Herkes Trabzonspor'un saha performansına bakarak geriye gittiğini düşünüyor. Ben ise tam tersi. Uzun yıllardır süregelen yönetim anlayışı ile Trabzonspor sıradanlaşıyor, sıradanlaştırılıyor. Hakem de biliyor işini. Dört dakika ara ile hem de terddütlü iki pozisyonda Trabzonspor aleyhine beyaz noktayı göstermek önceden cesaret işiydi. Şimdi ise sıradan. Sıradanlaştığımız için maçımıza Volkan Bayarslan'ı da gönderirler, daha çömez birisini.
Tüm yükü hakeme yıkma niyetinde değilim. Herkesin hatası var bu sonuçta. Ama ana kaynak kulübün, camianın sıradanlaşması.
Hami Hoca iyi kadro çıkardı. Evet Zeki sırıttı yeni mevkisinde. Sırtı rakip kaleye dönük iken aldığı her topu, kaptırmamak adına geriye oynadı. Aslında yüzünü dönebilse, çok farklı olacaktı. Burada en suçsuz olan Zeki. Bölgenin iki oyuncusu Zokora ve Colman, sıradanlaşan Trabzonspor'u ciddiye almıyorlar. Yaşananların farkında olan nadir isimlerden Hami Hoca'da gereğini yapıyor. Ellerine sağlık Hami Hoca'nın. Son üç haftada aldığı kararlar üç puandan çok çok önemli.
Olcan ve Özer ilk yarıda neredeyse yoktu. Savunmanın solundaki Mustafa Akbaş'ın koruduğu alana tramvay hattı döşedi Eskişehir'in sağbeki. Adrian gelme zahmeti göstermedi geriye. Ikinci yarıda o bölgeye Özer geçti ama nafile. Insan düşünmeden edemiyor. Yusuf Erdoğan daha erken düşünülebilir miydi? Yusuf'un olduğu yerde, rakip savunma bu kadar gelebilir miydi acaba?
Yıllardır bordo mavili takımın sol savunması konuşulur. Ama önündeki isimler hiç konuşulmaz. Yattara-Szymkowiak-Gökdeniz üçlüsünden başlayıp bu güne kadar gelin bakalım. Yargı hep aynı. "Sol bekimiz yok!" Soldaki sorunun yarısı da önde oynayanda.
Ilk yarıda kalecinin hatasından bulunan gol, ikinci yarının renkli geçeceğinin göstergesiydi. Öyle de oldu. Ani bir atakta Adrian'ın kişisel becerileriyle orta sahadan getirdiği topa Henrique için sadece dokunmak kaldı.
Sonrasında öyle bir pozisyon var ki! İşte maçın dönüm noktası burası. Henrique, üçe bir pozisyonda topu Adran ve Olcan'ın önüne aktarmadı. Döndü penaltı oldu 1-2.
Henrique işte böyle biri. Bazen hayran kalıyorsunuz. Bazen de değil golcülüğünü, futbolculuğunu sorguluyorsunuz. Atacaksın hemşehrim. İster hakem, isterse başka bir etken. Deplasmanda iki farklı skoru yakalamışsan, gereğini yapacaksın.
Ardından yine çıkarken kaptırılan bir top. Hem de beşe iki çıkarken kaptırılan. İkinci penaltı. 2-2
Her iki penaltıda da en büyük katkı Eskişehir seyircisinindir. Tecrübesiz hakemi adeta ablukaya aldılar. Düdüğü Volkan Bayarslan taşıdı ama Eskişehir seyircisi öttürdü. Nedense Avni Aker'deki aynı atmosferi, etkiyi göremiyoruz.
Kazansaydık rahatlayacaktık. Ama olmadı. Başta da dediğim gibi. Hami Hoca'nın birçok kararı alınan üç puandan daha önemli. Zaman, Hami Hoca ve onun gibi düşünenlere destek olma zamanı. Kendi oyuncusu ve hakemler tarafından ciddiye alınan kulübü geriye döndürme zamanı.
***
Birkaç cümle de 1461 için.
M.Reşit Akçay'ı Trabzonspor'a getirenler, eldeki bulgurdan olduklarının farkındalar mı acaba. Yazık oldu bu takıma. Birilerine yaranmak adına hocalık, vs. diğer görevler verdiler.
Kalırsa bu sezon PTT 1. ligde, getirin Osman Özköylü'yü takımın başına.
Gerçi o Trabzonsporlu ama Trabzonlu değildi.
Pardon! Bizim ne haddimize, pişmiş aşa su katmak.