Nihayet Dünya Kupası maçları başladı, o kadar sevinmiştik ki seyrine doyum olmayacak maçları izleyeceğiz diye, televizyonun sesini sonuna kadar açtım evde maçın hemen başlarında eşim koşarak yanıma geldi ne oldu evi arılar mı bastı yoksa (oturduğumuz ev bahçe içerisinde ) deyince şaşırdım , çok haklıydı tribünlerden gelen o ses insanı çıldırtacak derecede kötüydü ve o günden sonra izlediğim birkaç maçı da TV nin sesini kapatarak izledim ama o da ayrı bir işkence, yazık değilmi TV başında ki izleyicilere, neymiş efendim Güney Afrika'nın yerel çalgısı vuvuzela’mış, sizin çalgınız batsın.
Bildiğim kadarıyla birkaç Futbolcu bu çalgının Futbol maçlarında yasaklanması amacıyla FİFA nezdinde girişimlerde de bulunmuş, ancak FİFA Başkanı bu talebi reddetmiş. E …ne diyelim balık baştan kokmuş, adam FİFA Başkanlık yetkisini istediği gibi kullanıyor, senin maçı izleyip izleyemediğin onun için önemli mi?
MESUT ÖZİL
Almanya-Avustralya maçını izleyen tüm sporseverler maç sonrası, “Mesut ÖZİL’i Türk milli Takımının nasıl elinden kaçırdığını sorgulamaya başlamış. Hatta olay o kadar büyümüş ki bu konuda Erman TOROĞLU’nun sporcuyu Türk Milli Takımına getirmek için aracı olduğu ama sporcunun gelmek istemediği bunda o zaman ki Milli Takım hocası Fatih TERİM’in hiçbir suçu olmadığı anlatılmış, gazetenin birinde.
Ben de ilk yazılarımda yazdım, yurtdışında yaşayan Türk asıllı futbolculara dikkat edin bu sporcular küstürülüyor sonra milli takımlara gelmek istemiyorlar dedim ama bizi kim dinler ki, M.ÖZİL’in Türk Milli Takımda futbol oynamaması nedeniyle suçlu aramıyoruz, sadece bundan bir ders çıkararak bundan sonra yapılacak çalışmalarda Yurtdışındaki Futbolcu kardeşlerimize biraz daha önem verelim, onları biraz dahael üstünde tutalım, iyi takip edelim, göreceksiniz ne kadar değerli Futbolcunun koşarak Ülkemize geleceğini, sonuçta bu insanlar da Türk bunu unutmayalım.