İnsanlık tarihi yönetenlerle- yönetilenler arasındaki mücadeleden ibarettir; malların değiş tokuşunun başladığı günden bugüne, neden sonuç ilişkileri ekonomiktir;
Tarih, yönetilenlerin yani üretenlerin ve tacirlerin yönetimde daha fazla söz ve kararlara katılma, hak isteme mücadelesi olarak da okunabilir.
Bu kanlı tarihsel süreç, günümüzün refah ekonomileri yaratmış toplumlarında “yönetişim” ya da “etkileşimli yönetim”, başka deyişle “birlikte yönetim” modeline ulaşarak yönetenler ve yönetilenler arasında bir dengeye ulaştı.
Trabzon’da herşey (!) yasal çerçevede
Trabzon’da da diğer şehirlerde olduğu gibi günlük, hatta saatlik, mesleki beceri gerektirmeyen işler (temizlik, yükleme boşaltma, seyyar satıcılık…) hep olagelmiştir. Bu işleri yapan insanların ekonomik koşullar ile yarattığı yaşam alanları Zağnos ve Tabakhane ya da Çömlekçi gibi alanlara zaman içinde müdahale zorunluluğu ortaya çıktı.
Müdahale zorunluluğu çıktı da ne oldu?
Kendilerine göre kurdukları düzen istimlak edilerek ellerinden alındı.
İnsanlar sürgün edildiler.
Elbette her şey daha güzel olacaktı.
Bu şehrin okumuşu yazmışı, Zağnos ve Tabakhane için; Vadilerdeki dönüşüm için pasif yeşil, yani yürüyüş yolu, yeşili baskılamayan bir düzenleme olmalıdır, dediler.
Dediler de ne oldu?
Zağnos “betonlandı”.
Çömlekçi toptan yıkılmalı mı?
İstimlak yoluyla Trabzon' a yapılan müdahalelerden biri daha Çömlekçi’de gerçekleştiriliyor. Çömlekçi Trabzon’un en eski yerleşim yeri (mahellesidir). İstimlakın en can yakacak örneği toptancı yıkım anlayışıdır. Eski Trabzon fotoğraflarında görüldüğü üzere, İpekyolunun bu en eski liman şehri üstlendiği ekonomik görevlere uygun, sivil mimarinin güzel örneklerini barındırdığı görülmektedir. Bu sivil mimari eserler korunmalıdır.
İstimlak tek seçeneğimiz midir?
Asla.
İstimlak, günün rayici üzerinden kamu yararına yapılan “el koyma” müdahalesidir. Çağ dışı uygulamadır. Devletin rantı, kendi veya ilişkili gruplarına çıkarına dağıtabilmesinin yoludur.
Peki başka ne modeller var?
Mesela Ortaklık modeli var.
Dönüştürülecek alan için bu modelde Kamu (yerel yönetim), yatırımcı ve arsa sahibi bir araya gelir.
Hisseleri oranında bir ortaklık oluşturulur.
Yaratılan rant hisse oranında bölüşülür.
Adı geçen bölgelerdeki dönüşümlerde ortaklık modelinin uygulanmasını seslendirenler seslerini duyuramadılar.
Yerelde istimlak (Trabzon’da) temsili demokrasiden, yani yönetenlerin -ben yaparım olur- anlayışından “yönetişim”e geçilirken kritik eşiğin henüz aşılamadığı,
Ülkede yönetişime geçiş için atılan adımların henüz yerelde hazmedilme aşamasına gelmediği, şeklinde yorumlanmalıdır.
Trabzon’da imar
Her bir yapı
Strüktür (barınmak veya başka amaçlarla kullanılmak için yapılmış her türlü mimarlık eseri),
Fonksiyon (mimari yapıları başka yapılardan ayırt eden özellik) ve
Estetik açıdan şehre katkı sorumluluğu taşır.
Bu bakımdan Trabzon’da imar uygulamalarının, şehre karşı -değer katıp katmadığı- tartışmalıdır.
Çözüm: Yönetilenlerin, şehrin akillerinin şehre sahip çıkmasıdır. Demokrasi sandık ile sınırlanamaz. Şehir forumu ya da düşünce kulübü kurulması; müdahale edebilek işler, sorunlu alanları saptayıp çözüm üretmesi ve önermesi zamanı gelmiş ve geçmektedir.
Sorun tam da bu: BB ve Ortahisar Belediyesi Kent Konseyleri yukarda değindiğim uyarıları ilgililere yapamamaktadır.
Uygarlık şehirlerde üretilir
Düşünce kulübü öncelikle “birlikte yaşamayı” ve “kolektif aklı nasıl ateşleriz?” sorularına yanıt arar;
Bu süreci yaşayarak, ilerleterek şehre sahip çikar;
Yönetişimin gelişmesine katkı koyar.
Başaramazsak; yaratılan ranttan şehir yararlanamaz.
Kimlerin yararlanacağı ise malum.
Saygılarımla.