Giresunlu Ali Nihat Ulusoy (90), ilerleyen yaşına rağmen mesleği olan terziliği yaparak yaşama sarılırken, yorgunluğunu ud çalarak atıyor. Ulusoy, merkeze bağlı Ortaköy'de oturduğunu, 5 çocuğu, 20 torunu ve 10 tane de torununun torunu olduğunu söyledi.

HAYATLA BARIŞIK YAŞIYORUM

Tüm ihtiyaçlarını kendisinin rahatlıkla karşılayabildiğini, haftanın 5 günü yalnız yaşadığını, hafta sonlarında ise çocukları ve torunlarının yanına geldiğini ifade eden Ulusoy, ''hayatla her zaman barışık yaşadım. 15 yaşında terzilik mesleğine başladım ve aynı yıl ud çalmayı öğrendim. Giresun'da çeşitli terzihanelerde çalıştım. Şimdi köyümde elimden geldiğince mesleğimi sürdürmeye çalışıyorum'' dedi. Gelinlik diktiğini ve tamirini yaptığını, bunun yanı sıra Arapça bilmemesine rağmen bez ve havlulara Arapça yazılı motifler işlediğini anlatan Ulusoy, şunları söyledi:

75 YILDA 3 MAKASIM OLDU

''Siparişe göre camilerdeki hutbe örtüsünü dikip üzerini işliyorum. Yine yastık kılıflarına çeşitli motifler yapıyorum. Bu mesleği 15 yaşında İstanbul'da öğrendim, daha sonra Giresun'da devam ettim. 75 yıllık meslek hayatımda 3 makasım oldu. Bunun biri 100, biri 75, diğeri ise 50 yıllıktır. Onlar benim hayat arkadaşım, onlara gözüm gibi bakıyorum.'' Gözlük kullanmadığını belirten Ulusoy, ''ipliği, iğneden rahatlıkla geçirerek işimi yapıyorum. Ancak yaşlılıktan dolayı çabuk yoruluyorum.

YORULUNCA UD ÇALIYORUM

Yorgunluğumu da Hacı Arif Bey ve Munir Nurettin Selçuk gibi Türk Sanat Müziği üstatlarının eserlerini okuyarak çıkarıyorum'' diye diye konuştu. Ulusoy, hayata çalışarak tutunduğunu kaydederek, ''hazır giyim terzilik mesleğini öldürdü. Bundan da büyük üzüntü duyuyorum. Bir zamanlar 'altın makas' diye terzilerin aralarında yarıştığı bu meslek mutlaka yaşatılmalı. Terzinin elinden çıkan bir elbise ile hazır giyimin elbisesi arasındaki farkı, kaliteyi ve ustalığı herkes görmelidir'' dedi.