Kulüp Başkanı İbrahim Haciosmanoğlu göreve geldikten sonra Trabzonspor’u yaz boz tahtasına çevirdi.
Önce kendi öz kaynaklarına önem vereceğini söyledi.
Bu konuda önemli adımlar da attı.
Erken döndü bu yoldan, tam zıttını yapmaya başladı.
Şampiyon olacak takım kuracağım, kurduğum takım şampiyon olmaz ise görevi bırakacağım açıklamaları yaptı kamuoyuna.
Çok pahalı ve sayısal olarak çok fazla oyuncu transfer etti.
Hedef şampiyonluk olunca, transfere para saçmakla ve çok futbolcu transfer ederek, takımı kökten değiştirerek şampiyon olacağına inandı.
Göreve geldiği kısa zaman içinde 4 teknik direktörle çalıştı.
En son Ersun Yanal’ı göreve getirdi.
Haciosmanoğlu’nun hedeflediği ve rotayı olmazsa olmaz diyerek şampiyonluk çizdiği takım, daha ilk yarının bitmeden zirveden uzaklaştıkça uzaklaştı.
Açıkçası takım ve kulüp Haciosmanoğlu döneminde, daha bir buçuk yıl içinde o noktaya geldi ki, kurtarıcılara ihtiyaç duymaya başladı.
Bu aşamada verdiğim şampiyonluk sözünü tutamadım diyerek istifasını verip de kulübün önünü açar mı?
Bize göre Haciosmanoğlu bu duruşu sergileyemez, çünkü zaten söylemlerinde tutarlı olmayan bir insanın eylemlerinde tutarlılık beklemek saflık olur.
Haciosmanoğlu ne söz verirse versin, ne kadar takımı şampiyon adayı yapamazsam bu koltukta oturmam diyorsa da bunlar bordo mavili camiayı oyalamaktan öteye geçen söylemler değil.
Aslında, Trabzonspor’un başında ne kadar fazla kalırsam kardır anlayışı güdüyor, bundan ötürü sürekli gündemi kendisi değiştirmeye çalışıyor.
Yeni ve tüzüğe aykırı üyeler yaparak gelecekteki seçimli kongreyi kazanmanın hesabından başka yaptığı bir şey yok.
Yapmış olduğu sivri çıkışlarıyla camiayı bölüyor, kavga etmeyi kulüp menfaatleri için değil kendisine taraftar bulmak için yapıyor.
Kısacası kavgadan beslenerek nereye kadar gidersem kardır hesapları içinde yoğruluyor.
Haciosmanoğlu kendisine düşman yaratmak istiyor camia içinden ancak camia onun oyunlarına tepki vermeyerek doğrusunu yapıyor.
Taraftarı tribünlerden kaçırdığının farkında değil.
Bu takım ne kadar iyi sonuç alırsa alsın, Haciosmanoğlu bu kulübün başkanı olduğu müddetçe Avni Aker tribünlerinin dolması, daha fazla seyircinin maça gelmesi mümkün değil.
Tribünleri kadın ve çocuklara açtı, maç bileti fiyatlarını en asgariye çekti, yine seyirci stadyuma gitmedi.
Bunun sebebini sırf stadyumdan sorumlu yönetici Köksal Sadıklar düşünmeyecek, bu etki ve tepki meselesine Haciosmanoğlu’nun kafa yorması ve sonuca gitmesi lazım.
Sen hasbelkader bu kulübe başkan olmuşsun ve kendinden önce onca yıllar bu kulübe hizmet ederek, büyük başarılara imza atan insanları bir çırpıda silmek için ağzına geleni söylüyorsun.
Bu camiada herkesin seveni sevmeyeni vardır.
Ancak bu camia o kadar vefalıdır ki, bordo mavili kulübe gerçek manada hizmet vermiş insanları da unutmaz, onları kirletecek sözlere karşı yaptırımını uygular.
Haciosmanoğlu sanmasın ki, bu kulübe hizmet etmiş gerçek değerlere dil uzattığı müddetçe, camiaya nefret tohumları saçtığı ölçüde destek bulup büyüyor.
Aslında küçüldükçe küçülüyor, kulübün marka değerini düşürüyor.
İçinde Trabzonspor sevgisi olan insanlar elbette ki o tribünleri dolduracaktır.
Haciosmanoğlu’nun başkanlığı döneminde o tribünler dolmuyorsa bunu başkan kendi huyunda ve suyunda aramalı, başka yerlere çamur bulaştırmamalı.