Meraları, yaylaları Büyükşehir’den geri istiyoruz
Bir büyük sorunla yüz yüzeyiz.
Büyükşehir’in yayla ve meralarımızla ilgili bir büyük plana ihtiyacı var.
Aksi devam etmemelidir.
Bu plan, karmaşık ekosistemler olan yayla ve meralarımızdaki hızlı yapılaşmayı durdurulmalı;
Yayla ve meralarımızı geri kazandırmalıdır.
Başaramazsak; sistemde açılan gediğin (yapılaşma, yayla turizmi vb.) sonu açlık ve susuzluktur.
Yayla ve meralarımızda Coğrafi işaret belgeli, Trabzon ekonomisinde giderek önemli bir yer tutan köftetenin eti,
Hem de Trabzon tereyağımızı oluşturan sütün kaynağıdır.
Aksine davranışlar önemli bir sektör haline gelen köftemizin etinin Paraguay, Arjantin ya da Şili’den,
Trabzon tereyağımızın ise Hollanda, Almanya ya da Avusturalya kremasının çalkalanmasından yapılır.
Yayla meralarımız ekonomik kökenli olduğu kadar,
Sorun elbette bu kadar değil, çok daha yaşamsal önemdedir:
Otla beslenen hayvanların kaba yem ihtiyacını karşılamasının yanı sıra,
Yağmur suyunu depolayarak hızını keser, süzer ve geri kazanımda da düzen sağlar.
Endemik türlerin kaynağıdır.
Arının balı, Trabzon tereyağının ve kekik kokulu etinin de kaynağıdır.
4342 sayılı yasa ile koruma altındadır.
Yaylalarımızı ve meralarımızı geri kazanmalıyız
Bunun sorumluluğu artık “Büyükşehirde”dir.
Bizler kısa ömürlü canlılarız.
Dünya ise bizlere mirastır, mirasa sahip çıkmalıyız.
Dünyada yaşam dediğimiz şey 20milyon canlı ile birlikte sürdürülmektedir.
Yakın çevremiz ise 30bin canlı organizma ile oluşmakta,
Bu büyük topluluk bir zinciri tamamlamaktadır.
Zincir koparsa açlık ve susuzluk kaçınılmazdır.
Zincirde daha büyük kopmalar ise tüm canlıların (insan dahil) yok olmasına yol açacağı kesindir.
Bu insan sorudur
Mirasa sahip çıkılarak, yerkürenin de haklarına saygı gösterilmesi gelişmişlik göstergesi olarak kabul ediliyor. Bu saygıyı gösteren davranışlara büyük değer veriliyor.
Bizim eğitim sistemimiz bütün bu kısa başlıklar halinde yukarda özetlediğim konularda çözüm üretecek performans gösterememektedir.
O zaman orta ve uzun vadeli eğitimden medet (eğitim reformu ile) umarken,
Kısa vadede ise Trabzon Büyükşehir çığlığımızı duymalıdır.
Sözüm atanmış ya da seçilmişlere
Modern toplumlarda yaşam, problem çözmekten ibarettir. Bizler bu konuda iyi performans gösteremediğimiz açıktır.
Atanmış ya da seçilmişler, Trabzon’da uzmanlaşmış “ Sivil Toplumla” kuracakları diyolog ile:
Yayla ve meralarımız için planlama, koruma ve yasal görevleri yerine getirmede göstereceği performans
Bugün ve gelecekte demokratik katılımcılık açısından da önemli bir sınav olarak değerlendirilecektir.
Bu ilişkilere konu olan görüşmeler, toplantılar metedolojisiz, yasak savar şekilde ele alınarak yapılmamalıdır.
Kayığı olmayana marinada yer (dam) verilmiyorsa, yayla ve meralarımızda da hayvancılıkla ilgisi olmayanlara yer verilmemelidir.