Rize'deKİ Enerji Paneli'ne katılmak için Trabzon'a gelen Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, havaalanında basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Hükümetin, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'nun bazı yetkilerinin Çevre ve Orman Bakanlığı'nın devri ile ilgili sorularını cevaplayan Yıldız, şöyle konuştu: "Kamuoyunda oluşturulmaya çalışılan çevre, enerji, kültür varlıklarının her birinin bir tarafa çekilmesiyle alakalı yaklaşım doğru bir yaklaşım değil. Türkiye Cumhuriyeti

Hükümetinin bir üyesi olarak, tabiat varlıkları da bizim, kültür varlıkları da bizim, çevre de bizim enerjide bizim. Yeşilimiz de bizim. Bunun bir tarafında bir başkası, diğer tarafında bir başkası yok. Hükümet olarak bunun her tarafında biz varız. O açıdan çevreyi koruyanlarla, karşı çıkanlar anlamında bir anlayışı doğru bulmuyorum."

TABİAT VE KÜLTÜR VARLIKLARINI KORUMA KURULU YANLIŞTAN DÖNECEKTİR

Enerjinin Türkiye'nin en önemli kaynaklarından ve en önemli meselelerinden bir tanesi olduğunu anlatan Yıldız, şunları söyledi: "Özellikle Aralık 2009 çevre faslının açılmasıyla birlikte Avrupa Birliğinde, bir kısım yeni kanunlar, mevzuatlar, yönetmenlik düzenlemeleri çevre bakanlığımız tarafından yapılmaya başlandı. Bunlardan bir tanesi içinde bulunduğumuz 2010 yılının başında, özellikle tabiat varlıkları ile kültür varlıklarının ayrıştırılarak farklı hassasiyetlerle incelenmesi söz konusuydu. Bugün gazetelerde görüyorum. İkizdere'ye karşı mı yapıldı diye, yaklaşık 11 aylık mesele bu şu anda çıkarılmış bir mesele değil. Tabiat ve Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu er geç bu yanlışından döneceği kanaatindeyim. Çünkü çevrenin korunması ile beraber yerli kaynakların enerjide harekete geçirilmesi de esastır. Ben o yüzden dedim. Bu karar İkizdere ve Rize'ye ve aynı zamanda gaz aldığımız ülkelere hayırlı, uğurlu olsun diyerek onu söyledim."

Yıldız, 20 yıllık bir HES işletmesine karşılık gelecek doğalgaz miktarının karşılığının 3 milyar dolar olduğunu belirterek sözlerine şöyle devam etti: "Hani biz ithal enerjiyi azaltacaktık. Hani yerli kaynaklarımızı daha çok artıracaktık. Su gittiği yeri yeşil yapar. Yeşilin olduğu yerde biz baraj yapamaz isek, o zaman suyun her bulunduğu yerde baraj yapamayız demektir. Gelecek bunu başka bir ülkemi yapacak. Biz yapacağız bunları, o yüzden biz bir tarafa çekiştirilen, bir tarafa doğru götürülen bir çevre, bir tabiat varlıkları, bir kültür varlıkları, bir bitki anlayışı, bir enerji anlayışı içinde değiliz. Bunların hepsi bizim zenginliğimiz. Kültür, çevre ve tarih varlıklarımız konusunda ben de az hassas değilim. O yüzden her birimiz ortak akılla düşünüp bütün zenginliklerimizi beraber harekete geçireceğiz. Başbakanımız bize talimat verdi. Biz bütün zenginliklerimizi ön plana çıkaracak bir yapıyı sağlamamız lazım. Yeşili koruyacağız ama enerjiyi de kullanacağız."

SİT ALANI KARARININ TEKRAR USULU VE ESAS YÖNÜNDEN İNCELENECEĞİNE İNANIYORUM

"Harşit ve Çoruh nehri üzerinde yapılan barajlara insanlar tepki göstermiyorlar. Hatta bu yapıların bulundukları zenginlik kattıklarına inanıyorlar. Karadeniz Bölgesinde yapımı süren barajların tamamlanması halinde bu Hes'lere ne gerek ?" sorusuna Bakan Yıldız, şöyle karşılık verdi: "Bir kısım eleştirilere hak veriyorum. Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinin bir enerji bakanı olarak söylüyorum. Çok hoyratça yapılan, özel sektörden de kaynaklanan bazı davranışlar oldu. Çevre bakanımızla da bunu bir toplantıda

konuştuk. Bir kısım barajların ayıklanması söz konusu yani çevre hassasiyetini zedeleyen barajların ayıklanması söz konusu. Ama hepsinin birden kaldırılması doğru değil o yüzden sit alanı kararının tekrar inceleneceğini, usulu ve esas yönünden de tekrar inceleneceğine inanıyorum. Ama biz de sivil toplum örgütlerimizle birlikte çevre ile alakalı olan hassasiyetlerimizi dikkate alarak bir kısım enerji ile alakalı barajları bizlerde eleyebiliriz."

Artvin'de bulunan Deriner Barajı hakkında da bilgi veren Bakan Yıldız, "Deriner barajı bizden önceki hükümetler döneminde başlamış olan bizimde devam ettirdiğimiz bir proje kısa süre de onu toparlayacağız" dedi