Bayburt’un Demirözü ve Aydıntepe ilçelerine bağlı köylerinde yaşayan besiciler, doğanın uyanışıyla birlikte dünyaya gelen oğlak ve kuzulara gözü gibi bakıyor. Baharın müjdecisi olan yeni doğmuş hayvanların sesleri köylerde yankılanırken, besiciler ise onların sağlıklı büyümesi için yoğun mesai harcıyor.
Yaylalar ve Ormanlık Alanlar Hayvancılığı Destekliyor
Bayburt’un doğal yapısı, yaylaların ve ormanlık alanların geniş yer kaplaması sayesinde hayvancılık faaliyetlerine önemli katkı sunuyor. Köylerde yaşayan vatandaşlar, yıllardır küçükbaş hayvan yetiştiriciliği ile geçimlerini sağlıyor. Her mevsim hayvanlarıyla ilgilenen besiciler için ilkbahar, aynı zamanda en yoğun dönemlerden biri olarak öne çıkıyor.
Oğlak ve Kuzuların Bakımı Günlük Rutin Haline Geldi
Yaklaşık bir ay önce dünyaya gelen oğlak ve kuzular, besicilerin günlük rutinlerinin merkezine yerleşmiş durumda. Günün belirli saatlerinde ahırlara giden üreticiler, yüzlerce koyun ve keçiyi, samanlıklarda istiflenen yem bitkileriyle besliyor. Ardından oğlak ve kuzular anneleriyle bir araya getiriliyor. Ahır kapılarının açılmasıyla birlikte sevimli yavrular, koku ve ses sayesinde annelerini bularak süt emiyor.
Biberonla Beslenen Yavrular da Var
Tüm zorluklara rağmen işlerini sevgiyle sürdüren besiciler, aç kalan veya annesi tarafından reddedilen yavruları da ihmal etmiyor. Bu yavrular, biberonla beslenerek sağlıklı şekilde büyütülmeye çalışılıyor. Sevimli halleriyle ahırlara neşe katan oğlak ve kuzular, havaların iyice ısınmasıyla birlikte meralara çıkarılarak otlatılacak.
"Hayvanlar Bize Enerji Veriyor"
Besicilerden Murat Turgut, uzun yıllardır küçükbaş hayvancılıkla uğraştığını ve bu işten büyük keyif aldığını belirtti. Turgut, koyun ve keçilerin genellikle mart-nisan aylarında yavruladığını dile getirerek şu ifadeleri kullandı:
“Bütün zamanımızı hayvanların içerisinde geçiriyoruz. Onlara yavrulama döneminde adeta bir veteriner gibi yardımcı oluyoruz. Kuzu ve oğlakları günde 2 defa anneleriyle buluşturarak süt içmelerini sağlıyoruz. Belirli bir süreden sonra da oğlak ve kuzuları annelerinin yanından alıp farklı bölmelere koyuyoruz.”
Turgut, annesi tarafından sahiplenilmeyen yavrulara ise biberonla süt verdiklerini aktararak sözlerine şöyle devam etti:
“Küçükbaş hayvancılığın biraz zorluğu var ama bu iş hoşumuza gidiyor ve güzeldir. Sürekli doğadayız ve farklı canlılarla karşılaşıyoruz. Hayvanlar bana çok güzel enerji veriyor.”
Kaynak: