Maçlar hoş, stadyumlar boş…
Bursaspor yönetimi TFF’ye restini çekti ‘’ Biz önümüzdeki sezon tüm biletlerimizi, kombine olarak satışa çıkaracağız. Maç günü bilet satılmayacak . Bu yüzden İstanbul kulüplerine kepçe ile biz ve Trabzonspor’a kaşık ile verdiğiniz pasolig yüzdelerini biz kabul etmiyoruz. Trabzon yönetimi kabul ettiyse bu onların sorunu. Bursaspor olarak asla pasolig kartına geçmeyip , tüm koltuklarımızı kombine olarak satışa çıkaracağız ‘’ dedi.
Haliyle yağmur sonrası açan güzel, güneşli bir havada hatırı sayılır sayıda bayanlar ve çocuklar, ücretsiz biletlerini alarak karşılaşmaya geldiler. Köşe bir tribünde de Trabzonsporlu bayan ve çocuklar vardı.
*
Ev sahibinde Şamil ve Serdar kart cezalısı olduğu için, Baser, Civelli ve Ferhat da sakat oldukları için kadroda yoktular.
Konuk ekip de ise Bosingwa ve Özer sakat oldukları için, Mustafa Yumlu’da cezalı olduğundan Trabzon’da kaldılar. Colman , Bamba ve Gökhan’da maç kadrosunda bulunmayanlardandı.
Bordo mavili takım için UEFA , yeşil beyazlılar için prestij adına önem taşıyan bir karşılaşmaydı.
İlk yarıda Trabzonspor Yusuf ve Aykut’ la üst üste yakaladığı 2 net skor değiştirecek pozisyon, Bursa defansı tarafından gol çizgisi üzerinden son anda çıkarılması, karşılaşmanın gidiş hattını değiştirdi diyebilirim. *
Oyunun 10.dakikasında Zeki Yavru’nun rakibi Bekir’i, göz ve vücut markajından kaçırması, Bursasporlu Bekir’in güzel şutuna ve önce yan direğe, ardından filelere giden golüne etki etti desek yanlış olmaz. Tabi bunlar futbolun iyi, kötü tarafları az hata yapan taraf kazanacaktır mutlak.
Bu gol sonrası Henrique’nin eşitliği sağlayan golü kendi adına da önemliydi. Trabzonspor tarihinde Gürcü oyuncu Şota’dan sonra en fazla gol atan yabancı oyuncu koltuğuna göz dikti bizim sambacı.
Böyle devam ederse de, 2.sıraya yerleşecek gibi. Bu arada sahada basmadık yer bırakmayan Alex Bourcenau’ya da koca bir alkış lütfen.
*
Bu maçın büyük bir bölümünde, Trabzonspor genelde oyunun kontrolünü elinde tuttu. Defansındaki önemli isimlerinin yer alamaması da zaman zaman kendisine oldukça sıkıntı yarattı. Buna rağmen Yusuf’un acele ederek Olcan’ın çok müsait anında, bu oyuncunun önüne değil de arkasına attığı ortalar, saha kenarındaki Trabzon kulübesini oldukça kızdırdı.
61.dakikada sevinen ise bu sefer Trabzon değil Bursa oldu. Belluschi’nin kullandığı serbest atış önce yan direğe, ardından topa atlayan kaleci Onur’un sırtına çarparak kalenin içine düşünce, bu ballı gol oyuna da hareketlilik getirdi.
Trabzon forması giyerken genelde sahada eli belinde dolaşan Volkan Şen, bu 90 dakikada kıçına motor takmış gibi oynayınca, onun iyi niyetinden şüphe etmekte demek ki haklıymışım.
*
Oyuna 2.yarı içerisinde giren Şahin ve Emre’de sahadaki arkadaşlarına uyunca, sıkıntı oldu.
Kadir Keleş’in uzatmalarda attığı beraberlik golü belki de can kurtaran simidi gibiydi.
2-2 den sonraki kalan son 2 dakika içerisinde, Onur ‘un muhteşem kurtarışlarına yine dua edilsin.
76. kez karşılaşan her iki ekip de, 28. beraberliklerini alırken, Hami Mandıralı takımın başına geldiği haftadan itibaren yenilgisizliğini de sürdürmüş oldu. Hami hocayı da ilk kez durgun gördüm. Sanki aklı maçta değil başka yerdeydi, haksız da değil hani.
Kaçırılmayacak golleri kaçırırsa bir takım beraberliğe sevinir, biraz da öyle oldu sanki.
Trabzonspor takımının ve yedek kulübesinin konsantresini eksik gördüm bugün.. Kulübün başkanı olarak teknik adamınla halen daha oturup sözleşme yapmazsan sayın Hacıosmanoğlu, bitime son iki hafta kala, Avrupa kuplarına el sallaman da sürpriz olmaz.