Adnan Günnar: İddialar gerçek dışı
AK Parti Trabzon İl Başkanı Dr. Adnan Günnar, kamuoyunda ‘Torba Yasa Tasarısı’ olarak bilinen kanun tasarısında kamu ve toplum menfaati aleyhine hiçbir düzenleme bulunmadığını söyledi. Söz konusu tasarıda kamu ve toplum menfaati aleyhine hiçbir düzenleme
AK Parti Trabzon İl Başkanı Dr. Adnan Günnar, kamuoyunda ‘Torba Yasa Tasarısı’ olarak bilinen kanun tasarısında kamu ve toplum menfaati aleyhine hiçbir düzenleme bulunmadığını söyledi.
Söz konusu tasarıda kamu ve toplum menfaati aleyhine hiçbir düzenleme bulunmadığının altını çizen Günnar, yasa ile ilgili gündeme getirilen işsizlik sigortası hakkında “İşsizlik sigortası fonunun amaçları dışında kullanılması söz konusu değildir. Aksine yapılan düzenlemelerle işsizlik sigortası fonundan çalışanların yararlanmaları kolaylaştırılmakta, kısmi süreli çalışanların dahi işsizlik ödeneğinden yararlanmalarına imkân sağlanmaktadır. İşsizlik sigortası fonunun kurulmasının amacı işsizliğin önlenmesi ve istihdamın arttırılmasıdır. İşsizlere belirli sürelerle işsizlik ödeneği ödenmesi fonun tek gayesi değildir. Asıl amaç bir taraftan işsizleri belirli sürelerle desteklerken diğer taraftan işsizlikle mücadele etmektir. Ülkemizin öncelikli sorunu işsizlik olduğuna göre fonun işgücünün istihdam edilebilirliğini artırmak, istihdamı artırıcı ve koruyucu tedbirler alma ve uygulama amacıyla kullanılması doğal bir gerekliliktir” değerlendirmelerinde bulundu.
Günnar, mahalli idarelerde istihdam edilen ihtiyaç fazlası işçilerin kanunda belirtilen kamu kurumlarına aktarılmalarının işçilerin lehine olan bir uygulama olduğuna dikkat çekerek “Bilindiği üzere adrese dayalı nüfus kayıt sistemine geçilmesi üzerine bazı belediyelerin nüfusu büyük oranda azalmış, bu belediyelerin merkezi idareden aldıkları pay da nüfusa paralel olarak azalmış personeli norm kadronun üzerinde olan belediyeler, personel maaşlarını ödeme güçlüğüne düşmüşlerdir. Halen mahalli idarelerde 122.343 işçi norm kadrosu bulunmasına karşın, 174 bin 644 işçi çalışmakta, norm kadro fazlası 52 bin 301 personel bulunmaktadır. Yapılan düzenleme, belediyelerde uzun süredir mali imkânsızlıklardan dolayı maaşlarını alamayan işçilerin ihtiyaç duyulan ve maddede belirtilen kamu kurumlarına aktarılmasından ibarettir. Böylece mahalli idarelerdeki ihtiyaç fazlası işçilerimiz, kanunda gösterilen kamu kurum ve kuruluşlarına aktarılarak aylık ücretlerini, kıdem tazminatlarını ve diğer sosyal haklarını düzenli bir şekilde alabilmelerine imkân sağlanmaktadır.Bu düzenleme ile belediyelerde hizmet alımı yolu ile taşeronlaşmanın yaygınlaşacağı yönündeki iddianın da hiçbir dayanağı bulunmamaktadır. Zira aktarılacak işçiler zaten mahalli idarelerdeki ihtiyaç fazlası işçiler olup, yerlerine işçi alınmayacağı gibi, bu ayrılacak işçiler gerekçe gösterilerek hizmet alımı yapılmasına müsaade edilmeyecektir” ifadelerini kullandı.
İDDİALAR GERÇEK DIŞI
“Memurların kurumlar arasında 6 aya kadar kamu yararı ve hizmet gerekleri gibi gerekçelerle geçici görevlendirileceği, memurların ve işçilerin başka kurumlara ödünç verileceği iddiaları da tamamen gerçek dışıdır” diyen Günnar “Zira memurların geçici görevlendirilmelerini düzenleyen maddede bu geçici görevlendirmelerde memurun muvafakatinin aranacağı açıkça belirtilmiş, istisnai durumlar için kamu yararı ve hizmet gerekleri gözetilerek üstelik Devlet Personel başkanlığı’nın görüşü alınmak suretiyle geçici görevlendirme yapılabileceği belirtilmiştir.Tasarıda norm kadrosu fazlası memurların ihtiyaç fazlası personel olarak 4/C statüsüne geçirilmesine yönelik bir düzenleme olmadığı gibi böyle bir niyet de yoktur” açıklamasında bulundu.
Günnar, Kanun tasarısı ile evden çalışma, uzaktan çalışma ve çağrı üzerine çalışma biçiminde esnek çalışma modelleri getirildiğini de belirterek şunları söyledi:
“Kanun tasarısı ile evden çalışma, uzaktan çalışma ve çağrı üzerine çalışma biçiminde esnek çalışma modelleri ile iş yaşamının esnek ve kuralsız hale getirildiği, bu şekilde çalışanların eksik çalışmalarına ilişkin primlerini ceplerinden ödeyecekleri, sağlık sigortasından yararlanamayacakları, asla emekli olamayacakları, gelirinin yüzde 12’si oranına prim ödemeyenlerin saplık hizmetlerinden yararlanamayacakları, kadın emeğinin sömürüleceği yönündeki iddialar da kamuoyunu yanlış ve yanlı bilgilendirmeye yönelik tamamen gerçek dışı iddialardır.
Yapılan düzenleme ile hali hazırda evden çalışma ve uzaktan çalışma yöntemine göre çalışanlar hukuki güvence ile kayıt altına alınmakta. İş Kanunu’ndan ve Sosyal Güvenlik Mevzuatı’ndan kaynaklanan bütün haklardan yararlanabilmelerine imkan tanınmaktadır. Hali hazırda hiçbir güvenceye sahip olmadan evden iş yapanlar veya uzaktan çalışma yöntemiyle özellikle bilişim sektöründe çalışanlara sosyal güvence imkanı getirilmekte, eksik kalan günlerini tamamlama imkanı getirilmektedir.Kısmi çalışanların çalışmadıkları günlere ilişkin sigorta primlerini yatırmalarına imkan sağlanarak iddiaların aksine zamanında emekli olabilmelerine imkan sağlanmaktadır. Bugün ayda 16 gün çalışan kısmi süreli çalışan bir işçinin emekli olabilmesi için 60 yıl çalışması gerekmektedir. Yapılan düzenleme ile kısmi süreli çalışanlara da tam süreli çalışanlarla aynı sürede emekli olma imkânı getirilmektedir.Tasarının genelinde kadınlarımızın getirilen düzenlemelerde göz ardı edilerek kadın emeğinin sömürüleceği iddialarında bulunmak en hafif tabirle insafsızlıktır. Evlerinden firmalara parça başı vb. iş yapan kadınlarımız, tasarı ile kayıt altına alınmakta, sosyal güvenceye ve İş Kanunu’ndan kaynaklana diğer bütün hak ve güvencelere kavuşturulmaktadır.Ayrıca kadın istihdamına yönelik teşvikler getirilmekte, bu çerçevede kadınlarımızın sigorta işveren prim payı 54 aya kadar süreyle devlet tarafından karşılanmaktadır. Ayrıca, erken doğum (prematüre) yapan kadınlarımıza doğum öncesi izinlerini doğum sonrası kullanma imkânı verilmektedir. Kamuda çalışan kadınların emzirme izinleri ilk 6 ay için günde 3 saate, sonraki ay için günde 1 buçuk saate çıkarılmaktadır.”
İLK DEFA İŞE GİRECEK OLANLARIN İSTİHDAMI KOLAYLAŞTIRILIYOR
Günnar, “Meslek lisesi öğrencileri, Meslek Yüksek Okulu öğrencileri ve çıraklık okulu öğrencilerinin aynı kategori içine sokulacağı stajyerlik uygulamasıyla bunların mağdur edileceği yönündeki iddialar da tamamen gerçek dışıdır” diyerek açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Tasarıda çırakların mevcut durumunu değiştiren hiçbir düzenleme yer almamaktadır. Hali hazırda mesleki öğrenim gören öğrencilerin staj imkânı hemen hemen hiç yokken, staj yapanlara doğru dürüst ücret ödenmezken hatta staj yapabilmek için öğrenciler işyeri bulamazken, staj imkânının geliştirilebilmesi için 10 personel çalıştıran işyerlerinde de öğrencilerin staj yapabilmelerine imkân tanınmaktadır. Ayrıca meslek yüksek okullarının öğrencilerine ve mesleki teknik eğitim veren yüksek okulların öğrencilerine de bugün sahip olmadıkları ücretli staj imkanı getirilmektedir. Mesleki eğitim veren okullarda staj eğitimin bir parçası olup, kapsamın genişletilmemesi halinde gerekli biçimde eğitim almaları mümkün olmayacaktır.”
Deneme süresinin 2 aydan 4 aya çıkarılmasının işçilerin bu süredeki ücretlerine, izin haklarına, ihbar tazminatına hiçbir etkisi bulunmadığını da kaydeden Günnar “Kaldı ki bu düzenleme hali hazırdaki kanunda da mevcut olup toplu iş sözleşmesi ile bütün işçiler için deneme süresinin 4 aya kadar arttırılabilmesine yönelik hüküm bulunmaktadır. Tasarı ile bu husus ilk defa işe girenler için de 4 ay olabilecek şekilde düzenlenmektedir. İlk defa işe girecekler için deneyimin ne denli önemli olduğu açıktır. İşverenler ise alacakları işçilerin deneyim sahibi olmalarını tercih etmektedir.
Nitekim genç işsizliğin oranı ortalama işsizlik oranının oldukça üzerindedir. Böylece ilk defa işe girecek olanların istihdamı kolaylaştırılmaktadır. İşçi şikayetlerinin müfettişler eliyle değil de bölge müdürlüğü memurları eliyle incelenmesinin denetimsizliği arttıracağı, işçinin temel haklarının bağımsız iş müfettişlerinden alınarak bakanlık personeline verilmesinin denetimsizliği arttıracağı yönündeki iddialar da tamamen gerçeklerden uzaktır.Yapılan düzenleme ile iş sözleşmesi fiilen sona eren işçilerin kanundan, iş ve toplu iş sözleşmesinden doğan bireysel alacaklarına ilişkin işçi şikâyetlerinin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Bölge Müdürlüklerince incelenebilmesine imkân tanınarak müfettişlerinin asli görevleri olan işyerlerinin teftiş ve denetimine yoğunlaşmaları, öte yandan işçi şikâyetlerinin hızlı bir şekilde sonuçlandırılması amaçlanmaktadır” açıklamasında bulundu.
Günnar, Torba Yasa’ya karşı bütün iddiaların asılsız, mesnetsiz, önyargılı mülahazalarla ortaya atılmış, yanlış, yanlı, iyi niyetten yoksun iddialar olduğuna dikkat çekerek “Bu durum bazı kesimlerin şimdiye kadar yaptıkları gibi vatandaşlarımız için yapılmış ve yapılması düşünülen bütün iyileştirmelere karşı çıkmayı refleks haline getirmiş olmalarının bir sonucudur” ifadelerini kullandı.