Çağrı Erhan'a oy verdim

Demokrat Parti'nin 6 Ocak Pazar günü gerçekleştirdiği 4. Olağanüstü Genel Kurulu'nda seçimi; aday sayının ikiye indiği üçüncü turda 529 oyla, Tansu Çiller'e yakınlığı ile bilinen Süleyman Soylu kazanmıştı. Çağrı Erhan ise 271 oy almıştı. Trabzonlu Süleyma  

Çağrı Erhan'a oy verdim

Demokrat Parti'nin 6 Ocak Pazar günü gerçekleştirdiği 4. Olağanüstü Genel Kurulu'nda seçimi; aday sayının ikiye indiği üçüncü turda 529 oyla, Tansu Çiller'e yakınlığı ile bilinen Süleyman Soylu kazanmıştı. Çağrı Erhan ise 271 oy almıştı. Trabzonlu Süleyman Soylu, DP Trabzon İl Başkanı Süleyman Aydoğdu'yu GİK üyesi alırken, partinin neferi Kemal Cevheri de Haysiyet Kurulun'da görevlendirdi.

Bu tabloyu değerlendirdiğimiz Demokrat Parti'nin önemli isimlerinden Ali Sürmen, kongreye ve Demokrat Parti'nin geleceğine dair önemli açıklamalarda bulundu. Sürmen, Çağrı Erhan'a oy verdiğini ifade ederek, bunun bir tepki oyu olduğunu ileri sürdü.

Ali Sürmen'in Avukatlık bürosunda gerçekleştirdiğimiz samimi sohbeti sizlerle paylaşıyoruz...

Demokrat Parti, 6 Ocak Pazar günü Olağanüstü Kongresi'ni gerçekleştirdi. Delege olarak Ankara'ya gittiniz. Nasıl bir hava vardı size göre…

DP kongresi hepimize çok büyük moral verdi. Salona giderken ilçe teşkilatlarında bir organizasyon yoktu. Biz sadece delegelerin geleceğini hatta bazılarının katılmayacağı kanaati bizde vardı. Neticede bin delege katıldı. Ama partililerin ilgisi çok moral verdi. Demokrat Parti'nin hala Türkiye siyasetinde var olduğunu ve gelecek vaat ettiğini bize gösterdi.

Genel Başkan Süleyman Soylu seçildi. Trabzonlu olmasının kazanımları ne olur sizce?

Genel başkanın Trabzon'lu olması bölge için şanstır. Ama sadece Trabzon'lu bir genel başkan var diye aşağı oturulursa Trabzon oy almakla DP kurtulmaz. Asla o gözlükle bakmamak lazım. Sayın Süleyman Soylu İstanbul İl Başkanlığı yapmış ve son derece başarılı olmuştur. Trabzon'da Süleyman Aydoğdu'nun GİK üyesi olması bizi çok mutlu etmiştir. Öte yandan Kemal Cevher'in Yüksek Haysiyet Kurulu'na girmesi onu onure etmiştir. 27 yıl sonra partide üst düzey bir görev almasının maneviyatı büyüktür.

Burada sizin konumunuz ne oldu?

Benim herhangi bir talebim yoktu zaten. Benim kesin kararım, herhangi bir yerde görev almamaktı. Çünkü ben bunu bir çok parti toplantısında söyledim; teşkilatlarımızı yenilememiz lazım. Yeni genç kadroların arkasında dimdik durmaya hazırım. Benim bu söylemim halen geçerlidir. Önümüzdeki günler zor günler…

İSTİFAYI HEP İSTİYORDU

DP Trabzon İl Başkanı Süleyman Aydoğdu'nun GİK üyesi seçilmesinin ardından istifa etmesi gerekiyor. Kendiside bu yönde bir açıklama yaptı. DP İl teşkilatı nasıl şekillenir?

Süleyman Bey'in İl Başkanlığından ayrılma arzusu 22 Temmuz'dan sonra hep vardı. Bunu benimle de paylaşmıştır. Ama ben kendisine partinin ihtiyacı olduğunu ve devam etmesi gerektiğini söyledim. Hatta istifasını sunacağını duyduğum anda da Mehmet Ağar'ı arayarak görüştüm ve  istifasını kabul etmemesini, Süleyman'a ihtiyaç olduğunu söyledim. Mehmet Ağar'da istifasını kabul etmedi. Süleyman Bey'in istifa isteği partiden veya görevden kaçma isteği değildi. Süleyman Bey seçimden sonra partinin yükünün daha da ağırlaştığını bu yükün paylaşılması gerektiğini ve yeni bir oluşuma imkan tanımak için bunu düşünüyordu. Şimdi GİK üyesi olmakla mecburen istifa edecek.

Şimdi parti siyasetini bilen, yeni isimlerin önünü açmamız gerekir. Bu yapılmadığı takdirde, adamcılık yapılırsa sonu iyi olmuyor. Önümüzde mahalli idareler seçimi var, en kısa zamanda biz kongrelerimizi yapacağız. Şuanda kimin atandığı önemli değil. Olağan kongrede kimin seçileceği önemli. Bu yükü taşıyacak bilgi ve birikimi olan kişiler getirilmeli.

Mahalli idareler seçimlerine DP nasıl girmeye hazırlanıyor? CHP ve AK Parti şimdiden bu anlamda ciddi bir yarışın içine girmiş durumda.

Trabzon halkı hep iki partiye yoğunlaşır. Bu iki partiye neden yoğunlaşır, partiden dolayı asla değildir. Adaydan ve ekibinden dolayı yakınlaşır. 1989 seçimlerinde o zaman ben il ikinci başkanıydım. Parti içinde komisyonlar oluşturduk. Belediye meclisi oluşturduk. Bizim listemizde 7 tane STÖ temsilcisi vardı. Öneri getirdik isim istedik. Ama neticede  1989'da DP çok iddialı olmadığı bir dönemde, Trabzon'da ikinci parti çıktık. 14 bin oy almıştık. Sadece başkan adayı yetmiyor, meclisinizi de ona göre kurmanız gerekiyor. Neden şimdi başarmayalım. İddialı isimler ve belediye meclis üyelerini iyi seçmemiz lazım. Adayları belirlerken, 'bu benim adamım, benim partilim' denmemelidir. Bizim partimizin misyonunu kabul edecek, Trabzon'daki STÖ temsilcilerinden belediye meclisi ve il genel meclisi listenizi yaparsanız, birinci parti de olursunuz. Hepsi neyi hedeflediğinize bağlıdır.

Süleyman Soylu dönemi olağan kongreye kadar geçici bir dönem gibi mi algılanmalı, yoksa olağan kongre ve sonrasında bu Soylu ve yönetimi partiyi sırtlar mı?

Bakın ben oyunu gizleyen birisi değilim. Ben Çağrı Erhan'a oy verdim. Süleyman Soylu'ya oy vermedim. Beni ne Mehmet Ağar aradı, nede Mehmet Ağar'a etki edecek bir isim aradı. Tansu Çiller'in de her hangi bir arkadaşımızı aradığını duymadım. 'Süleyman Soylu'nun arkasında Tansu Çiller var', 'Çağrı Erhan'ın arkasında Mehmet Ağar var' dediler. Asla böyle bir şey yok. Süleyman Soylu, kendi çalışmalarıyla gelip genel başkan seçilmiştir. Benim genel başkanımdır. Bu tür cümleleri genel başkanımı küçük düşürecek cümleler olarak kabul ederim. Süleyman Soylu önümüzdeki olağan kongrede de tahmin ediyorum; aday olacaktır. Mahalli idareler seçimi onun başkanlığı döneminde yapılacağını tahmin ediyorum.

'Çağrı Erhan'a oy verdim' dediniz. Trabzonlu vardı karşısında. Tepki oyumuydu, yoksa daha mı başarılı olacağını düşündünüz?

Özel bir nedeni yok. Tamamen Trabzon delegesi olan bazı arkadaşların ayrı hareket edip kendi başlarına bir tarafı destekleme kararı alıp bana bunu tebliğ etmeleridir. Ben tebliğ yeri değil, delegeyim. Benim YHK üyesi olmamın nedeni beni destekleyen arkadaşlarımdır. O arkadaşlarıma sorduğumda Çağrı Erhan dediler.  

Demokrat Parti'nin hangi dönemini arıyorsunuz? 

Genel başkanlarımızı asla küçük düşürücü söylemlerde bulunmayız. Ancak çalışma ortamları olarak, hırslandırma yönünde olarak hep Süleyman Demirel, dönemini ararım. Süleyman Bey ne yapar yapar; Ankara'da abi rolündeki insanları, il başkanlarını toplar ve fikir alışverişinde bulundururdu. Biz Süleyman Bey'den sonra bunları görmedik. Bu eleştiri değil, beklentidir. Süleyman Demirel, 'Nerede muhtarlık seçimi varsa o beni ilgilendirir' derdi. Biz o dönemleri çok arıyoruz. Ama şimdi 'İkinci Süleyman dönemi' deniyor, biz üçüncü Süleyman'ı (Aydoğdu) da verdik GİK üyesi olarak. İnşallah iki Süleyman'la bu işi başarırız.

Demokrat Parti'ye ilk darbe Sayın Çiller döneminde vurulmuştur. A takımı denilen bir takım yaratılmıştır. Parti tabanları A takımlarıyla değil, taban takımlarıyla yönetilir. Tansu Çiller'in A takımı, halkın dilinden anlamadı.

Süleyman Demirel, zamanında 15 GİK üyesini kendisi seçerdi. Gerisini il başkanlarından her bölgeden birer temsilci alırdı. Her bölgeden 7 il başkanı oluşurdu. Bu 7 il başkanı geri kalan GİK üyelerini belirlerdi. Süleyman Demirel'den sonra kimse yapmadı.  

 
 

HABERE YORUM KAT
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler