Artvin'de "Deniz için nehirleri koruyalım" temalı proje tamamladı
Artvin Çoruh Üniversitesince (AÇÜ) yürütülen "Doğaya Uygun Önlemler ve Ortak Yenilikçi İzleme ve Kontrol Teknikleri ile Daha Temiz Bir Karadeniz İçin Çöplerin ve Erozyonun Azaltılması" projesi tamamlandı.
Avrupa Birliği'nin "Karadeniz Havzasında Sınır Ötesi İş Birliği Programı" kapsamında desteklediği proje kapsamında 30 bin hektarlık Arhavi Havzası'nda yürütülen çalışmalarda bölgede sel, heyelan, erozyon ve çevre kirliliğinin nedenleri araştırıldı.
Proje yöneticisi ve AÇÜ Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Tüfekçioğlu, "Deniz için nehirleri koruyalım" temasıyla kısa adı "Protect-Streams-4-Sea" olan projeyle çöp ve erozyonun azaltılarak Karadeniz'in daha temiz hale getirilmesinin amaçlandığını söyledi.
Yunanistan, Moldova, Ermenistan ve Romanya'nın da proje ortaklarından olduğunu belirten Tüfekçioğlu, toplam bütçesi 907 bin 135 avro olan projeden üniversite olarak 207 bin avro aldıklarını aktardı.
Tüfekçioğlu, 3 yıldır sürdürdükleri projede sonuç alabilmek için Arhavi Havzası'nda Karadeniz'e dökülen dereler ve bu derelere ait alt havzalardaki erozyon çöp ve diğer kirletici unsurlara odaklandıklarını ifade etti.
Havzanın bölgede en çok yağış alan yerlerden olduğuna dikkati çeken Tüfekçioğlu, "Havza yıllık 2 bin mililitrenin üzerinde yağış alıyor. Yüzde 53 gibi bir eğim var. Ormanlık, mera ve tarımsal kullanımda olan alanlardan oluşan havzada hatalı ve yanlış arazi kullanımına bağlı sorunlar ortaya çıktığını tespit ettik." dedi.
Tüfekçioğlu, fındık bahçeleri ve mera alanlarında ölçülen yüksek yüzeysel akışların sel oluşum riskini artırdığına işaret ederek, şöyle konuştu:
"Erozyon parsellerinde ölçtüğümüz günlük ortalama su akışı fındık bahçelerinde 15 litre, meralarda da 7 litre. Fazla yağışlarda su hızlı şekilde yüzeysel akışa geçiyor. Bu da sele neden oluyor. Bölgede fındık ve çay tarımı fazla. Çay bahçelerindeki fazla su emilimi özellikle de eğimli alanlardaki heyelan riskini ciddi derecede artırmaktadır."
Doç. Dr. Mustafa Tüfekçioğlu, yaptıkları çalışmalarda arazi kullanımındaki yanlışlar ile akarsuların ve derelerin morfolojik yapısının değiştirilmesinin sel ve taşkınları tetiklendiğini bilimsel verilerle ortaya koyduklarını söyledi.
Derelerdeki erozyonu, erozyon çubuklarıyla ölçerek kayıt altına aldıklarını kaydeden Tüfekçioğlu, "Arhavi Vadisi'nde 2 yıllık ölçümlerde 100 bin tonluk bir toprak erozyonu tespit ederken, 22 Temmuz 2021'de Arhavi'de yaşanan selde ölçtüğümüz erozyon ise bir günde 550 bin ton. Arhavi selinde 550 bin ton toprak akarsuya karıştı ve denize döküldü." ifadelerine yer verdi.
Tüfekçioğlu, tarımsal faaliyetlerin yoğun yapıldığı havzalarda çöp, azot ve fosfor gibi kirletici unsurların daha yoğun olduğunu belirterek, "Çöpler yüzde 68 dolayında plastik atıklardan oluşuyor, bu da insan ve çevre sağlığına zarar veriyor. Çay bahçelerindeki toprak asitlilik derecesi son 60 yılda yaklaşık 100 kat artmıştır. pH değeri 5,4'ten 3,3'e inmiştir." dile konuştu.
Kaynak: