Trabzon Yüksek öğrenime geçiş sınavında (YGS’de) 30. olmuş.
Birinci olsa işsizlik sorunumuz çözülür müydü?
Göç durur tersine göç yaşanmaya başlar mıydı?
Trabzon’un “patent, Ar-Ge” fukaralığı bir anda sona erer miydi?
Trabzon’un otuzunculuğunu tartışacağız elbette.
Rize’nin, Artvin’in ya da;
Ordu, Giresun ya da Gümüşhane farklı bir skor mu yaptı?
Yok, onlar da öyle işte…
21. YY’ın iş yaşamı
Trabzon 30. değil de ilk onda yer alsaydı, 2011 olimpiyatlarına daha mı iyi hazırlanırdık?
Bir anda küresel firmalar Trabzon’da yatırım için kuyruğa mı girerdi?
Asıl iş YGS ile “üniversitede lisans” düzeyinde eğitim almak değil, asıl iş
Mezun olduktan sonra iş bulabilmektir.
Ülkemizin Lisans düzeyinde eğitim almış gençlerinin işsizliği yakıcı bir sorunumuzdur.
Ezber değişti
Günde 500 test sorusu çözen değil, konuları anlamış, soruları zamanında okuyup anlayabilenlerin, yorum yapabilenlerin, hipotez, teorem gibi kavramlara yönelik soruları anlayıp yanıtlayabilenlerin sınav kazanacağı bir döneme geldik.
Meydan okuyabilenlere ihtiyacımız var
Bir Güney Kore markası olan Samsung’un yıllık cirosu 150 milyar dolar.
Yani üç Samsung Türkiye’nin toplamı kadar değer yaratıyor.
Samsung’dan geçtik;
Bizim niye 3 M gibi bir firmamız yok?
Adamlar yılda 850 patent alıyorlar tek başlarına.
Kalkınmanın anahtarı inovasyon
Yeni bir yaklaşımla inovasyon performansımızı iyileştirmeliyiz.
Bu yolla zenginlik yaratabilir, bu yolla üniversite bitirmiş gençlerimize iş yaratabiliriz.
İnovasyon DNA’sı iç ve dış kültür tarafından besleniyor. Siyasi rüzgarın bu kültürü acilen beslemesi kaçınılmazdır.
Bugün sorunlar nasıl çözülüyor
Bugün sorunların çözümünde “bilinenlerin katkısı” %32;
“Küçük Yeniliklerin” karşılaşılan sorunların çözümündeki yeri %45,
“Büyük yeniliklerin” oranı %18,
Buluş dediklerimizin yeri ise %1’dir.
Surun çözmede bildiklerimiz ve küçük yeniliklerin oranını tablomuzda %77 olarak görülüyor.
Bunun için yeni bir kültürle donanmamız gerekiyor. Bu donanım:
1- Meydan okumayı bilmeyi,
2- Müşteri odaklı olmayı,
3- Yaratıcılığı,
4- İletişimi,
5- İşbirliğini,
6- Proje yönetimini
7- Paylaşımı, çok önemli yapmaktadır.
O zaman sorun ne?
Sorun, Trabzon’un 30.olmasını tartışmak değil.
Sorun; Eğitimden beklentilerin ne olması gerektiğine karar vermektir.
Eğer eğitimin çıktısı olan insan kaynağımız;
Ülkemizin gelişmesine,
Zenginleşmesine,
Sorunlarının çözümüne;
İşletmelerinin küresel rekabetine kaktı veriyor ise sorun yoktur.
Otuzunculuk ile birincilik arasındaki makas bu bağlamda önemli değildir.
Biz bu okulları niye açmıştık
Fen Liselerini Bilim İnsanı yetiştirilmesi amacı ile;
Anadolu Liselerini akademik eğitime yatkın insan kaynağı için,
Meslek Liselerini sanayimizin gereksinmesi olan nitelikli ara eleman yetiştirmek için açtığımızı unuttuk mu ne…
Sonra hepsini birden YGS’de yarıştırmak ne anlama geliyor?
Sonra da Trabzon’un otuzuncu ya da daha düşük bir derece yapmasını tartışmak; bütün bunlar bir anlam ifade ediyor mu?
Siz ne dersiniz?