Trabzonspor-Beşiktaş
Trabzonspor son yılların en olumlu, en akılcıl ve en üretken futbolunu İnter karşısında oynadı.
Bordo mavili futbolcular sahanın her alanında olması gereken yerde bulunup rakibine üstünlük sağladı.
İnter gibi bir takıma karşı bu denli iyi oynayacaksın, bu kadar gol pozisyonu üreteceksin ama galip gelemeyeceksin.
İşte Trabzonspor’un en büyük hastalığı .
Rakip ceza sahasının içinde veya çevresinde final pasları atamamak .
Futbolda yaratıcılık çok önemli .
Aleks veya Hagi gibi bir futbolcu olsaydı maçın sonucu Bordo Mavililer lehine oldukça farklı olurdu.
İşte yıllardır Trabzonspor’un sıkıntısı bu özellikte bir futbolcunun bulunamaması.
Bordo Mavililer gol yollarında sadece Burak Yılmaz’a endeksli bir takım olma kimliğinden kurtulmalıdır.
Bu kimlik Burak’a da büyük sorumluluk yüklüyor ve ne yazık ki bu sorumluluk onu da yoruyor, yıpratıyor.
Bana göre Burak Yılmaz, İnter maçında gol atamadı ama takım adına en iyi maçlarından birini oynadı.
İnter gibi sağlam defansın arasında CSKA maçında olduğu gibi kaybolup gitmedi.
Tipik bir santrafor gibiydi. Kendisine gelen topları sağa sola arkadaşlarına indirdi. Ayağında top tutarak arkadaşlarının pozisyon almasını sağladı.
Böyle oynamaya devam ederse kendisinden başka gol atanların da ortaya çıkacağı görülecektir.
Colman ve Alanzinho ilk topları iyi kullanma becerilerini ne yazık ki final paslarında gösteremediler. Ama yinede oyunu istedikleri gibi yönlendirerek olumlu görüntü sergilediler.
Halil ve Serkan Balcı mücadeleci kimlikleriyle öne çıktılar. Marek Chec, Trabzonspor’a geldiği günden beri en olumlu futbolunu oynadı.
Celustka sağ bekte daha verimli oynuyor.
Zokora Avrupa maçlarındaki başarısını ligde gösteremiyor. Ligi de ciddiye alıp oynarsa takıma daha fazla katkı sağlar.
Giray ve Glovaçki iyi bir ikili olma yolunda her hafta üstüne koyuyorlar.
Ve en önemli kazanç Tolga Zengin olsa gerek.
Çok değil 2-3 sezon önce bundan kaleci olmaz diyenlere ders veriyor, utandırıyor.
Yaptığı kurtarışlarla hem takımını kurtarıyor, hem de kendini dünyaya tanıtıyor..
Ben Tolga’nın kurtarışlarından çok olgunluğuna hayran kalıyorum.
Tıpki, Burak Yılmaz gibi mikrofon tutulduğunda öyle konuşuyor ki, Fenerli futbolculara adeta ders veriyorlar..
İşte Şenol Güneş’in futbolcularına kazandırdığı en önemli özellik, olgunluk, mütevazilik ve hoşgörülü olma..
Önce insan, sonra futbolcu olmayı öğretiyor.
Futbolcu sadece futboluyla değil, konuşmalarıyla, giyim kuşamıyla, verdiği mesajlarla da topluma örnek olmalıdır.
Trabzonsporlu futbolcular bu anlamda da toplumun büyük kesiminden övgü almaktadır.
Fenerbahçeli Emre Belezoğlu ile Volkan Demirel’in konuşmaları ve davranışlarına bakıldığı zaman niye toplumun büyük kesiminde tepki aldıkları daha iyi anlaşılmaktadır.
Beşiktaş’ı yenmek mi?
Trabzonspor önemli bir Avrupa maçının ardından yine önemli bir lig maçına çıkacak. İnter maçında üst seviyede bir futbol oynayıp herkesin takdirini kazanan Bordo Mavililerin, Beşiktaş maçında ne yapacağı merak ediliyor.
İnter maçındaki görüntüye bakıldığı zaman Trabzonspor’un kazanması kesin gibi. Ama futbol kesin hükmü asla kabul etmiyor. Öyle ki, bir maç çok iyi oynayan takımın ikinci maçı aynı performansla oynaması Türk futbolunda beklenen bir durum değil. Bunun en önemli nedeni istikrarsızlıktır.
Bu anlamda Bordo Mavili futbolcular da maç seçiyorlar. Ama onlar için İnter’i yenmekle Beşiktaş’ı yenmek aynı duygu olsa gerek.
Bu duygu Avni Aker’in tribünleriyle birleşip sahaya yansıdığı zaman Beşiktaş en kolay rakip olacaktır.
En büyük endişem iyi oynayıp gol atamamak. Veya iyi oynayıp basit gol yemek..Tıpki İnter maçında olduğu gibi.. (Tahmin:%60:1 %40:0)
Gençlerbirliği-Fenerbahçe(Tahmin:2)
Galatasaray-Sivasspor (Tahmin: 1)
Orduspor-Mersin İdmanyurdu(Tahmin:1)
İstanbul BB-Gaziantep (Tahmin:%55:2 %45:0)
Eskişehirspor- Ankaragücü (Tahmin:1)
Karabükspor-Bursaspor (Tahmin:%55:2 %45:1)
Samsunspor-Antalyaspor (Tahmin:0)
Manisaspor-Kayserispor (Tahmin: %60:0 %40:1)