Çaykur'a karşı provakatif eylemler
Çaykur Genel Müdürü İmdat Sütlüoğlu, 9 Mayıs’ta başlayan çay sezonu sonrası Çaykur’un uyguladığı kotayı bahane gösterilerek provakatif eylemlerde bulunan muhalif grupların oyunlarına üreticilerin kanmadığını söyledi. Sütlüoğlu, “Yapılan eylemlerin çoğuna
Çaykur Genel Müdürü İmdat Sütlüoğlu, 9 Mayıs’ta başlayan çay sezonu sonrası Çaykur’un uyguladığı kotayı bahane gösterilerek provakatif eylemlerde bulunan muhalif grupların oyunlarına üreticilerin kanmadığını söyledi.
Sütlüoğlu, “Yapılan eylemlerin çoğuna baktığımızda çayla alakası olmayan birçok kişinin önlerde olduğu gözledik. Bu eylemler Çaykur’u yıpratma girişimleriydi ve başarı sağlanamadı. Başarı sağlanmış olsaydı yüz binlerce üretici eylemlerde hazır bulunurdu” dedi.
Konuyla ilgili basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Genel Müdür İmdat Sütlüoğlu, Doğu Karadeniz’de Rize başta olmak üzere Trabzon, Artvin, Giresun ile Ordu’da 767 bin dekar alanda yaklaşık 204 bin üretici tarafından çay tarımı yapıldığını hatırlattı. 2012 yılı yaş çay kampanyasını bazı bölgelerde çay erken geldiği için 9 Mayıs’ta açtıklarını kaydeden Sütlüoğlu, “Artık birinci sürgünün sonlarına yaklaştık ve bu sürgünü hafta sonu sonlandıracağız. Çayını hasat etmeyen üreticilerimiz için nöbetçi fabrikalarımız alımlarına devam edecektir. Birinci sürgünde bizim belirlediğimiz kota 350 kiloydu. Üreticimize belirlediğimiz kotayı sürgün sonuna kadar alacağımızı, günlük kontenjanları kadar çay toplamalarını ve acele etmemelerini önceden bildirmiştik. Bu güne kadar 200 bin tona yakın çay aldık. Mayıs ayına tekabül eden 126 bin 900 tonluk yaş çay bedeli olan 140 milyon liralık ödemelere bu Pazartesi başladık. Yaş çay bedellerini bu ay sonuna kadar üreticimize ödeyeceğiz. Haziran ayında aldığımız çayın bedelini de Temmuz ayında üreticimize ödeyeceğiz. Sayın başbakanımızın ‘Alınan çayın bedeli bir sonraki ayda üreticinin hesabına ödenecek.’ talimatını kurum olarak geçen seneden bu yana eksiksiz uyguluyoruz. Ödemelerde herhangi bir aksaklık, üreticiyi mağdur etme gibi durumlara aman vermiyoruz. İkinci sürgün için tüm hazırlıklarımızı şimdiden tamamladık. Birinci sürgünde anlatıldığı gibi hazırlıksız değildik. Bir önceki senenin kapasitesiyle çay alımları yaptık. Fabrikalarımızı zamanında devreye soktuk. Sadece ilave kapasite oluşturduğumuz, yeni donanımlar yerleştirdiğimiz Ulucami ile Melyat fabrikalarımız üç günlük gecikme ile kampanyaya girmiştir. Çaykur’un kampanyaya geç kaldığı iddiaları yalan üzerine kurulu karalama kampanyalarıdır. Zamanında üretime girerek daha fazla çay aldık. Günlük 7 bin ton civarında çay alımlarımız da sürüyor” diye konuştu.
İkinci sürgün için belirledikleri kotayı çay üreticisine açıklayacaklarını ifade eden Sütlüoğlu, “Üreticilerimizden bizim isteğimiz, çaylarını tazeyken toplamaları ve izdiham başladıktan sonra kotaları kadar çaylarını bize satmalarıdır. Sürgün sonuna kadar da belirlediğimiz kotaları kendilerinden alacağımız için telaş etmesinler. Hem kendilerini hem de bizi üzmesinler. Çay alım yerleri çok çay aldığı zaman fabrikaların dengesi bozuluyor. Bu sene geçen seneye göre üreticilerimiz, topladıkları çayları çok güzel gözden geçirdi ve oldukça kaliteli bir çay bize sattı. Üreticilerimize bu hassas durum için teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.
Sütlüoğlu, Çaykur’un uyguladığı kota bahane gösterilerek müstahsil üzerinden birtakım eylemler olduğunu belirterek şunları söyledi:
“Bu tür eylemler tamamen provakatif, genellikle muhalif gruplardan çok az sayıda kişinin bir araya gelerek oluşturduğu asılsız eylemlerdi. Yapılan eylemlerin çoğuna baktığımızda çayla alakası olmayan birçok kişinin önlerde olduğu gözledik. Bu eylemler Çaykur’u yıpratma girişimleriydi ve başarı sağlanamadı. Başarı sağlanmış olsaydı yüz binlerce üretici eylemlerde hazır bulunurdu. Üreticilerimiz sağduyulu hareket ederek bize güvenlerini gösterdi. Çayda ilk defa kota, kontenjan uygulanmıyor. Sanki bu durumlar bilinmiyormuşçasına üreticimize karşı yalan propagandalar yapıldı. Çaykur, üreticiyi koruyan, üreticinin istismar edilmesine şiddetle karşı çıkan büyük bir kurumdur. Bazı özel sektör fabrikaların üreticinin iyi niyetini suiistimal etmesine de göz yummadık. Tavrımızı koyduk. Bize karşı yapılan bu tür haksız ithamlar, insafsızla yapılan yalanlamalar doğru değildir. Üreticimizi mağdur etmemek adına kapasitemizi arttırıyoruz. Yılsonuna kadar 300-350 ton ilave kapasite ile gelecek sezona yatırım yapacağız. 20 yılı aşkın bir süredir Çaykur’da kapasite artırımı olmamıştır. O yılların açığını birkaç yılda gidermek de mümkün değildir. Biz yaz kış demeden vatandaşlarımızın sıkıntılarını giderme çalışmalarımızı kararlılıkla yürütüyoruz. Üreticimizin içi rahat olsun.”
Çaykur’un çayda uyguladığı kotayı fırsat bilerek üreticiden 66,5 kuruşa varan fiyatlarda yaş çay satın alan özel sektör çay fabrikalarının tutumunu da değerlendiren Sütlüoğlu, “Özel sektörü zorlayacak bir yasal düzenleme şu an için yok. Çaykur’un da özel sektörü düzenleme gibi bir yetkisi yok. Bakıldığında özel sektörün müstahsilin iyi niyetini suiistimal ettiği ve etik olmayan çay alımları gerçekleştirdiği görülüyor. Özel sektöre karşı üreticiyi mağdur etmekten kurtaracak, Çaykur’a karşı haksız rekabeti önleyecek yasal düzenleme mutlaka gerekiyor. Elimizde şu an 10 bin tonluk çay alma kapasitesi olsaydı özel sektör üreticiyi bu kadar mağdur edemezdi. Hem kapasitemizin artması, hem de özel sektöre karşı yasal düzenleme şart olmuştur” ifadelerini kullandı.
Sütlüoğlu, Çaykur’un çay tanıtım reklamlarına harcadığı paralar ile ilgili bazı basın yayın organlarında çıkan haberlerle ilgili olarak reklamları dünyada Türk çayının tanıtılması, tüketilmesi ve pazarlanması adına yaptıklarını, reklamlar için boşa para harcamadıklarını ve yapılan reklamların çay satışlarına olumlu yansıdığını da sözlerine ekledi.