Bazı yerlerde bando ve davul zurna bile çalınıyor. Hatta yeni yıla girilen gece ne kadar çok eğlenip coşulursa tüm yılın aynı tempoda ve neşede geçeceğine inanılıyor. Yılın sonunda, geçen günlerin toplaması çıkarması yapıldığında “tam da eğlendiğim gibi sene harika geçti” diyen kaç kişi var merak konusu.
Evet, gelen yıl kutlu olsun ama Astroloji, yani gök ilmine göre bu işte bir terslik var. Burçlar kuşağına göre yeni yıl, 21 Mart günü ile başlar. Orta Asya da NEVRUZ olarak bilinen yeni yıl, ayrıca güneşin Koç burcuna giriş tarihidir. Toprağın uyanışı, doğanın canlanışı olarak başlayan mevsim, İran kaynaklarına göre Tanrı’ nın evreni ve insanı ilk yarattığı gün olarak bilinir ve inanılır.
12 Kameri aydan oluşan ve ayın fazları ile ilerleyen Hicri takvimi kullanan eskiler, zamanı işlemeyi ve kullanmayı ay döngülerine göre yapmış; tarımı ay fazlarına göre değerlendirmişler ve bereketlerini, sağlıklarının arttırmışlar. Büyüyen ayda ekinler sulanır bakımları yapılır. Dolunay hasat zamanıdır. Yay burcu, yüksek yerlerdeki tarlaları, Başak burcu, buğday zamanını ve ovalık yerlerin göstergesidir. Ay fazlarına göre yapılan tarımın ürünü daha verimli olur. Fakat dünyaya uyum sağlamak için şimdilerde kullanılan Gregoryan takvim kabul edilince zamanın sihri, bereketi ve tutarlılığı da kaybedilmiş. Eskiden bereket ve sağlık varmış demelerinin sebebi, zamanın doğru kullanılmasından ileri gelmektedir. Ümit ediyorum ki Astrologlarla çalışılarak oluşturulacak takvim, geçen zamanı iyileştirici yöne çevirecek ve kalitesini arttıracaktır. İnsana aşama yaptıracak tek olgu, zamanı doğru, yerinde ve kararınca kullanmaktır. Eskilerin dediği gibi “Vakit nakittir.”