Teröristi Övmek Mi ?

Ermeni terör örgütü ASALA; 1984 yılına kadar Türk diplomatlara ve kuruluşlarına saldırı, suikast ve sabotaj eylemlerinde bulundu. O dönem Ülkemizin birkaç kahraman  evladı  bazı cesaretli Devlet yöneticilerinin katkısıyla Yurt dışında gerçekleştirdikleri

Ermeni terör örgütü ASALA; 1984 yılına kadar Türk diplomatlara ve kuruluşlarına saldırı, suikast ve sabotaj eylemlerinde bulundu. O dönem Ülkemizin birkaç kahraman  evladı  bazı cesaretli Devlet yöneticilerinin katkısıyla Yurt dışında gerçekleştirdikleri operasyonlarla ASALA’nın kökünü kazıdılar ve tamamen ortadan kalkmasını sağladılar.Söz konusu yıllarda Yurt dışında görev yapan çok sayıda vatandaşımızın canı yandı aileler yıkıldı paramparça oldu. Ülke olarak zamanla unutup gittik bu acıları.

1984 yılında ASALA’nın faaliyetleri tam bitti demişken bu kez de PKK belası vukuu buldu bu ülkenin başına, 1984-2012 yılları arasında binlerce vatan evladı yok yere genç yaşta toprağa düştü, Ülke Vatandaşları olarak zamanla o kadar çok alıştık ki şehit haberlerine, sadece Allah rahmet eylesin vatan sağ olsun demekle yetinir olduk. Sadece bu kadar, şehitlerimizin geride kalan ailelerine ne oluyor, bu acıya dayanarak nasıl yaşıyorlar diye kaç kere kapılarını çaldık ya da Devletin görevlileri ne yardımlarda bulundular takip eden oldu mu hiç sanmıyorum, resmen afyon yutmuş bir millet olduk, etrafımızda olup biten hiç bir şeye tepki gösteremez hale geldik, kısacası sindirildik.
 
Öyle bir hal aldı ki olaylar, Ülkenin koskoca Emniyet Müdürü çıkıp “Dağda ölen teröriste ağlayamıyorsanız insan değilsiniz” diyebiliyor, bu  nasıl cürettir. Evet ben ölen teröriste ağlamıyor aksine sevinç çığlıkları atıyorum, yani sayın Emniyet Müdürünün deyimiyle ben insan değilim “hayvanım” sayın Müdür, yeter ki her gün bu şerefsiz Ermeni tohumu taşıyan, Ülkeyi kan gölüne çeviren kınalı kuzuları Mehmetleri, daha bıyıkları yeni terlemiş Polis kardeşim Ahmetleri haince kalleşçe katleden, gözü dönmüş şekilde canavarca ilim irfan yuvası okulları yakan  teröristler, yok olsun ben hayvan olmaya razıyım. 
 
Terörizmin ne olduğunu yaşamayan bilemez, Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde yaşayan vatandaşlarımızın içinde bulundukları en büyük sıkıntı PKK ile aynı kefeye konmaları, oysa ki bu bölgelerde yaşayanların çok büyük bir kısmı Ülke sevdalısı olup, Milliyetçi duygular taşımaktadırlar. Gelinen bu günde bölgede yaşanan olaylar arasında sıkışıp kalmaları onları gerçek duygularını söyleyemeyecekleri hale getirmiştir. Bunda her kesimin payı vardır.
 
Türk toplumunun da en büyük zafiyeti “PKK ile bölge halkını ayıramamak, PKK militanlarının önemli bir kısmı Ermeni ve diğer Ülke vatandaşlarından oluşuyor, diğer kısmı ise bölge halkından kandırılıp dağa çıkartılanlar ancak her ne olursa olsun Türkiye sınırları içersinde yaşayan insanlar hangi konum ve koşullarda olurlarsa olsunlar asla Ülkeye ihanet etmemelidirler.
 
Bu gün Karadenizin bir çok bölgesinde Et kültürünü bilmeyen aileler var yani et alacak varlıkları yok sadece tarlada bahçede yetiştirdikleri ile yaşamlarını sürdürüyorlar. 11 ay borç yapıp sadece bir ay topladıkları fındık ile bu borçları ödeyip geçimlerini zorluklarla sürdüren   çok sayıda  fakir aile var Karadeniz’de, Ege’de ve diğer bölgelerimizde ama bu insanlar hiçbir zaman fakirlikten ezilmişlikten dolayı Devleti  bölmek parçalamak için baş kaldırmadılar. 
 
Diyarbakır gibi bir şehre Devlet adamı olarak atanmış, bu Devletin çıkarlarını korumakla görevli bir Emniyet Müdürünün bu sözleri sarf etmesi doğru olabilir mi? Tabi bu sözler ne için söylenmiş, bunda amaç ne anlamak mümkün değil, eğer bir rahmetli Gaffar OKAN olma hayali varsa sayın Müdür çok büyük hata yapmış, çünkü rahmetli G.OKAN hiç bir zaman bu tür söylemlerde bulunmadığı gibi, doğal davranışlarıyla bölge halkına kendisini sevdirmesini bilmiş bundan korkan hainler tarafından  şehit olmuştur. Aradaki fark budur.
 
Diyarbakır Emniyet Müdürünün bu söylemlerini köşesine taşıyıp destek veren köşe yazarlarını da anlamış değilim.
 
Köşe yazarı   “ Gelin bu kanı durduralım. Hatalarımız çok. Askerin de çok polisin de, memurun da çok siyasetçinin de, Türk’ün de çok Kürt’ün de. Ama acımız bir. Oğlunu dağda bir hiç uğruna yitirmiş Kürt ana ile evlâdını kör bir terörist kurşunu ile kaybetmiş Türk ananın acısı bir. Çünkü insan her yerde, her halde insan.’ diye bir çağrıda bulunuyor Diyarbakır Emniyet Müdürü Recep Güven.
           
Tebrikler Sn. Müdürüm...
Ben varım!”
Bunları yazıp yayınlıyor köşesinde, iyide be yazar kardeşim sen kaç yıl dolaştın dağlarda, kaç yıl mücadele ettin terörist gruplarla, bunların psikolojisini, gerçek  amaç ve emellerini ne kadar bilebilirsin çoluk çocuk demeden katleden bu hainlerin silahından çıkacak bir merminin belki bir gün sana ya da bir yakınına isabet etmeyeceğinden ne kadar emin olabilirisin! Evet kanı durduralım doğru ama önce dağdan insinler silahlarını bıraksınlar o zaman bu ülkenin yöneticileri de onlarla gereken irtibatı kuracaktır. 
 
Eğer sen dağda ölen bir Terörist ile şehit olan bir polisi veya Askeri aynı kefeye koyup değerlendirme cesaretini gösterebiliyorsan ve Müdürü tebrik ediyorsan ve ben varım diyebiliyorsan! Nerede varsın Dağda mı şehirde mi ? önce ona karar vermen gerekiyor. Sonuç olarak Vatan Toprağı Kutsaldır Kaderine terk edilemez.
 

İlk yorum yazan siz olun
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazar Yazıları Haberleri