Yazdık deftere borcunuz olsun!

Turgay Beşyıldız Yazdı "Yazdık deftere borcunuz olsun!"

Atakaş Hatayspor karşılaşmasının tüm süresinde, son haftalarda görmeye devam ettiğim bir Trabzonspor, tek puanı alıp gideceğim diyen bir Hatay ve oyun boyunca maç yönetmeye değil de, adeta covid tatiline gelmiş bir orta hakem izledim.

Üst düzey üretimle pozisyon zengini kimdi bugün derseniz, ne Hatay, ne Trabzon derim, orta hakem Zorbay Küçük. Niye mi? Maç boyunca oyunu sık sık gereksiz pozisyonlarda durdurdu. Sakatlananların başında dakikalarca bekledi. Başlayacak oyunu geç başlattı. Topu oyuna geç sokturdu. Adam resmen kendine oynadı. Oyunu her durdurduğu andaki süreleri toplasam, 90 dakikanın net 10 dakikasını çaldı dersem vallahi inanın. Yandan yandan çaktırmadan gezinen Zorbay, kendini resmen dinlendire dinlendire maç yönetti.

Uzatma dakikalarında tekrarlattığı penaltı atışı için karar doğru olsa da, bunu hangi hakemin bu puslu ligde kaç kez yaptığını da sorgulamak gerek, tekrar etmese kimse itiraz bile etmeyecek. Keşke diğer pozisyonlarda da bu kadar adil olsaydı. Karşılaşmanın gözlemcisi Taner Gizlenci, eğer sana yüksek değil, normal bir puan dahi verirse, oda bir ara bi psikoloğa uğrasın.

Gördüm ki, bilinçaltına yerleşen kazanma isteği rakip alana yerleşmeye çalışan ama bunu net bir şekilde beceremeyen, Trabzonspor gerçeğini de beraberinde getirmiş. Aslında bunun bülten açıklaması; "Şampiyonlar Ligi yada ön elemesi halen daha resmi olarak beni çağırıyor gitmeliyim." Ama yanağın nerede öpeceğim diye soruyorsun!

Özellikle Nwakaeme, Yusuf Sarı, Djaniny ile pozisyon harcayan bir takımın, maçın son dakikalarında yine beraberlik için ‘’yine mi, acaba?" sorusunu da yanından eksik etmediğini hatırlatmalıyım.

Üst üste son üç maçını 3 puanla tamamlayan bordo mavili takım, buna bir dördüncü beraberliği eklerken, sihirli küresi olarak duran toplarda bir kahraman aramasını "rakip kale önündeki beceriksizliğe çare aramaktır" notunu düştüm.

*****

Tam 3 ay sonra sahaya ayak basan Abdülkadir Ömür için, kafalarda hiçbir soru işareti kalmadı. Önümüzdeki haftalar güzel işler yapacağına hiç şüphem yok.

Anthony Nwakaeme’nin ayak bilekleri, kenar kulübesinin ve taraftarın dileklerini yerine getirmek için değil de laubaliliğe soyunursa, adam son dakikada penaltıyı atar, bir puanı alır arkasına bile bakmadan gider.

Bordo mavili oyuncuların durarak anlatamadıklarını, Hatayspor for hattının zaman zaman tehlikeli koşarak anlattığını gördüm. Demek ki, bu tip maçlarda yakaladın mı atacaksın aga! Atamazsan son dakikada kurtardığın penaltın, oyuncun topa vurulmadan önce ceza alanı içine girdi diye tekrarlanır, şakkadak ortada kalırsın.

Trodsen, Afobe, Yunus Mallı ve özellikle Ekuban’ın sakat oluşu ve de maç kadrosunda olamayışı gerçeklerinin yanı sıra, Djaniny attığı golde kendisini, ülkesinin A milli takımına ihbar etti! artık diye düşünüyorum. Gelecek maçlar için verdiği anonsu dikkate alırsak, attığı golde topu rakipten çaldı. Topu ayağında tuttu, sakladı. Ayakta kaldı, düşmedi. İyi dripling yaptı. Dar ve zor açıdan diyagonal pozisyonda çok iyi vurdu. Bu demektir ki, Hatayspor’un geçen hafta kendi evinde yenildiği maçta verdiği sinyal, defans kurgusu hala oturmamış!

Konuk ekipte Boupendza ve Diouf’un ilk yarı ve ikinci 45 dakikada kaçırdığı net gol pozisyonları, ‘’Kuzeyin oğlu Volkan Konak’’ın, dün gece televizyondaki güzel geçen programı gibi hala aklımda!

*****

Evet Abdullah Avcı’ya olan güvenimiz tabi ki sarsılmadı. Yalnız, maç bitiyor orta saha ile defansa destek vereyim diye, Nwakaeme ile Djaniny’yi oyundan alırsan, Hatayspor sahana çayda çıra oynaya oynaya gelir. Bu maç Berat İle Ömür’ün son durumu nedir? Bi görelim maçı değildi.

Hugo’nun bugün cezalı oluşu, Berat ve A. Ömür’ün haliyle maça yedek kulübesinde başlaması, Ekuban başta olmak üzere sakat oyuncuların olmaması, sonucu değiştirmemeli. Trabzon ekibi sahasındaki bu maçlarda bugün ki gibi puan verme lüksü olmamalı.

Ona bakarsan Akintola, Yavuz Buğra, Selim ve Soner’de Hatay takımının kadrosunda olamayan oyunculardı. Üstelik öyle bir rakip ki, sahadaki 11 oyuncusundan 10 tanesi yabancı. Tek Türk oyuncusu Yusuf Abdioğlu o da Trabzonlu.

Bu arada Serkan Asan’a bir not düşersek; pozisyon bilgisi, çabukluğu ve hücuma katkısı toparlanmış durumda.

Ayrıca, Parmak’ın bugün hoş olmayan bir performans sergilemesine, son dakikalardaki oyuncu değişikliği için Yusuf’unda, sahadan dışarı çıkarken gereksiz yere sarı kart görüp, Galatasaray deplasmanında kadroda olamayacak olması, bu akşam saatlerinin soğuğu gibiydi!

Rakibe ya da orta hakeme, haksızlıklar karşısında topluca ve agresifçe itiraz hakkını kullanmayan bir ev sahibinin ruh durumu, yenilgiye uğrayan ya da tek puan kaybedilen maçlardaki sonuçlar değil, ligi bu haliyle kabullenme havasıdır? Dilerim yanılıyorumdur.

Kendi emellerini, bordo mavili takıma her biçimde gösterenlere inat, yinede bu çocukları Galatasaray deplasmanı öncesinde, arkadaşlık, sevgi, takımdaşlık, kenetlenme, hırs ve azim çatısı altında hazırlamak, boynunuzun borcu olsun.

İlk yorum yazan siz olun
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazar Yazıları Haberleri