Yersizlik değil densizlik!

İlk söyleyen Ömer Çavuşoğlu’ydu!Utanmadan sıkılmadan milyonların gözü önünde TS için “Pontus takımı” demişti.Üstelik bir dil sürçmesi de değildi.Bilerek,  gülerek ve keyif alarak.***Şimdi de malum takım taraftarları daha da ileri gitmişler!Pontus p.çleri

İlk söyleyen Ömer Çavuşoğlu’ydu!

Utanmadan sıkılmadan milyonların gözü önünde TS için “Pontus takımı” demişti.

Üstelik bir dil sürçmesi de değildi.

Bilerek,  gülerek ve keyif alarak.

***

Şimdi de malum takım taraftarları daha da ileri gitmişler!

Pontus p.çleri demişler.

***

İnsanın doğarken anasını, babasını ve milletini seçme hakkı yoktur!

Bu yüzden Pontus, Rus ve Ermeni olmak suç değildir.

***

Suç olan, insanlıktan nasibini alamamaktır.

***

Bu ülkede kin ve nefret uyandıran kelimeleri, cümleleri kullanmak ırkçılıkla ilgili sloganlar atmak yasalara göre suçtur.

Kimsenin bizlere hakaret etmek anlamında Pontus takımı veya Pontus p.çleri deme hakkı da yoktur.

Bu ülkenin sayın Cumhuriyet Savcılarını göreve davet ediyoruz.

***

Diyoruz ya dilin kemiği yok ki!

Tutmayı bilemezsen her şeyi söylersin.

Ar damarında da çatlak meydana gelmişse tutmak daha da bir zorlaşır.

“Pontus takımı” da dersin!

“Pontus pi.i” de!

“Son 15-20 yılda şımardılar” da!

Ama Lille ile Fransız, İnter ile İtalyan, CSKA ile Rus olduğunuz günler çok eski değil.

Bu kafayla, senin kimliğinde Türkiye Cumhuriyeti yazsa ne yazar yazmasa ne yazar…

***

Hiç eksilmiyorlar ve her geçen gün artıyorlar!

Sözde dünya derbilerinde ortalığı kan gölüne çeviren katiller konu biz olunca hemen birleşiyorlar.

Adam bir gazetenin genel yayın yönetmeni ve  günlük yazılar yazıyor.

Adam dedikse Fatih Altaylı’dan bahsediyoruz.

Ne kaleminde ne de dilinde kibarlık var.

Aldığı eğitime yazık.

İnsanları tahrik etmekten zevk alan bir anlayışı var.

***

Yeri gelmişken küçük bir fıkra!

Adam alkolikmiş.

Aylardan Ramazan olması durumu değiştirmiyormuş.

Ancak yine de insanların hassasiyetini dikkate almak lazım geldiğini düşünüyormuş.

Bu konuda çok hassasmış, Altaylı gibi değil yani.

Toplumda infial yaratmaması gerektiğini biliyormuş en azından.

Aramış taramış, saat ilerlemiş, hava da kararmış ama hala çilingir sofrasını kuracak bir yer bulamamış.

Kara kara düşünürken birden bir camiden insanların teravih sonrası çıktığını görünce kafasında şimşek çakmış.

Minareye çıkan merdiven altı, kuytudur ve kimsenin göreceği de yoktur.

İnsanlar dağıldıktan sonra hemen oraya sığışıp işimi görürüm diye düşünmüş.

Sevinçten  caminin hocasını hesaba katmayı unutmuş.

Hoca, cemaatini gönderdikten sonra camide ufak tefek işleri olduğundan kalır.

Bizimki bunu bilmemekte ve kadehleri zevkle devirmekte.

Anason kokusu da caminin avlusuna yayılmaya başlayınca hoca bir de ne görsün?

Karşısında demlenen bir adam ve haklı olarak başlar bağırıp çağırmaya:

_Bre densiz, bre kitapsız, bre dinsiz!

Adam, hocanın sözünü keser ve sakin sakin:

_Hocam dur, haklısın da bu ne dinsizlikten, ne kitapsızlıktan ne de densizlikten!

Bu yersizlikten yersizlikten, der.

***

Fatih Altaylı’ nın, yaptığı yersizlikten falan değil.

Hem yazacak bir köşesi hem de konuşacak bir kanalı var.

Onun ki densizlikten, densizlikten!

İlk yorum yazan siz olun
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazar Yazıları Haberleri