Pazartesi akşamı Eskişehirspor hezimetinin ardından gelen kupa mesaisi, bir önceki maçın unutulması için iyi bir fırsatı. Rakip Şanlıurfaspor'un Trabzon şehri için önemi büyük. İki sezon önce kazanılan Türkiye Kupası'nda atılan kardeşlik tohumları koca bir ormana dönüştü. Onun için rakipten daha çok kardeş kelimesini kullanmak daha doğru olacaktır.
Tabii ki kadroda değişiklikler bekliyorduk. Tolga, Zeki, Mustafa, Celustka, Aykut ve Henriuqe ilk onbirde başladı. Buradan anladığımız odur ki, Vittek, Marek Cech, Ferhat, Alanzinho kadroda düşünülmüyor. Bakmayın siz Brezilyalı bücürün son dakikalarda oyuna girmesine ve harika bir gol atmasına. Şenol Hoca Alanzinho'yu düşünse Adrian yerine onunla başlardı. Hem de Pazartesi oynanacak Gençlerbirliği maçı öncesi.
Henriuqe'nin ise, hafta içerisinde Alanzinho tarafından Messi ile kıyaslamasından ve hatta daha yetenekli bulunması nedeniyle hatırlandığı kanaatindeyim.
İKİ GOL RAHATLATTI AMA!
İlk yarıda gelen iki gol, skor rahatlığı yaratsa da Trabzonsor'un hiçbir şey oynamadan skor üretebileceğine olan sonsuz inancı (!) devam ediyor. Nereye kadar gider, nasıl çözümlenir kestirmek mümkün değil. Ama bildiğim şey; Başkan'dan Hocaya kadar herkes büyük bir panik halinde. Taraftar ise kendi keyfinde. Sonuçta onlar da haklı. Takım top mu oynuyor da izlesinler? Aslında taraftarın tribünlerde kendi halinde yaptıklarının büyük ders. Dalga geçiyor anlayanla. Diyor ki; " Hey sahadakiler! Siz bana tat vermiyorsunuz, ben de kendi keyfime bakıyorum."
İkinci yarıya kardeş takım daha istekli başladı. Onlar da biliyor ki ağabeyde bir şey yok. İkinci bir Serdar Özkan'ları olsa daha tehlikeli olabilirlerdi. Direkten dönen topları ve Mustafa Yumlu'nun çizgiden çıkardığı pozisyon sonrasında onlarında ümidi kesildi.
SADECE GOLLER GÜZEL
Sonrasında Sapara ve Alanzinho'nun katkılarıyla biraz daha hareketlendi bordo mavili ekip. Alanzinho'nun vuruşunu alkışlarken, Paulo'ya atılan ara pası ve genç Brezilyalının vuruş tekniği yüzleri gülümsetti.
Diğer bir nokt ise Aykut Akgün'ün çabasıydı. Kötülerin arasındaki iyi olarak sıyrıldı.
Trabzonspor'da istikrar hastalığından bahsetmiştik. Hem bireysel performans hem de takım oyunu ve skor anlamında iyi giden üç hafta göremedik. İşte Adrian örneği. İki hafta oynadı, sonrasında kayıp. Olcan bir var bir yok.
Kupada bir üst tura çıkmak güzel. Ancak geleceğe umutla bakan bir Trabzonsporluluk varsa el kaldırsın...