Trabzon Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Başkanı Ahmet Şefik Mollamehmetoğlu, Başbakan Erdoğan'ın Trabzon'u ziyaretinin perde arkasını yazdı.

İşte Mollamehmetoğlu'nun yazısı:

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Cumartesi partisinin Trabzon Gençlik Kolları genel kuruluna katıldı. Bu gezide olup biten skandal ölçeğindeki bazı olaylar daha yeni yeni gündeme geliyor.
Sözgelimi Trabzon Valisi Nuri Okutan'ın makamının bomba uzmanı polis köpekleri eşliğinde Başbakanlık korumaları tarafından aranması gibi.
AKP ve başbakanlık yetkililerinin, korumaların yaşadığı başka bir korku vardı. O da Başbakan'ın protesto edilmesi olasılığı. Hem de gazeteciler tarafından.
Neler oldu neler!

GAZETECİYE DARBE
Bilindiği gibi Sosyal Güvenlik Yasa Tasarısı Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu'nda görüşülüyor. Bu tasarıda, diğer bazı hakların alınması yanında özel olarak gazetecileri ilgilendiren çok önemli bir değişiklik öngörülüyor.
Bugüne kadar, bazı ağır mesleklerde olduğu gibi gazetecilik mesleği için de “fiili hizmet tazminatı” sistemi uygulanıyordu. Yani gazetecilerin ağır bir iş yaptığı ve yıprandığı dikkate alınarak, 20 yıllık hizmet süresi 25 yıl kabul ediliyordu. Yüzde 25 oranında bir yıpranma payı katılıyordu hizmet süresine.
Hükümetin getirdiği yeni tasarıda bu uygulama kaldırılıyor.
Bu hükmün kaldırılması, çalışan gazeteciler açısından çok büyük bir darbe demek. Dünyanın en yıpratıcı mesleklerinden biri olarak kabul edilen gazetecilik, sıradan bir iş gibi değerlendiriliyor. Gazetecilerin eskiye göre yüzde 25 daha fazla çalışması öngörülüyor.
Bu hak gaspına karşı ülke çapında olduğu gibi Trabzon'da da gazeteciler büyük tepki gösterdi. Hatta Trabzon'da, ülke çapında gazetecilerin katıldığı en kalabalık protesto yürüyüşlerinden biri yapıldı.
Başta Çalışma ve sosyal Güvenlik Bakanı Çelik olmak üzere birçok yetkilinin, “değişiklik geri alınacak” sözüne karşın bu madde TBMM Genel Kurulu'nda AKP oylarıyla kabul edildi.
İşte bu olayın ardından Başbakan Trabzon'a geldi.

PROTESTO ÖNERİSİ
Cuma günü bir gazeteci arkadaşım aradı. Trabzon Gazeteciler Cemiyeti olarak Başbakan'ın bu ziyaretinde, olayı protesto etmemizi istedi. Gazeteci arkadaşlarımızın, Başbakan kürsüye çıktığında kamera ve fotograf makinelerini yere bırakmalarını önerdi. Birkaç dakika sonra ise işlerine dönebilirlerdi.
Ben de, böyle bir eylemin gerçekten ses getirebileceğini, ancak böylesine önemli bir eyleme tek başıma karar vermemin doğru olmayacağını, bütün basın kuruluşlarına ve ulaşabildiğimiz üye arkadaşlara konuyu soracağımı, genel bir istek halinde böyle bir eylemin düşünülebileceğini söyledim kendisine.
Sonra bütün basın kuruluşlarına kısa bir bilgi notu yazarak konuyu aktardım. Bu konuda ne düşündüklerini bildirmelerini istedim.

AKP MİLLETVEKİLİNİN TELEFONU
Aradan bir iki saat geçti ki, AKP Trabzon milletvekillerinden biri aradı. Başbakan'a yönelik olarak bir protesto eylemi gerçekleştirilip gerçekleştirilmeyeceğini sordu.
Böyle bir öneri geldiğini, ancak bir karar vermediğimizi, konuyu değerlendirdiğimizi, genel bir istek olması halinde düşünülebileceğini aktardım.
Milletvekili ise bana aynen şunları söyledi: “Başbakanımız ne zaman Trabzon'a gelse bir şey oluyor. Biz yapmayalım, başka yerde olsun. İstirham ediyorum…”
Ben de kendisine şu yanıtı verdim: “Henüz bir kararımız yok. Ancak bu değişiklik gazetecilere enaz 5 yıl vurdu. Kimse böyle bir olayı sessiz geçiştiremez. Neden mecliste görüşülürken bu değişikliğe karşı çıkmadınız. İnsanların kendi haklarını savunmaları kadar normal bir şey olabilir mi?”
Gelen yanıtlara göre durumu değerlendireceğimizi belirtip ayrıldım telefondan.

SAHTE FOTO MUHABİRLERİ
Birkaç kuruluştan olumlu karşılık geldi. Ama büyük çoğunluktan bir yanıt gelmediği için arkadaşımızın önerdiği eylemi yapmak sözkonusu değildi.
Başbakan'ın geleceği Cumartesi günü, Günebakış gazetesinde Nabız köşesinde olay bana atfen yazıldı. Protesto eyleminin benim kafamdan çıktığı belirtildi.
İşin en ilginç boyut ise bundan sonrası.
Trabzon basınının Başbakan'ı protesto edeceği beklentisiyle Cuma gününden itibaren bazı önlemler alındı. Eylemi etkisiz kılmak için yapılan çalışmanın başında Başbakan'ın Basın Danışmanı Akif Beki'nin olduğu öne sürüldü. Bu arada bazı AKP'li milletvekili ve yetkililerin bazı gazetecilerle konuşarak eyleme katılmamalarını istediği öğrenildi.
İddialara göre Başbakanlık yetkilileri, dört kameraman ve çok sayıda foto muhabiri görüntüsünde görevli buldu. Kimi iddialara göre foto muhabiri görünecek kişi sayısı sekiz. Bu görevlilerin bazılarının kamu görevlisi olduğu ileri sürüldü.

EYLEMİ ÖNEREN GAZETECİ
Yine iddiaya göre senaryo şöyle yazıldı:
Başbakan sahneye çıktığında eğer gazeteciler kamera ve fotograf makinelerini yere bırakırsa, o anda, görevlendirilen sahte kameraman ve sözde foto muhabirleri devreye girecek, ön plana çıkacak. Flaşlar filan patlayacak. Böylece eylem gizlenmiş olacak.
Nitekim Başbakan'ın havalimanına gelişinden itibaren özellikle yerel gazetecilere yönelik engelleme girişimleri yaşandı. Gazeteciler Başbakan'dan uzak tutuldu. Bu girişimlerin nedeni eylem beklentisiydi.
Tabi böyle bir eylem kararı alınmadığı için bu senaryo da gerçekleşmedi.
Peki bu öneriyi yapan gazeteci arkadaşımız kimdi?
Bence çok güzel bir eylem önerisiydi. Bu arkadaşımız isterse kendisini açıklar. Ama ben yapmam bunu. Çünkü etik değil.
Belki eylem olmadı. Ama bu olup bitenlerden sonra yapılmış kadar oldu.