Havalimanı şehrin içinde..
Üniversite şehrin içinde..
Hastaneler şehrin içinde..
Tiyatro sinema şehrin içinde..
Otagar-liman-parklar-camiler-okullar kısaca aklınıza gelecek her şey şehrin içinde.
Kutu gibi bir şehirde yaşıyoruz.
Her şey elimizin avucumuzun içinde.
Bu tek başına elbet de bir avantaj değil.
Trabzon’un kendi içinde çözüm bekleyen sorunları yarınlara yönelik umutları ve hedefleri var.
İş-aş-ekmek derdinden tutun daha güvenilir daha yaşanabilir kent adına bir çok sıkıntı var.
Ama tüm bunların üstesinden gelme noktasında hem yerel yönetimin hem de devletin çok ciddi gayretleri var.
Son 15 yılda çok şey değişti, değişim devam da ediyor.
Fakat genel anlamda yaşanan umutsuzluk ve mutsuzluk gözlerden kaçmıyor değil..
Bunun bir çok nedeni olabilir. Anlık parlayan anında patlayan bir yapımız var.
Sonrasında üzülüyoruz ama iş-işten geçiyor.
Zor bir şehirde yaşıyoruz..
Çoğu zamanda biz zorlaştırıyoruz.
Yönetme ve yönetilme noktasındaki ince çizginin ne anlam taşıdığını bilmemiz gerek
Maşallah zaten Trabzon’da yönetici bolluğu var.
Her-kes bir şeylerin başkanı herkes musluğun başını tutma hevesinde.
Şehirde adım atsan başkan çıkıyor karşımıza..
Spor-sanat-siyaset-dernek-oda- yerel yönetimlerin her alanında başkan ve yönetici dolu..
Demokrasiye inancımızın gereği elbet bu çok doğal..
Yeter ki sınırlarını ve amaçlarını korusun..
Peki başkan olmak tek başına yetiyor mu?
Yetmez elbet de..
Başkanların başarı sağlaması ,çözüm üretmesi, güven sağlaması ve üretken olması iyi bir ekip meselesi..
Ekibinizi iyi kurar, samimi, dürüst ve çalışkan olursanız sorun yok.
Tam tersi ise hüsran..
Ekipteki insanlar salt başkana şirin gözükmek için şak-şakçılık yapıyor, yalan-yanlış beyan veriyor ve yanlış yönlendiriyorsa işte o zaman yandık.
Çünkü bu tiplerin tek derdi başkanı mutlu etmek, onu memnun etmekten öteye geçmez.
Her yol mubah anlayışı ile çalışmaktan zevk alanlar gerçeklere karşı gözlerini kapamamalı..
Başkanların başarısı yanındaki ekibin iradesine-azmine ve gayretine bağlıdır.
Yoksa tek başına ne yaparsanız yapın fayda etmez..
Kendisi ile barışık olmayan, fitne-fesat ve kini meslek sayan, iki yüzlülükle durumu idare edenlerin ne kendine ne başkanına ne de topluma hiçbir faydası olmaz.
Bu insanlara yol veren başkanlarda gün gelir duvara toslar.
Benden söylemesi..