Trabzon Sağlık müdürlüğü tarafından, İstanbul’da düzenlenen “Sağlık Turizmi Fuarına” davet edildim.
Fuarları daima önemli öğrenme ortamları olarak görmüşümdür.
Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansının desteği ile Trabzon Sağlık Müdürlüğü öncülüğünde, Trabzon’un Kamu ve Özel Sektör Hastaneleri yöneticileri fuardaydı ve herkesle sohbet etme fırsatı buldum.
Turizmde Katma değerin ve çeşitlemenin önemi artıyor
Sağlık turizmi, 100milyar dolarlık bir ekonomik büyüklüğü ifade ediyor.
Zenginleşen, entelektüel birikimi yüksek ve yaşam süresi uzayan insan, birden çok nedenle üçüncü yaş dönemini (yaşlılık) huzur evinde değil, yaşam köyleri olarak adlandırılan yeni yerleşkelerde geçirmek istiyor.
Bu yerleşkelerde insanlar, sağlık sorunlarına çözüm üretildiği, inançlarını yaşadığı, yemek tercihlerine saygı duyulduğu (vejetaryen vb. özellikleri dikkate alınan), hobileri ile ya da edineceği yeni hobileri kaliteli zaman geçirebildiği ve daha pek çok hizmet ve aktivitenin iç içe geçtiği doğa parçaları içinde yaşamak istiyor.
Yaşam köyleri “Sağlık Turizmi” altında değerlendiriliyor.
Bu köyleri kurma fikri, devletin de 2012/14 sayılı döviz kazandırıcı sektörler kapsamında destekleniyor.
Bu köylerde insanlar,
Özel ilgi görecekleri sağlık hizmetlerinin yanı sıra, sabah kalktığında yumurtasını kümesten, sütünü sağacağı inekten alabilir, ekmeğini kendi pişirebilir…
Yaşam köylerini, Avrupa’da yaşayan emekli Türkler başta olmak üzere Almanya ve diğer milletlere de satabileceğimizi düşünüyoruz.
Ben de üçüncü yaşımı böyle bir yerleşkede yaşamak isterim elbet.
Nerede kurabiliriz bu yaşam köylerini?
Baştan fikrimi söylemek isterim ki benim favori yerleşkem Hamsiköy. Birçok turizm noktasının ortasında bir doğa harikası. Ancak yer belirleme konusunda sorumluluk tabiki kamudadır.
Kamu otoritesi yer belirlemede, geniş katılımlı bir çalıştay düzenleyerek konunun uzmanlarının ve bölge insanlarının görüşünü almalı ve hatta bir SWOT analizi uygulayarak fırsat ve tehditleri de masaya yatırmalıdır.
Hadi artık!
Henüz işin başındayız. Henüz sadece söylem aşamasındayız. Turizmle ilgili çok hayal kurduk, çok konuştuk, çok yazdık. Sadece otel yatırımlarıyla turizm hayal etmek, dünyada ve hatta Türkiye içinde artan turizm rekabetini göz önüne alınca pek gerçekçi durmuyor.
Turizmde farklı şeyler yapmanın zamanı inanın geldi de geçiyor.
Artık harekete geçme zamanı…