Son bir aylık şike sürecinde yaşananları gördükçe Trabzonspor’un ne büyük bir zafer kazandığını söylemeden edemeyiz.
Şike iddialarında da ortaya çıktığı gibi Fenerbahçe Trabzonspor’u aşağıya alabilmek için her yolu denemiş.
Biz zaten sezon boyunca “Fenerbahçe şampiyonluk için her yol mubahı oynuyor” şeklindeki yazılarımızda bunlara değiniyorduk.
Emniyetin elde ettiği dinleme kayıtları bizi haklı çıkardığı gibi, Trabzonspor’un da ne büyük ayak oyunlarıyla şampiyonluğu kaybettiğini göstermektedir.
Emniyetin kayıtlarında da görüldüğü gibi Fenerbahçe kendi rakiplerine şike, Trabzonspor’un rakiplerine teşvik vererek öne çıkmaya çalışmış.
Bu arada İstanbul medyasını da Trabzonspor üzerine komplo kurmak için bazı yazarları çok iyi organize etmiş.
Bu yazarlar aracılığıyla gazetelerinde asparagas komplo haberler manşetlere taşınmış.
Erman Toroğlu’nun lig Tv’den kovdurulup yerine Sinan Engin’in atanması, müzikçi! Ercan Saatçı’nın spor yorumcusu! yapılıp kanallara monte edilmesi, Ertuğrul Özkök’ün Sivas’da Fenerbahçe otobüsüyle ta soyunma odasına kadar gitmesi, asla tesadüf veya bir habercilik başarısı değildir.
Bunların tamamı Trabzonspor’un şampiyonluğunu engelleme faaliyetleridir.Bütün bu faaliyetler karşısında Trabzonspor gerçekten gayrimeşru hiçbir yola başvurmadan 82 puan toplamışsa ki, ben buna inanıyorum, kocaman bir teşekkürü hak etmişlerdir.
Hayır, onlar da kendi taraftarının “Fenerbahçe veriyor sende ver” görüşü ve baskısı doğrultusunda hareket edip teşvik girişiminde bulunmuş olsalar bile çok fazla eleştirmem.
Çünkü yıllardır Türkiye’de futbol oyunu kurallara göre oynanmıyordu. Şampiyonluklar kural dışı oyunlarla belli oluyordu.
Bundan da en çok zararı hep Trabzonspor çekmekteydi.
Hatırlayın 1996 yılını..
Hatırlayın 2004 yılını.
Hatırlayın 2005 yılını..
Bütün bunları yaşamış bir Trabzonspor’un 4. şampiyonluğunun elinden alınmasına kayıtsız kalmasını kimse bekleyemezdi.
Ama yine şer odakları işbaşındaydı ve Trabzonspor’un 4. şampiyonluğunu da resmen gasp etmişlerdi..
Yönetim çaresiz, taraftar yine şaşkındı..
Olup bitenden herkes haberdardı ama “Atı alan Üsküdar’ı geçmiş” mantığı ağır basmıştı.
Herkes kaderine razıydı ama Trabzonspor asla razı olamazdı. Çünkü bütün oyunların onun üzerine oynandığı emniyetin suçüstü operasyonuyla ortaya çıkmıştı.
Şu ana kadar ki bilgi ve belgelere göre Trabzonspor yönetimiyle ilgili ciddi iddialar yok.
Fenerbahçe’nin şampiyon olması, Beşiktaş’ın da kupayı kazanması için çevirdikleri filmleri, kurdukları komploları, harcadıkları oyun dışı paraları gördükçe Trabzonspor yönetimine ne kadar teşekkür etsek azdır diye düşünüyorum.
Sadece Trabzonsporlular değil, tüm Türk futbol kamuoyu böyle oyunlar karşısında dimdik ayakta kalıp helalinden 82 puan toplayan Trabzonspor’a teşekkür etmelidir.
Ayrıca, Türk futbolunun Trabzonspor’a 4 şampiyonluk borcu olduğunu da hatırlatmakta yarar vardır.
Ne transferi?
Trabzonspor’un Benfica’ya elenmesinin ardından herkeste yine transfer beklentisi ayyuka çıktı.
Gazeteler her gün yeni yeni yabancı futbolcu isimleriyle taraftarın kafasını karıştırıyor. Öncelikle şunu belirtmek isterim ki, Benfica maçı Trabzonspor için asla ölçü alınmamalıdır.
Trabzonspor iyi bir kadro kurmuş zamanla daha iyi işler yapacaktır. Benfica karşısında özellikle ikinci maçta iyi oynamadı, bireysel çok hatalar yapıldı ama bunun rakibin oyun anlayışından kaynaklandığı göz ardı edilmemelidir.
Teknik becerisi oldukça yüksek futbolculardan kurulu Benfica, sahanın her alanında pres uygulayarak Trabzonspor’un kendi sahasından rahat çıkmasını ve oyun kurmasını engelledi.
Böyle olunca da Bordo Mavililer kötü göründü. Ama her iki maçı kıyasladığınız zaman ortada bir hakem felaketi olduğu da göz ardı edilmemelidir.
Onun için bu maçlara bakıp transfer beklentisi içine girilmemelidir. Hele hele de yabancı futbolcu. Trabzonspor şu anda belki yerli futbolcusu en az takımlardan biridir. Durum böyleyken hala daha yabancı futbolcu isimleri nerden çıkıyor doğrusu bende anlamıyorum. Bunlar kafa karıştırmaktan başka bir işe yaramazlar.
Ayrıca da, şu anda hiçbir takım mali olarak önünü net göremediği bir ortamda ekonomik olarak yeni külfetlere girmek kolay olmasa gerek.
Akyazı “Karayazı” olmasın..
Trabzon ve Trabzonspor için çok önemli bir proje Akyazı Projesi.
İlk olarak Trabzonspor eski başkanı Nuri Albayrak’ın gündeme getirdiği bu proje, özellikle Bordo Mavili taraftarlarda büyük bir heyecan yaşattı. Bu heyecan önceleri “ Bu projeye ne zaman başlanacak?” şeklindeydi.
“Yapılsın mı, yapılmasın mı?” derken aradan 5-6 yıl geçti ve sonunda projeyle ilgili dolgu çalışmaları başlatıldı.
Nisan ayında başlatılan ve hızlı bir şekilde sürdürülen dolgu çalışmaları taraftarlarda “Bu proje ne zaman bitirtilecek?” heyecanını yarattı.
Ancak geçtiğimiz ay Mimarlar Odasının yargıya başvurması sonucu dolgu çalışmaları durduruldu.
Evet deniz doldurularak böyle bir proje yapılması belki çok sağlıklı değil ama, Trabzon’un jeopolitik yapısı bunu zorunlu kılmaktadır.
Durum böyle iken Trabzon ve Trabzonspor için son derece önemli olan Akyazı projesinin durdurulma girişimlerini yanlış buluyorum.
Trabzon’un ve Trabzonspor’un çehresini değiştirecek olan Akyazı projesinin “Karayazı” ya dönüşmemesi için herkesin sorumluluk içinde hareket etmesi gerekir.
Sivil toplum örgütleri, Trabzon Belediyesi, Trabzonspor, KTÜ, Ticaret ve Sanayi Odası gibi önemli kurumlar bir araya gelerek ortak hareket edip bu projenin önündeki tüm engelleri kaldırmalıdırlar.
Bu projenin sahibi bir kişi veya bir kurum değil, tüm Trabzon ve Trabzonlular olmalıdır.