Kötülüğün muzaffer olabilmesi için biricik şart, iyi insanların hiç bir şey yapmamasıdır
Edmund Burke
Avrupa Birliği tam üyeliği; yok saydığımız, halı altına süpürdüğümüz sorunları anımsatarak; Sivil Toplum ile Kamu ve Özel Sektörler arasında ki diyalogun geliştirilmesini olmazsa olmaz koşul olarak ortaya koyuyor.
AB tam üyeliği; katılımcılığın geliştirilmesi;
Demokrasinin 4- 5 yılda bir sandığa gitmek olmadığını;
Yönetim modelinden yönetişim modeline geçilmesini ve geniş halk kileleri tarafından anlaşılması ve içselleştirilmesi sürecidir.
Türkiye’yi tam üyelik müzakere sürecinde 35 fasıl içinde en çok da “çevre faslı” yoracak…
Çevre masraflı iş. Yatırımların önemli bir kısmı görünen yerlere değil, yeraltına yapılacak.
Katılımcılık yerel demokrasimizi geliştiriyor. Kendi sorunlarımızın farkına varıyor, çözümleri için daha çok çaba harcıyoruz.
Suya sabuna dokunmayanların temizlenip, sorunlarla yüzleşmeleri ve çözüm yolunda katkı vermesi sağlanıyor.
Trabzon’da Çevre sorunları ile ilgili neler oluyor?
Sivil, Özel ve Kamu Sektörlerinden katılımcılarla, YEÇEP ( Yerel Çevre Eylem Projesi) kapsamında Trabzon’da çevre sorunlarını aşağıdaki başlıklarda saptadık:
1 Trabzon’da imar planlarının uygulanamaması; yapılaşmalara çevre önemsenmeden izin verilmesi nedeniyle çarpık yapılaşmalar oluşmaktadır.
2 Endüstriyel atık sular;
3 Evsel atık sular dereleri ve denizi kirletmektedir.
4 Kış mevsiminde özellikle soba ve kaloriferlerin yakıldığı sabah ve akşam saatlerinde hava kirliliği artmaktadır.
5 Mezbahalar ve et kesim yerleri, dereleri kirletmektedir.
6 Deniz kirliliği, balık türlerinin ve popülâsyonlarının azalmasına neden olmaktadır.
7 Evsel atıklar kaynağında ayrıştırılmamakta; bu da katı atıkların hacmini arttırmakta; düzenli depolama tesisinin ömrünü kısaltmaktadır.
8 Taşıtlardan kaynaklanan egzoz gazı hava kirliliği yaratmaktadır.
9 Değirmendere’deki kömür depolama/yükleme tesislerinden kaynaklanan kömür tozları dereleri kirletmektedir.
10 İç göç sonucu kentin hava koridorları olan vadilerde kaçak yapılaşma nedeniyle hava kirliliği sorunu artmaktadır.
11 Dolgu alanlarının giderek artması sonucunda deniz ekosistemi etkilenmektedir.
12 Köylerden (merkez ve Maçka İlçesi) kaynaklanan evsel katı atıklar, derelere atılmaktadır.
13 Belediye tarafından belirlenmiş hafriyat döküm alanı bulunmamaktadır.
14 Atık akülerin bir kısmı hurdacılar tarafından toplanmaktadır.
15 Atık piller için bir yönetim sistemi bulunmamaktadır.
16 Çarpık yapılaşma, kentin tarihi dokusunu olumsuz yönde etkilemektedir.
17 Ambalaj atıkları için mevzuatın gerektirdiği yeterlikte bir yönetim sistemi bulunmamaktadır.
18 Tehlikeli atıklar mevzuata uygun şekilde geçici depolanamamakta; bertaraf ve geri kazanım tesislerine gönderilememektedir.
19 Tarımsal faaliyetlerde kullanılan ilaçlar ve gübreler su kaynaklarını kirletmektedir.
20 Trabzon’da içme suyu kesintileri yaşanmaktadır. İçme suyu klor kokmaktadır.
21 Plansız yapılaşma yeşil alanların yok olmasına neden olmaktadır.
22 Kentin büyümesi sonucu, çimento fabrikası, oto galerileri ve sanayi siteleri şehrin içinde kalmıştır.
23 Bitkisel atık yağlar için hanelere yönelik bir yönetim sistemi bulunmamaktadır.
24 Sahil otoyolunun gerisinde kalan kıyı şeridinden kentte yaşayanlar ve kenti ziyaret edenler yeterince yararlanamamaktadır.
25 Kullanma suyu şebekesinden ve depolarından kayıplar ve kaçaklar (belediye
kullanımları dahil) %64 civarında olduğundan su kaynakları müsrifçe harcanmakta;
su temin maliyeti artmaktadır.
26 Çarpık yapılaşma ve tabela kirliliği, kent peyzajını olumsuz yönde etkilemekte; görsel kirlilik yaratmaktadır.
27 Limandaki atık kabul tesisi her türlü atık almaya uygun değil.
28 Balıkçı barınaklarının atık kabul tesisi bulunmamaktadır.
Sorunları saptadık da ne oldu? Bundan sonra ne olacak?
Bu sorunları öncelik sırasına sokulacağız, belli bir takvim yapacağız, kısa, orta ve uzun vadede çözülecek şekilde sıralayacağız. Trabzon Belediyesine sunacağız, uygulamaların bu takvim çerçevesinde yapılıp yapılmadığına bakacağız.
Yapılmayanları ve yaşamımıza olumsuz etkilerini diğer iyi insanlara anlatıp paylaşacağız.
Sizce de katılımcılık sağlanarak “demokrasimiz yerelde de” gelişiyor mu?
İyi insanlardan bu haftalık da bu kadar.