Uzun zamandır Trabzon’un ekonomik anlamda ana motorlarından birinin spor olabileceğini ancak mevcut halinin bilimsel bir akıllı dönüştürülmesi gerektiğini yazıyorum.
Sorular basit:
Spor şehri olabilir miyiz? Kalkınmanın ayaklarından birini spor yapabilir miyiz?
Cevabım da basit: Evet!
Peki bir spor şehri olmanın şartları neler? Kaç başarılı takım veya sporcu çıkarırsak spor şehri olduk deriz?
Yok bu iş öyle rakamla olmaz. Peki ne lazım?
Bence stratejimiz olmalı
Spor şehri olmak için bence sağlam bir stratejimiz olmalı.
Nasıl bir strateji? Örneklendireyim.
Trabzon’un bir spor ekosistemi olmalı. Başarılı sporcuları keşfedecek bir ağ; onları uzun yıllar ölçümleyecek ve bilim temelli yetiştirecek bir altyapı; onları yeteneklerinin yanı sıra entelektüel ve psikolojik açıdan geliştirecek ve destekleyecek bir iklim; yetenekli sporcu nasıl pazarlanır konusunda doktora (!) yapmış profesyonel sporcu danışmanları… (Eksiklerim varsa yorumlarda tamamlayın lütfen)
Yani özetle bir ekosistem yaratmak olmalı stratejimiz.
Biraz daha somutlaştırayım, sevgili Yusuf Yazıcı üzerinden.
Yusuf, Trabzonspor’daki başarısıyla yurtdışından kulüplerin radarına girdi ve şuanda Fransa Ligue 1 ekiplerinden LOSC Lille formasını giyiyor.
Yusuf’u (bence) özel kılansa, hem kendini hem de kariyerini geliştirmek için çok çaba sarf etmesi ve etrafında işini bilen profesyonellerle çalışması. Yani kendi ekosistemini kurması.
Bu ekosistemde kimler var?
Marka yönetimi, kariyer ve gelişim planlaması, sosyal medya yönetimi, sponsorluk ilişkileri yönetimi, iletişim ve kriz yönetimi danışmanlığı alanlarında hizmet alıyor.
Yusuf Fransızca öğreniyor, bol bol kitap okuyor, sosyal sorumluluk projelerine dahil oluyor.
Kısacası öyle durduk yere Yusuf Yazıcı kariyeri oluşmuyor. Yetenek bir yere kadar.
Şimdi gelelim Trabzon’a.
Trabzon’un nüfusuna oranla amatör spor kulüp (futbol kulübü) sayısı İstanbul’dan fazladır.
Amatör Spor (ASKF) verilerine göre futbol kulüpleri ve sporcu toplamı, bu konuda inanılmaz bir kaynağa işaret ediyor.
Beş yıl kadar önce yaptığımız sporun bütün bileşenlerinin katıldığı “spor çalıştayında” en fazla atıfta bulunulan konu yetenek keşfiydi. Değer üretmede yeteneğin keşfi ve geliştirilmesinin, iyi yetiştirilmiş yerel antrenörler vasıtasıyla olacağını görmüştük.
İlk önemli adım olarak “Sporcu performans ve data (veri) merkezi” 2- 3 ay içinde söz ettiğim ekosistemin değer üreten bir önemli parçası olarak çalışmaya başlayacak, zamanla olgunlaşacak.
Değer üretme zincirinde antrenörlerin eğitilmesi, yani eğitici eğitimleri diğer bir kritik nokta olacak. “Sporcu performans ve veri merkezinden” elde edilecek verileri anlama, yorumlama ve bunlara uygun antrenman reçeteleri çıkarabilmeleri gerekecek.
Değer olmasını beklediğimiz yetenekli gençlerin eğitim hayatı, yabancı dil bilgileri, futbol sonrası hayata hazırlanmaları, yani sürdürülebilir bir değer zinciri oluşması ayrı bir yatırım konusudur. Kariyer planlamasında gerek spor kolejlerinin, gerekse üniversitelerin çok önemli sac ayakları olarak yer alması gerekir.
Bana göre ekosistemin önemli bir parçası da “yetenekleri” mental olarak “yetenek” olmaya hazırlamaktır. Psikolojik destek, kişisel gelişim desteği, hem gençler hem de aileler düzeyinde ele alınmalıdır.
Spor ekosistemi içinde bir diğer önemli nokta da yeteneklerin pazarlanmasıdır. Yetenek avcılarının (scoutların) bulunduğu ağlara kayıt olmamız, dünyanın önemli kulüpleri ile altyapı işbirlikleri yapmamız ve daha bilmediğim bir çok nokta ile yetenek pazarlaması profesyonelce ele alınmalıdır.
Bu ekosistemi kurmak, değerli yapmak, yeni yapılanmalarla Avrupa ve Amerika’daki spor kümelenme modelleri içinde yer almak, gelişmemizde önemli rol oynayabilir.
Zor mu?
Hatırlatırım bir tarihler şampiyon TS takımı oyuncularının neredeyse tamamı bir dil bilen üniversitede ya öğrenci ya da mezunu oyunculardı. (Atay Aktuğ, Şenol Güneş, Turgay Semercioğlu, Bülent Şahinkaya ilk aklıma gelenler)
Bir dönemler geleceğin dünya yıldızı olarak gösterilen eski Beşiktaşlı Muhammed Demirci’yi hatırlayanınız var mı? On yaşındaki videolarını izlerken parmaklarımızı ısırırdık, bu nasıl bir yetenek böyle diye. Niye dünya yıldızı olamadı Muhammed?
Mevcut yapı ile yıldız sporcu tarlası, ambarı olamayız. Yaratılacak spor ekosistemi ile Türkiye’de fark yaratabilir, uzun dönemli hedefler ile sürdürülebilir bir spor ekonomisi yaratabiliriz. Elimizde herşey var, eksikler tamamlanır. İhtiyacımız olan şey bir strateji, yani spor ekosistemi kurulmasıdır.
İmkansız sadece biraz zaman alır.