Bugün susanlar yarın dizlerini dövmesinler

Hiç kuşkusuz Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en hareketli, en tartışmalı günlerini yaşıyor. ‘Çözüm, barış süreci’ denilen süreç uygulamalarla kafaları karıştırırken, bu kafa karışıklığına karşı en tepki gösteren parti hiç tartışmasız Milliyetçi Hareket Part

Bugün susanlar yarın dizlerini dövmesinler

Hiç kuşkusuz Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en hareketli, en tartışmalı günlerini yaşıyor. ‘Çözüm, barış süreci’ denilen süreç uygulamalarla kafaları karıştırırken, bu kafa karışıklığına karşı en tepki gösteren parti hiç tartışmasız Milliyetçi Hareket Partisi oluyor. MHP’nin en sert çıkışları yapan isimlerinin başında ise Trabzon Milletvekili, Eski Bakan Koray Aydın geliyor.

 
Adeta yerinde duramıyor. Ankara-Trabzon hattında hafta sonları mekik dokuyan, ilçe teşkilatları ile bir araya gelen  Aydın, geride bıraktığımız hafta sonu da partisinin Çarşıbaşı İlçe Yerel Kurultayı’nda önemli açıklamalar yaptı. Kendisine  her zamanki gibi kibarlığı ve mütevaziliği ile bizlere özel zaman ayırdığı için öncelikle teşekkür ediyorum.
 
Günü birlik Trabzon’a gelerek Ankara’ya dönen Koray Aydın’ı  havaalanında yakaladık.Yüzündeki yorgunluk açıkça hissediliyordu. Ama bunun tatlı bir yorgunluk olduğunu şu sözleri ortaya koyuyordu. ‘Ebru Hanım tarih bu günleri, kimin ne yaptığını yazacak. Bir siyasetçiden öte bir vatandaş Koray Aydın olarak vatanıma, bayrağıma ve milletime karşı kendimi sorumlu  tutarak  sahaya indim ve vatandaşlarımı uyarıyorum. Bu benim  ülkeme karşı vatandaşlık görevim.’
 
Koray Aydın’ın bu sözleri aslında bütün seslenişlerinin açık ve net özeti gibi..
 
Koray Aydın sorularımıza karşı önemli mesajlar verdi.
 
İşte o mesajlar..
 
SAF OLMAYA GEREK YOK
 
Ülkenin en önemli konusu çözüm süreci. Sizde bu konuda yoğun çaba gösteriyorsunuz? Neler söyleyeceksiniz?
 
Türk milletinin kafası karışık. Olup biteni şaşkınlıkla izliyor ve anlam yüklemeye çalışıyor. Bazı şeyleri anlamakta ve kavramakta zorluk çekiyor. Şu anda olup bitenin Türk Milleti’ne sağlıklı bir şekilde anlatılması gerekiyor. Ben bunu bir vatandaşlık görevi olarak görüyorum. Şu anda yaptığım anlatımları da,  siyasi kimlikle değil vatandaş kimliğimle, ülkesini milletini seven bir insan olarak  vazife kabul edip yapmaya çalışıyorum. Çünkü her Türk insanının bu süreçte yapacaklarının vicdani bir sorumluluğu olduğunu düşünüyorum. İlerde Türk tarihi yazıldığında bu dönemin parçalanmanın alt yapısının oluşturulduğu bir dönem olması nedeniyle her ferde bir sorumluluk yüklediğini düşünüyorum. Ve ben bu sorumluluklarını milletimizin her kesimine anlatmaya, aktarmaya çalışıyorum. Çünkü saf olmaya gerek yok.
 
SÜSLÜ LAFLARIN ARKASINA SİNSİ PLAN GİZLENMİŞ
 
Yaptığınız ziyaretlerde nasıl tepkilerle karşılaşıyorsunuz?
 
Toplumun bir kesiminde çok ciddi, aşırı bir tepki var. Bir kesimi de sessiz. Olup biteni anlamakta ve yorumlamakta zorluk çekiyor. Televizyonda estirilen barış havası, anaların gözyaşı dinsin türünden milletin gönlüne hoş gelecek sözlerin acaba doğru olur mu beklentisi içinde olan bir kitlenin varlığını da gözlemliyorum. Bu kitle bir yandan buna böyle bakarken öbür yandan da Öcalan’ın muhatap alınmasını, Karayılan’ın süreci yönlendirmesini ve ortaya koyulan şartları bir türlü içine sindiremeyip  kabullenemediklerini de görüyorum. Türk Milleti’ne şunu söylüyorum. Bu süslü laflara kanmayın. Barış veya anaların gözyaşı akmasın gibi herkesin hoşuna gidecek lafların arkasına çok sinsi bir plan gizlenmiş. Bunun sonu kesinlikle ayrılıktır.
 
PKK TERÖRİSTKEN AKTİVİST OLDU
 
Terör örgütü liderlerinden Karayılan’ın açıklamalarına da bakınca PKK’nın  her gün yeni bir talepleri oluyor?
Ben şöyle düşünüyorum. PKK işi dizginlemiş vaziyette. Teröristken aktivist oldular. Uluslararası arenadaki terörist hüviyeti ve pozisyonundan çıktılar. Bu onlar için inanılmaz büyük bir mevzi. Ortaya koydukları şartlarda da biz yurt dışına çıktık şimdi top hükümetin diyorlar. Türkiye’de yaşayan bütün halkların kimlik tarifleri anayasada yapılsın diyorlar. Anayasal bu ihtiyaç karşılandıktan sonra da başta Apo olmak üzere bütün herkesi kapsayacak bir genel af çıksın diyorlar. Bunları ben söylemiyorum. Karayılan Kandil’de söylüyor. Genel aftan sonra da sadece Türkiye’deki Kürtlerin değil  Suriye Irak ve İran’daki Kürtlerin  hak ve hukuklarının korunacağı bir nizam devreye girsin diyorlar. PKK burada olacak şeyleri bir ara istasyon kabul eder. Kendilerine verilen hakları alır o ara istasyona yerleşir. Çünkü liderlerini serbest bıraktırmış, sosyal yeni pozisyonlar kazanılmış. Bunlar bu ayrılık düşüncesinden vazgeçmezler.
 
AKP’DEN ÖNCE ÜLKENİZİ SEVİN - Devamı Sayfa 2'de - 
 
Başbakan, Öcalan’a ev hapsi mümkün değil diyor? Size göre Öcalan’a kesin olarak ev hapsi yada af gelecek?
 
Kesin. Kesin. Hala süreç ev hapsine gider mi diye düşünmenin bir anlamı yok. Adam açık açık söylüyor. Bunlar anlaşmadan, konuşmadan şarta bağlanmadan olur mu? Bu da olacak. Bu ara istasyona girildikten sonra bunlar biz ayrılacağız deyince, nasıl ayrılacağız. Herkes bunu aklına düşürsün. Bu daha çok kan daha çok gözyaşı demek. Bu ayrılıkların nasıl olduğunu yakın tarihe baksınlar. Yugoslavya’da Sırplar Hırvatlar nasıl ayrıldı birbirinden. Makedonlar Bosna Hersekliler. Oluk gibi kan aktı. Irak’a baksınlar nasıl üçe bölündü, 1.5 milyon Müslüman katledildi. Suriye’ye baksınlar nasıl ayrılıyorlar birbirinden. Çatışarak kan dökülerek ayrılıyorlar. Türk Milleti bütün bu olup biteni bir bütün olarak görüp karar versinler. Bu süreç safiyane bakılarak karar verilecek bir süreç değil. Ben AKP’yi severim, Tayyip Erdoğan’ı severim diyerek bu sürece bakılamaz. On sene sonra Türkiye’de ayrılık yaşandığında eyvah ben niye Erdoğan’a güvendim de Türk Milleti’nin başına bu işler açıldı diye kimse dizini dövmesin.
 
TÜRK KİMLİĞİNE SAVAŞ AÇTILAR
 
T.C ifadesi tabelalara geri koyulduğunda  Başbakan’ın geri adım atmayın şeklindeki mesajı için neler söyleyeceksiniz?
 
Başbakan  açıkça şunu diyor, biz Tük kimliğine savaş açtık. Bakanlıktan T.C. ifadesini kaldırmakta bu savaşın bir parçasıdır. Sağlık Bakanı’na niye geri adım attın diyor. Anlaşılmaz şekilde Türk kimliğine karşı bir saldırı var. Bunu Tayyip Erdoğan niye yapıyor, kimin adına yapıyor anlamakta zorluk çekiyorum ve inanın hayretler içinde kalıyorum.
 
DİKTATÖRLÜKLE MHP KİTLESİNİ KORKUTAMAZ
 
MHP sürecin başından beri güçlü muhalefet yapıyor? Devlet Bahçeli hakkındaki fezleke ile ilgili düşünceniz?
 
Tayyip Erdoğan diktatör. Ama diktatörlerin sonu çok kötü ve acı olur. Hiç iyi bitenini ben görmedim. Az çok tarih bilirim, sonu iyi olan diktatör hatırlamıyorum. Diktatörler herkesi korkutacağını zannederler. Bazı insanları korkutamayacaklarını bilmezler. Genelde de sonları korkutamadıkları üzerinden olur. MHP kitlesi böyle bir kitledir. Öyle tehdit ederek, korkutarak netice alacağın bir kitle değildir. Türkiye’nin şu durumunda Başbakan’ın MHP’yi tehdit etmesi acizliğini gösterir. Yaptığı işten duyduğu utancı gösterir. Tehdit ederek bunu hayata geçirebilmek kararında olması da onun adına büyük bir talihsizliktir.
 
CHP’Yİ PLANIN PARÇASI YAPMAK İSTİYORLAR
 
Ana Muhalefet Partisi CHP’nin çözüm sürecindeki tutumunu yeterli  buluyor musunuz?
AKP-PKK ittifakı CHP’yi yanına almaya çalışıyor. AKP’nin şu anki anaların gözyaşı dinsin söylemleri CHP’nin  geçmiş söylemlerine yakın olması nedeniyle CHP’yi baskı altına almaya çalışıyorlar. CHP’nin bulunduğu yeri ve tutumunu netleştirmesi lazım. CHP’nin bu oyuna gelmemesi gerekir. AKP’nin bölünme ve Türkiye’yi bölme planının bir parçası olmamaları lazım. Bunun ilerde çok acısını çekerler. Çok üzüntüsünü duyarlar. Bunu yapmazlarsa ne olur kendileri kaybeder. Şu anda durumu tek net parti MHP. Biz gerekirse tek başımıza da onların hakkından geleceğiz.
 
SOKAĞA DEĞİL AMA MEYDANLARA İNMELİDİR
 
Ülkücü hareket sokağa dökülmek isteniyor hakkındaki eleştirilerle ilgili düşünceniz?
Devletin gücü kuvveti var. Kanunsuzluklara karşı bu gücünü kuvvetini kullanır. Ülkücüler sokağa değil ama meydanlara inmelidir. Nitekim indiler. Bursa’ya, İzmir Meydanı’na indiler. Bunlar demokratik tepkiler. En son İzmir’deki 1.5 milyonluk dev kalabalık AKP’nin gözünü korkuttu. Ben ne yapıyorum diye kendine getirdi. Bu kalabalıklar büyüyerek devam edecek. Ya bu yanlıştan vazgeçecekler ya da halkın bu tepkisini görecekler.
 
ÖCALAN’IN İSTEDİĞİ KOMİSYONU KURDULAR
 
Söylenenlere, yaşananlara baktığınız zaman ne olacak bu işin sonu?
 
Sayın Başbakan anlaşılmaz bir şekilde Dün  Ak dediğine kara, bugün kara dediğine ak demekte hiçbir zorluk çekmiyor. Hiç sıkıntı duymuyor. Türkiye’nin en çok yalan konuşan siyasisi. Dolayısıyla hiçbir zorluk çekmez. Silahlarınızı bırakın gömün gidin diye bas bas bağırdı. Adamlar dinlemedi. Şimdi tam tersini söylüyorlar. Öcalan mecliste bir komisyon kurulsun süreci takip etsin dedi. Başbakan öyle şey mi olur, biz niye mecliste komisyon oluşturacağız diye bağırdı. On gün önce AKP önerge verdi o komisyonu kurdular. Bu nedenle tekrar söylüyorum. Bu vatanı, bu milleti, bu bayrağı seven herkes hangi partiden olursa olsun yarın dizlerini dövmeden gerçeği görüp vicdanı sorumluluklarını yerine getirsinler. Çünkü bu işin siyaseti yok.Türk Milleti’nin,Türkiye Cumhuriyeti’nin varoluşuna sahip çıkmak var.
 
Röportaj : Sonnokta 
 

HABERE YORUM KAT
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler