Artık İnanmamanız Gereken 10 Teknoloji Yalanı!
Her geçen gün artan donanım gücü ve maliyetlerin zamanla azalıyor olması herkesimden kullanıcıya hitap eden cihazların üretilmesine olanak veriyor. Peki yıllardır hayatımızda olan, hakkımızda en yakın dostumuzdan daha çok şey bilen bu cihazlar doğru bildi
Her geçen gün artan donanım gücü ve maliyetlerin zamanla azalıyor olması herkesimden kullanıcıya hitap eden cihazların üretilmesine olanak veriyor. Peki yıllardır hayatımızda olan, hakkımızda en yakın dostumuzdan daha çok şey bilen bu cihazlar doğru bildiğimiz yanlışlar neler, işte artık bırakmamız gereken 10 teknolojik yalan!
"Mac bilgisayarlar virüslerden etkilenmez"
Tamindir'in içeriğine göre; Evet, Mac bilgisayarlar virüslerden Windows işletim sistemi kullanan cihazlara göre daha az etkilenirler ama yine de zararlı yazılımlara mağruz kalabilirler. Bir işletim sisteminin, bir diğerine göre daha az virüs veya zararlı yazılımla karşı karşıya kalması, onun tamamen güvenli olduğu anlamına gelmez. Windows işletim sistemi Dünyanın en yaygın işletim sistemi olduğu için, bilgisayar korsanları bu platformda çalışacak virüsler üzerinde daha fazla çalışıyor. Yani ne kadar yaygınsa ve ne kadar çok kişi kullanıyorsa o kadar ilgi çekiyor ve saldırıya uğruyor sistem. Hatırlatmak gerekirse, 2012 yılında binlerce Mac bilgisayarda truva atı tespit edilmiş ve büyük yankı uyarmıştı. Ayrıca en az virüslerden etkilenen işletim sisteminden söz edecek olursak, bu konuda lider Linux olurdu!
"İnternet tarayıcıyı gizli modda kullanmak kullanıcıyı tanınmaz yapar"
İnternet dünyasına ait en komik uydurmalardan birisi de bu. Google Chrome, Firefox ve Safari gibi internet tarayıcıları, gizli gezinme özelliklerini hayata geçirdiğinden beri inanılan bu uydurma aslında bilgi eksikliğinden kaynaklanıyor. İnternette gizliliği sağlamanız için bilmeniz gerek bazı temel şeyler var, mesela ip adresinizin girdiğiniz her site, hatta internet hizmeti aldığınız şirket tarafından kayıt edildiği. Bunun dışında, girdiğiniz sitelerin tarayıcınıza çerez adında bazı tanımlama kodları yerleştirdiği ve bu sayede internete girdiğiniz yerin, bilgisayarın ve servis sağlayıcıların bilgilerine eriştiği gerçeği var. VPN gibi özel şifrelenmiş bağlantı kullanarak internette gezseniz dahi, Dünyadaki en iyi 3 hacker arasında değilseniz tespit edilebilirsiniz. Peki internet tarayıcılardaki gizli mod ne işe yarıyor dediğinizi duyar gibiyim. Şöyleki, web tarayıcılarındaki gizli modda internette gezdiğinizde, hesaplarınızın açık olduğu ve sürekli kullandığınız tarayıcınızın geçmişi, önbelleği ve çerezlerinden bağımsız olarak yeni bir pencere açmış olursunuz. Gezdiğiniz siteler de bu eski çerezlere erişemediği için kısmen daha az bilginizi web sitelerine vermiş olursunuz ve gizli moddan çıktığınızda buradaki hiçbir aktivitenizin çerezi ve geçmişi silinir. Böyle özelliklere güvenipte birşeyler yapmaya kalkışırsanız, başınızın yanması garanti!
"Telefonu şarjda bırakmak zararlıdır"
Çok eskiden olsa belki kabul edilebilir olan bu mit, geçerliliğini kaybedeli çok oldu. Gece şazja takılıp sabaha kadar tam dolan ve hala şazjı takılı olan cep telefonun pilinin zarar görmesi, günümüz bataryalarının lityum-iyon pilleri için geçerli değil. Kaldı ki, modern akıllı telefonlar bataryaları dolduğunda gelen gücü kapatma özelliğine sahip. Binlerce lira verip aldığımız akıllı telefonlarımızdan bu kadar aklı da olsun! Unutmadan, telefonlarınızın şarjının dolu olması pil ömrünü kat kat artırıyor!
"Telefonun şarjı tam bitmeden şarja koymayın!"
Günümüzde lityum-iyon kimyallarından üretilen bataryaların enerji verdiği her mobil cihazın bir şarz döngüsü vardır. Bu döngü, cihazın içindeki bataryanın kaç defa tam boşalıp dolduğunda ömrünü tamamlayacığını gösterir. Yapılan araştırmalar, lityum-iyon bataryaların ömrünün daha uzun olması için şarzı yarıya inmeden doldurulması gerektiği yönünde. Bataryanın içindeki elektrik oranı, içerisindeki kimyasalları diri tutuyor ve uzun ömürlü olmasını sağlıyor. Bunun için zorunluluk halleri dışında cihazlarınızı şarjlı tutun.
"Megapikseli yüksek olan kamera her zaman daha iyidir"
12 megapiksellik kamerayla 8 megapiksel çözünürlüğe sahip kameranın farkı nedir? Çektiği fotoğrafın boyutları dışında pek farkları yok. Kamera konusunu cep telefonu üreticileri hep manipüle ederek pazarlama unsuru olarak kullandı, fakat gerçek olan kameranın megapikseli değil, fotoğrafı çeken sensörün büyüklüğü ve barındırdığı teknolojiler. Sensörün büyüklüğü, daha çok ışık olmasına ve bu sayede daha temiz ve net fotoğraflar çekmesine yarar. Yani gelişmiş ve boyut olarak biraz daha büyük bir kamera sensörüne sahip 6 megapiksellik bir telefon, 12 megapiksellik bir kameraya sahip olan sıradan bir telefondan daha iyi fotoğraflar çekecektir. Rakamsal olarak büyük olan her zaman en iyisi olduğu anlamına gelmez, şeytan ayrıntılarda gizlidir.
"Yüksek ekran çözünürlülüğüne sahip akıllı telefon en iyisidir"
Yapılan araştırmalara göre, insan gözü inç başına 300 pikselden fazlasını ayırt edemiyor. Bu veriye bağlı olarak keskin bir görüntü verebilen ekranlara erişildiğinde, çözünürlük rakamlarını üstelemek son kullanıcı için birşey ifade etmezken, akıllı telefonların performanslarının düşmesine de neden olmakta. Öyleki sırf bu yüzden normalden daha hızlı bir pil tüketimi gerçekleşiyor. Full hd bir ekrana görüntü vermeye çalışan bir işlemciye 2k ve 4k bir ekran takarsanız, telefon donanımı 2-3 kat daha fazla piksel çizeceği için daha fazla çalışmak zorunda kalacak. Buda geçtiğimiz yıl yaşanan örneklerde görülen hızlı pil tüketimi ve kasmalara neden olmakta.
"Bilgisayarı hergün açıp kapatmak zarar verir"
Bu söylem aslında tam olarak ne doğru ne de yanlış. Bu söylemi savunanlar, bilgisayarı her zaman açık tutmanın, donanımlar üzerinde yarattığı gereksiz yükün parçalara vereceği gereksiz yorgunluğun neye yol açacağını da söylemesi gerekiyor. Ülkemiz gibi elektrik hatlarının çok da kaliteli olmadığı ve sık sık dalgalanma ve kesilmelerin yaşandığı bir ülkede, kapanmayan bilgisayarların nelere mağruz kalacağını bilmek zor. Her iki söyleminde kendine göre haklı yanları var. Lakin son gelişmeler sayesinde, uykuya alınan bir bilgisayar neredeyse 0 watt'a yakın elektrik çekiyor fakat aynı zamanda çalışmaya da hazır oluyor. Güncel bir bilgisayar sahibiyseniz bu seçeneği değerlendirmeye alabilirsiniz.
"Mıknatısları kasaya yaklaştırmak, bilgilerin silinmesine neden olur"
Teknik olarak yanlış olmayan bir söylem olsa da, gereksiz yere abartılmış bir olay haline geldi. Evet geçmişte disketlere mıknatıslar sürtüp içindeki bozan bir nesil var, fakat günümüz bilgisayarlarında manyetik alanla verileri bozmak için gayet güçlü mıknatısları belirli yerlere tutmanız gerekiyor. Bu da kasalarınıza yapıştıracağınız mıknatıslı süslerden korkmanıza gerek olmadığını gösteriyor.
"Telefonların çekim gücü ne kadar yüksek görünüyorsa o kadar iyidir"
Telefonun ne kadar çektiği bilgisini veren çizgiler aslında servisin kalitesini değil, bizim baz istasyonuna ne kadar yakın olduğumuzu gösterir. Çok yoğun kullanım esnasında baz istasyonları cevap veremeyecek bir haldeyken bile 4 çizgi çeken telefonları unutmayalım, önemli olan istasyonun talebi karşılayıp karşılayamadığıdır. Tek çizgi ile de görüşme yapabiliriz, önemli olan servisin kalitesidir.
"iPad şarj aletiyle iPhone'u şarj etmek zararlıdır"
Aslında bu söylem de alengirli konulardan birisi. 12 Watt'lık iPad şarj cihazının iPhone'ları da şarj edebildiği resmi Apple sitesinde belirtiliyor. Fakat daha güçlü bir akımla şarj edilen iPhone bataryasını yıllarca bu şekilde doldurmak, strese mağruz kalan pilin ömrünü kısaltıyor. Tekrar belirtmekte yarar var, anca yıllarca kullanırsa böyle bir sonuç doğuyor.