Her üçü de iyi eğitimler almış; üçü de Trabzon sevdalısı.
Üçünün ortak noktası:
Kadınların “toplumsal yaşamın bütün alanlarında” “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği”ni savunuyorlar;
Bu üç kadın, bütün eylemlerini rutinin tuzağına düşmeden ve başarılarını katlayarak sürdürüyor…
Her üçü de inatçı bir kararlılıkla, insani sınırları zorlayan özveriyle ve başarmaktan
Trabzonlu iyi eğitim almış üç kadın:
- Sinem Mısırlıoğlu: Birleşmiş Milletler (BM) ’nin, İçişleri Bakanlığı ile yürüttüğü “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği” projenin BM temsilcisi.
- Şükran Üst Yangin: Kadın Sanatçıların Dünya Ölçeğinde örgütü olan “Femin Art”ın Genel Başkanı, ressam.
- İnci Emirzeoğlu; Kooperatifçiliğin kitabını yazacak kadar kooperatifçiliğin içinden çıkıp gelmiş. Toplumsal Kalkınma Derneği “TOKADER”de sivil aktivisti.
İlk elden tanıklık ettiğim bu kadınların bir derdi var. Kendi hemcinslerinin eğitim, sağlık vb. ekonomik, sosyal hayatta ulaşımlarını engelleyen ne varsa kaldırmak için çaba harcamak…
Yazdıkları başarı hikayeleri ile;
- Trabzon İl Kadın Koordinasyon Kurulunun kurulması,
- Yerel eşitlik biriminin kurulmasını sağladılar.
Bu üç kadın asli görevi evi geçindirmek olarak tanımlanan erkeğin rolü üzerinden de çok şeyi tartışmaya açmayı başardılar.
Anadolu kadınının damarından besleniyorlar
Toplumsal cinsiyet eşitliği üzerinde attıkları her adımı, kendilerine biçtikleri sorumlulukları projelendirerek, içinden geldikleri ortamın , " kerameti sadece kendinden menkul" bir anlayışın da tutsak olmadan sürdürüyorlar uğraşlarını.
Her üçü de "saygı uyandıran ve ilham veren özü" yakalamış. Trabzon’da ve Bölgede ayak basmadık yer bırakmadılar; eğitimler, konferanslar, paneller, festivaller düzenleyerek ışıklarını paylaşıyorlar.
Bu üç kadın; Girişimciliğin kadınlar arasında yaygınlaşmasını, kadınların kendi işletmelerini kurmalarını,
Düzenledikleri festivallerle yirmi ülkeden 100’ e yakın kadın sanatçıyı Trabzon ile buluşturmayı başararak,
Ağır bir romanın karakterlerine bürünerek, Trabzon’un duvarlarını resimlendirdiler.
Yalnız kadın hareketine değil, Trabzon’a artı değer katıyorlar.
“Trabzon Filarmoni Orkestrası Derneği” nin Cumhuriyet konseri
Trabzon’un zenginlik üretmesi, hepimizin içten katılacağı, ezberimizde yer edecek bir “gelecek stratejisi “ çerçevesinde gerçekleştirilebilir. Değişen her koşulda “ gelecek stratejimiz” yol göstermelidir.
Geçmişin zenginliği ile övünmek iyi de…
İpekyolu’nun bu ismi çok bilinen Trabzon limanı, tüm zamanlarda zenginlik oluşmasına iki önemli katkıyı yapmıştır:
BİR Trabzonlular, limana akıp gelen (ister kara isterse deniz yoluyla) farklı kültürlerden “insanlar” ile bir arada yaşayarak,
İKİ Farklı ülkelerde üretilip Trabzon limanına akan ürünlerle yüzleşerek,
Bankerleri, Bankaları ve 12 konsolosluğuyla yalnız ekonomik alanda değil,
Operasıyla, tiyatrosu, el sanatları, gazetelerinin yarattığı aydınlanma, spor kulüpleri ile, müziğiyle… büyük bir zenginliği yaratabilmiştir.
Trabzon için yeniden zenginlik üretmeliyiz
Bu kadim şehir beslendiği ana damardan uzaklaştı. Bir Kuşun uçması için iki kanadının olması gerektiğini anımsamalıyız.
Maddi zenginliği;
Kültür, Sanat kurumları ile yaşam zenginliği yaratabilmeliyiz.
“Trabzon Filarmoni Orkestrası Derneği” Cumhuriyetin 89. Kuruluş yıldönümünde rutinin dışında “kutlama etkinliği için verdiği konser” ile;
Bahsettiğimiz zenginliğin yaratılmasının,
Çok sesliliğin yeniden anımsanmasını sağladı.
Ömürleri uzun olsun…
NOT:
İŞKUR “istihdam, kariyer ve girişimcilik” etkinliği
15-17 Kasım 2012 Tarihleri arasında Dünya Ticaret Merkezinde. https://trabzonikage.org/index.php?link=63 program bilgisine ulaşılabilirsiniz.