Değerli okurlar;
Geçen yazımda yerel seçim öncesinde yerel yönetim adaylarına “yerel kalkınmaya” seçilmeleri halinde liderlik yapmaları çağrısında bulunmuş;
Kamu, Özel ve Sivil sektörlerin birlikteliğinin önemine dikkat çekmiş vee
Kalkınmada kullanılabilecek araçlardan biri de kooperatifçiliği işaret etmiştim.
Geçen on günlük süre içinde hem AB’nin 2017-2030 yılları için karar altına aldığı kooperatiflere destek programına, hem de 8 Şubat 2015 tarihli “Mikado’nun çöpleri” başlıklı kooperatiflere övgüler yağdırdığım yazıma baktım.
Önce 2015 tarihli Mikado’nun Çöpleri’nden kısa bir bölümü hatırlatayım.
Mikado, refah ve barışa ulaştırdığı ülkesini kendinden sonra da güven içinde, sürdürülebilir bir yapıya ulaştırmak ister. Hükümdar olarak bütün üst düzey yöneticilerini toplar ve onlara bir gösteri sunmaya başlar.
Eline aldığı ilk çöpü çıt diye kırar, ikinciyi de üçüncüyü de… Sonra eline on çöpü birden alır, kırmaya çalışır.
I ıh..
Kendisini dikkatle izleyen yöneticilerine şu öğüdü verir:
“Birlik olursanız sizi kimse yıkamaz.”
Alınması gereken dersi alan almıştır umarım.
Günümüzde birlik nasıl sağlanır?
Gelecek tasavvuru, varlıklarımız ve varlık yönetimi üzerinde çokça duruyorum, biliyorsunuz. Bu temel yaklaşımımın en somuta dönmüş hali TİAB ve BNU’nun Marka şehir çalıştay raporudur; bu rapor konusunda savunuculuk (Kamu politikalarını etkileme) çabamı ısrarla sürdürüyorum, sürdürmeye de devam edeceğim. Savunuculuk bazen bir – iki ömür sürebiliyor.
(Yerel Yönetime aday olanların ya da okurların da istemeleri halinde digital ortamda “Marka Şehir Trabzon” Raporunu hemen gönderebilirim.)
Bu rapor Trabzonlular’ın büyük bir katılımla, ortak akılıyla (Kamu, Özel ve STK’lar) tasavvur ettikleri, öncelikli buldukları sektörleri içinde barındırıyor; metodoloji önerisinde de bulunuyor. Trabzonlular’ın gelecek için önemli buldukları sektörleri bir daha hatırlayalım:
1. Ticaret Ve Lojistik Kenti Trabzon
2. Turizm Kenti Trabzon
3. Teknoloji Ve Bilişim Kenti Trabzon
4. Tarım Kenti Trabzon
5. Tasarım Kenti Trabzon
6. Trabzon Ve Spor
7. Sanat Kenti Trabzon
Rapor, bu ortak gelecek tasavvuruna “kim liderlik yapmalı?” sorusuna direkt cevap vermiyor.
Oklar ister istemez kamu kaynaklarını elinde tutan ve doğal olarak her yerel başarıdan bir siyasi rant elde etme arzusu ile tutuşan siyasetçileri işaret ediyor. Ancak bu işe yaramaz. Farklı fikirlerin işbirliği içerisinde çalışmasını beklediğimiz siyaset, artık o siyaset değil Türkiye’de. (Bu en genel kabul). Demokrasi, katılımcılık, hukukun üstünlüğü, hesap verebilirlik, hayal değil bu kavramlar ama Türkiye sancılı bir süreçten geçiyor, kabul ediyorum.
Ancak ben yerel yönetimleri bu işin dışında tutmak istiyorum.
Yerel yönetimler, elbette siyasi güdülerle ancak daha çok bireysel kapasite ve vizyonla yönetiliyor. Yani belediye başkanlarının çapı kadar oluyor şehrin çapı da.
Ankara’nın hantal ve köküne kadar ideolojik ayrışmasının ötesinde, yerelde her gün yüzyüze bakan insanların el sıkışması mümkün. Ben de yerel kalkınmadaki etkili liderlik rolünü yerel yönetimlere veriyorum. Bunu destekleyecek birçok araştırma, birçok başarı hikayesi ve yararlanacak birçok iç/dış kaynak da cabası. Yeter ki yerel yönetime aday olanlar, bu “çap”a sahip olsunlar. Biz de bu noktadan sonra yerelde oy verirken adayların, “çap”ına bakalım. Tramvay yapacağım deyip şehri konforsuz minibüs sistemine terk eden yöneticinin partisinin bir önemi kalmıyor çünkü.
Şimdi, bırakın büyük kısmını yapamayacağınız uçuk projeleri. Planınız nedir onu açıklayın, diyorum.
Tarımı hayvancılığı bitmiş, hizmet sektörü dışında hiçbir alanda öne çıkamayan, üniversitelerinden katkı alamayan, çarpık kentleşmiş, vasatlığa teslim olmuş bir bölge lideri şehrin yönetimine talipsiniz ya, herhangi biriniz bu raporu okudunuz mu ve planınız var mı?
Şurası net; Artık ekonomik kalkınma için şehirler ön plandadır ve yerel kalkınma modelleri ulusal kalkınmanın dinamosudur. Sürdürülebilir bir kalkınma insan ve çevre odaklı, bilim temelli, yerel değerlere sahip çıkan bir ortak akıl sürecidir. Kooperatifler bu bağlamda değerlendirilebilecek verimli bir yoldur. Gelecek tasavvurumuzda yer alan raporda kayıt altına alınmış sektörler için bunun nasıl sağlanabileceği elbette bu yazının sınırlarını aşar.
Ancak sizlere önerim şudur, biraz kooperatiflere dair araştırmalar yapın. Belediyeler bu süreçlere nasıl dahil olmuş, öncülük etmiş analiz edin. Tarım, et, süt, tıbbi ve aromatik bitkiler, kuyumculuk, spor aklınıza gelen başka neler var?
İnsan ve çevre odaklı kalkınma için yol bellidir.
Liderlik yerel yönetimlerdedir.
Öyle bir program açıklayın ki, şaşırtın bizi.