Trabzon’un markaları itibar kaybediyor
Doktorların bile, “yiyin korkmayın” diye şiddetle önerdikleri Trabzon tereyağı;
Akçaabat’ın kekik kokulu “et”i ile o dayanılmaz lezzetine ulaşan Akçaabat köftesini zor günler bekliyor.
Trabzon’da hayvancılık alarm veriyor...
Rivayet muhtelif
Bu iki markamızın ayakta kalması ve katma değer yaratması için;
Trabzon “tereyağı” için süt,
Köftemiz için Akçaabat’ın kekik kokulu eti, yeter miktarda üretilmiyor.
Kaçakçılık ve kötü niyet
Kaçakçılık; mamul ya da yarı mamul ürün, mal, hatta insanın bile; ucuz ve bol olan yerlerden, kıt ya da pahalı olan yerlere resmi kanalların dışında ulaştırılmasıdır. (Piyasa fizikteki bileşik kaplar teorisi gibi işler.)
Kötü niyet ise: marka değeri olan ürünleri orijinal hammaddesi yerine ikincil, ucuz ve kalitesiz hammaddelerle üretmektir. İkisi de ağır sonuçlar doğurur.
Bu iki husus marka değeri ürünlerinize kurşun sıkmakla eş anlamlıdır. Kalitesiz hammadde ile üretim başlangıçta markaların, sonuçta bölge ekonomisinin çökmesine neden olur.
Birinci rivayet
Trabzon tarımının bir önemli başlığı olan hayvancılığın üretim sorunu var. Sütü ve eti yeter miktarda üretemiyoruz. Bu sorun önce markalarımızı itibarsızlaştırır, diğer taraftan işsizliğe, haksız rekabete ve sonuç olarak bölgemizden ciddi göçlere neden olur.
Piyasa asla boşluk kaldırmaz. Fizik yasası gibi…
Bölgemizde hayvancılığın zrnginlik yaratması için; etin- köfteye; sütün- Trabzon Tereyağına- peynire dönüştürülmesi demektir. Yeterli et ve süt yoksa piyasa ihtiyacını (eti ve sütü) akıl almaz yollardan karşılar.
Bu yollar sonunda markalarınızı itibarsızlaştırır ve bölgede istenmeyen sonuçları ortaya çıkarır.
İkinci rivayet de budur.
Sorun üretememek ise çözüm…
Bir taraftan Trabzon Ticaret ve Sanayi Odasında markalarımıza ham madde (et ve süt) sağlayacak hayvancılığın “kümelenme” yoluyla desteklenmesi için çözüm arayışları,
Diğer taraftan Tarım İl Müdürlüğü, Kırsal kalkınmayı Destekleme Kurumu da Trabzon tereyağı ile Akçaabat Köftesine 250 bin €’ya kadar yapılan yatırımlara %50’sini hibe vererek destek olma çabaları var..
Sadece bir kişi saçını başını yoluyor:
Veterinerler Odası başkanı Sebahattin Yazıcı;
TMMOB Trabzon Kent Sempozyumunda (8- 10 Eylül 2011/ Hamamizade İhsan Bey Kültür Merkezi) bölge hayvancılığı üzerine yaptığı konuşmada can çekişen hayvancılığın tekrar eski şaşalı günlerine kavuşturulması için sessiz bir çığlık attı.
Başkan “Trabzon Organize Hayvancılık Bölgesinin” kurulmasını istedi.
Neden?
Başkan, Trabzon’da hayvancılığın çok kötü durumda olduğunu belirtip, Trabzon’da yerli et ve süt üretiminin giderek tükenmekte olduğunun altını çizdi. Yerli üretimin artırılmasının gerekli olduğunu; ancak, üretimin artırılması konusunda bugüne kadar verilen teşviklerin arzu edilen etkiyi yaratmadığını;
Çözüm için “Trabzon Organize Hayvancılık Bölgesi”nin kurulmasını önerdi.
Veteriner Hekimleri Oda Başkanı Yazıcı bugüne kadar yapılan devlet desteklerinden ve hibe programlarından vazgeçilmesini de istedi. (TMMOB 8- 10 Eylül 2011/Kent Konseyi Sempozyumu konuşması.)
Başkan Yazıcı, Organize Hayvancılık Bölgesi olarak da Akçaabat’ı işaret etti ve Trabzon’un bu soruna çok farklı bir yöntemle çözüm getirebileceğini belirtti.
Oda Başkanı; ana girdisi et ve süt olan üreticileri, köylüleri, yatırımcıları,
Kamuyu ve Vekillerimizi, et ve sütü işleyen işletmeleri “Organize hayvancılık Bölgesinin” kurulması için destek olmaya çağırdı.
Son söz yerine;
Markalarımızın itibarının korunması hepimiz sorumluluğundadır. TMMOB’un Trabzon Kent Sempozyumunda konuyu gündeme taşıyan Veterinerler odası başkanının çözüm önerisi dikkate alınacak ve her platformda savunulmaya değer olgunluktadır.