil, ayıp olacak bütün dünyaya karşı. Sen, UEFA kupası finalinin en değerli oyuncusu ve gerçekten Avrupa"nın en etkili hucumcularından birisi olan Fatih Tekke"yi kadroya alma… Yıldıray"ı, Halil"i  alma; sezon boyu takıma giremeyen, hem de Kevin Keegan gibi çılgınlık derecesinde hücum oynatan bir hocanın takımına dahi giremeyen, Emre"yi al, genç Tümer"i al. Niye? Efendim, Emre ile genç Tümer iyi batak oynarlarmış, hoca da severmiş batak oynamayı.  Tabii inanmadım… Amma fazla sürmedi, Emre"nin neden alındığı, iki günde anlaşıldı… Sarı-laci formayla cillop gibi boy boy resimleri ekranları süsleyince. Budur spor basını Türkiye"de, bu olmuştur milli takım yani…        

Sonuç olarak, ne kadar dolu olsam da abi, milli takım aleyhine tahmin yapmak gelmiyor içimden. Sadece, rezil olup, gruptan geri döneriz diye korkuyorum.. Daha bişey demiyorum…

TB (Turhan Boyatlı): Ok.. Çağdaşcazım… Çoh yazmasun.. Ben çalduruviririm sona yine seni cepten…

Ben (ben): Vallahi, işim gereği en çok dayandığım ve dolayısıyla benden de çok yorulan yardımcım telefonlarıma çok zahmet verdim bu ara, abi… Onun için, telefonlarımı on gün dinlendirmeye karar verdim. Önümüzdeki on gün boyunca arayan olursa cevap alamayacak, çünkü telefonlarımı dinlendiriyor olacağım, yani telefonlarım dinleniyor. Haberin olsun,  yengeme de selamlar…

İlk yorum yazan siz olun
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazar Yazıları Haberleri