“Üzerimizde kara cüppe değil de başımızda beyaz sarık olsa idi sözümüzün de kıymeti ve ehemmiyeti olurdu”.
2018 yılında Trabzon Havalimanı’na iniş sırasında pistten çıkıp, pistin denize bakan yamacında asılı kalan yolcu uçağı nedeniyle pistin jeolojik ve morfolojik özelliklerini inceleme fırsatını bulmuş olduk.
3 yıl önce kaleme alınan yazıyı okumak için tıklayın...
Yaklaşık 124000 yıl önce, tektonik olarak faylarla yükseltilmiş, eski deniz sahil düzlüğü (denizel taraça) üzerindeki uçak pistinin deniz erozyonu ve yamaç kitle kaymaları tehlikesi altında olduğunu buradaki köşe yazımda: ( ‘Trabzon Havaalanı’nın tehlikeli jeolojik özelliklerini gidermeliyiz’) belirtip ilgileri uyarmıştık.
Pistin, özellikle doğu kısmında, gevşek taraça çökellerinin şiddetli dalga kıyı erozyonu ile aşındırıldığını, uçak inişleri için tehlike arz edecek şekilde daraltıldığını belirtmiştik.
Ayrıca, pist yamaçlarında yarım ay şeklinde gelişmiş ve pistin güvenliğini tehdit edecek şekilde piste doğru gerileyerek gelişen açılma çatlakların varlığından söz etmiştik.
Sonuç olarak, Türkiye’nin hava trafiği yönünden en önemli havalimanları arasında yer alan Trabzon Havalimanı pistindeki yukarıda belirttiğimiz tehlike ile ilgili önleyici mühendislik çalışmalarının yapılmasının havalimanın uçuşlara kapatılmasını gerektirmeyeceğini vurgulamıştık.
Oysa bu gün ilgililer yine ısrarla pistte bilinmeyen nedenlerle uçuşları iptal eden çatlak oluştuğunu açıklıyorlar!
Şurası bir gerçek ki, geçen yıl onarıma alınmış olan pistte yeni çatlakların gelişmesi tehlikenin boyutunu belirten en önemli göstergedir.
FOTO1: Trabzon havaalanı ve pistin genel görünümü. Pistin orta kısımları taraça yamacı kitle akmaları, doğu kısmı ise taraça yamacı deniz dalga erozyonu ve yamaç kitle akma olaylarının etkisi altındadır.
FOTO2: istinat duvarı Trabzonspor tesislerinde sonlanmıştır. Bunun sonucu istinat duvarının doğusunda yarım ay şeklinde pist yamacı kitle kaymaları yaygın şekilde izlenmektedir.
FOTO3: Pist yamacını oluşturan taraça çökelleri tam pekişmemiş olduğundan yarım ay şeklindeki akmalar ve açılma çatlakları pistin orta kısımlarında izlenmektedir. Bu tür deformasyon yapıları pistin güvenliğini tehdit etmektedir
FOTO4: Pist alanın en doğusu deniz dalga erozyonu ve yamaç kitle hareketleriyle uçuş güvenliğini tehlikeye sokacak şekilde daralmıştır. Bu bölgede sahil dalga erozyonunu önleyici çalışmaların yanı sıra pist alanını genişletecek, pist yamacını güvenceye alacak mühendislik çalışmaların öncelikli olarak yapılması gereklidir.
FOTO5: Son yaşanan uçağın pistten çıkıp pist yamacında asılı kalması olayının en önemli nedenlerinden biri olan olası pilot hatası veya kötü hava koşullarından kaynaklanan olumsuzlukları giderebilecek genişlikte pist alanın bulunmamasıdır.