Bugün 15 Temmuz annemin ölüm yıl dönümü, sevgili annem seni rahmet ve sevgiyle anıyorum, bu vesile ile hayata veda etmiş tüm annelerin mekanı cennet olsun.
Benim memleketimin anneleri fedakardır, yaşamları boyunca tüm dünyanın yüklerini sırtlarında taşırlar, bıkıp usanmadan ailelerine en güzel hizmeti vermek için şehirde ,dağda, bayırda her yerde koştururlar, kıymetlerini ne kadar biliriz ki annelerimizin, istediğimiz kadar uğraşalım çabalayalım haklarını ödeyemeyiz.
Annem Yomra/İkisu köyünde rahatsızlandığında babam yarım saat telefon ile 112 acil servisin şoförü ile görüşme yapıyor ama ne hikmetse ambulans şoförü bir türlü şehre sadece 10-12 km uzaklıkta bulunan köyün yerini bir türlü bulamıyor, üstelik dalga geçer gibi babamı oyalıyor ve sonuçta babam 1.5 saat üzerine köyde bulduğu bir taksi ile annemi Numune Hastanesine getiriyor, tabi annem iyice komaya girmiş vaziyette ve sonucunda Noroloji servisi yoğun bakımında 45 gün kaldıktan sonra vefat ediyor.
Numune Hastanesinde rahmetli annemin yanında kaldığım 45 gün boyunca Noroloji servisinde yatan birkaç hastanın dışında taburcu olan görmedim, günüm ölen hasta yakınlarını teskin etmek ve görevlilere yardımcı olarak vefat edenleri morga kaldırmakla geçti.
Noroloji servisinde görev yapan hemşire ve diğer bakıcılara hiçbir sözüm yok görevlerini fedakarca yapıyorlar, ancak o bölüm doktorlarının hasta ve hasta yakınlarına karşı tutum ve davranışları o kadar yoz ve kötüydü ki bazen sabır ve dayanma sınırlarımı zorladıkları oldu, hastanenin diğer bölümleri için söyleyeceğim tek şey, her şey içler acısıydı.
Hastanenin aynı bölümünde 08 Temmuz 2010 tarihinde kayınpederim de vefat etti, cenazeyi hastane morgundan almak için saatlerce morg asansörünün üzerine park etmiş, hastane görevlisinin gelip aracını alması beklendi, ama muhterem şahıs sağ olsun gelmeyince cenaze zorluklarla merdivenlerden çıkarılabildi.
Buradan Hastane görevlilerine, özellikle Başhekim ve diğer doktorlara sesleniyorum artık yeter, sabırları taşırmaya başladınız, hasta ve Hasta yakınlarına nasıl davranılacağını bilmiyorsanız gelin Ankara’da ki Hastanelerde biraz staj yapın ve hastaların nasıl ilgi, sevgi ve saygıyla tedavi edildiklerini, görün. Benim memleketimin insanı Ankara’da ki Hastanelerde yapılan uygulamaları hak etmiyor mu yoksa, Trabzon halkı ya da Karadeniz insanı başka gezegen den mi geldi!
Bu yazdıklarım, benim başıma gelen olaylardan sadece bir kaçı, ya sesini çıkaramayan masum insanlara karşı nasıl davranıyorsunuz onu da Allah bilir, yaptıklarınız bir gün başınıza iş açarsa sakın bunda sorumlu aramayın , sadece aynaya bakmanız yeterli olacaktır.
Hastaneler, işinizi en iyi şekilde yapıp hastaları sağlıklarına kavuşturmanız ve ailelerinize helal para kazanıp götürmeniz için kurulmuştur. Bu nedenle Hastalara doktorluk yemininizi hatırlayıp en iyi hizmeti vermek zorundasınız, eğer bunu yapmayacaksanız orada durmayın ve başkalarının da başını belaya sokmayın, keza hastanede gördüğüm kavga manzaraları da hiç de iyi değildi.
Bir sözümde sevgili Trabzon Milletvekillerime Allah rızası için artık yeter, bu insanların haklarını kim savunacak, Hastanelerde ki bu düzensizliği, ilgisizliği, saygı ve sevgiyi kim düzeltecek, lütfen gerekeni yapın!