İstanbul Gaziosmanpaşa'da Erzurumlu polis memuru 32 yaşındaki Mücahit Daştan'ı silahlı saldırı sonucu şehit eden DHKP-C'li terörist Nurgül Acar'ın 2 kez ağırlaştırılmış müebbet ve 322 yıl hapsi isteniyor. İstanbul 6'ncı Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanan DHKP-C Trabzon bölge sorumlusu Nurgül Acar, savcılıkta verdiği ifadesinde, "Ben devrimciyim, halkım için mücadele ediyorum. Kanser olduğuma dair söylentiler duydum. Böyle bir hastalığım yok" dedi. 

 

Gaziosmanpaşa Meydanı'nda 11 Aralık 2012 günü saat 14.45 sıralarında meydana gelen silahlı saldırıda 6 yıllık polis memuru Mücahit Daştan hayatını kaybetti, 3 vatandaş da yaralandı. Saldırı sonrası kaçmaya çalışan 29 yaşındaki DHKP-C'li terörist Nurgül Acar gözaltına alındı ve 14 Aralık 2012 günü tutuklanarak cezaevine gönderildi. 2 yaşında Elif Su isminde kızı olanşehit polis Mücahit Daştan'ın cenazesi memleketi Erzurum'un Tortum ilçesinde gözyaşları arasında toprağa verildi. Eşi şehit düştüğünde 3 aylık hamile olan Aydan Daştan, dünyaya gelen ve şu an 15 aylık olan oğluna Mücahit Berkay ismini verdi.

 

 

Mücahit Daştan'ın şehit edilmesi olayından 3 gün önce de Bahçelievler Yenibosna 75'nci Yıl Polis Merkezi Amirliği'ne bombalı ve uzun namlulu saldırıyı DHKP-C'li Nebiha Aracı ile birlikte gerçekleştiren Nurgül Acar ve 14 kişiye dava açıldı. Gözaltına alındığında polis tarafından şiddet gördüğünü öne süren Nurgül Acar, savcılıkta verdiği ifadesinde mesleğini 'devrimci' olarak söyledi. Acar, "Ben devrimciyim, halkım için mücadele ediyorum. Sakat bırakılan işkence edilen arkadaşlarım, halkım, ülkemin emperyalizmden kurtarılması için mücadele ediyorum. İşkenceciler bu ülkede ceza almamaktadır. Gözaltına alındığımda yüzüme, kafama vurularak işkence edildi. Burnum kırıldı. Benim kanser olduğuma dair söylentiler duydum. Ancak benim böyle bir hastalığım yoktur" diye konuştu.

 

 

Hazırlanan iddinamede Bahçelievler saldırısında yüzü kapalı olduğu için erkek sanılan Nurgül Acar'ın, Mücahit Daştan'ı şehit ettikten sonra ilk olaydaki kişi olduğunun anlaşıldığı vurgulandı. Mücahit Daştan'ı arkadan tabanca ile şehit eden Nurgül Acar'ın kaçarken etraftaki insanlara rastgele ateş ettiğinin işaret edildiği iddianamede, Nurgül Acar'ın etkisiz hale getirildikten sonra kendini yere attığı ve "Faşist polisler, teröristler. Hepiniz öleceksiniz, hepinizi öldüreceğim. Engin Çeber'i öldürdünüz, 17 yaşındaki çocuğu katlettiniz, bunun intikamı polislerden alınacak" şeklinde slogan attığı ifade edildi. DHKP-C'li Acar'ın üzerinden sahte kimlik çıktığına yer verilen iddianamede, yine Acar'ın çantasından tabanca, 11 boş kovan, mermi çekirdeği, çantası içerisinde tuzaklanmış vaziyette 1 el bombası, 68 fişek, 2 Şarjör, 500 Euro ve 170 lira çıktığı belirtildi. Nurgül Acar'ın Daştan'ı şehit ettikten sonra etrafa ateş ederken, "Yaşasın DHKP-C, Bedel ödedik, bedel ödeteceğiz" dediğinin belirtildiği iddinamede, Grup Yorum hakkında da görüşlere yer verildi. Grup Yorum'un örgüt üyelerinin oluşturduğu bir müzik grubu olduğu, grubun örgüt adına gelir elde etmek ve örgüte adam kazandırmak gibi bir misyonu üstlendiğini, terör örgütünün faaliyetleri çerçevesinde suç işlemeye alenen teşvik eden, işlenmiş olan suçları ve suçluları öven nitelikte türküler bestelediği vurgulandı. 

 

 

İstanbul Çağlayan Adliyesi 6'ncı Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edilen iddianamede Nurgül Acar hakkında 'Cebir ve şiddet kullanarak Anayasal düzeni değiştirmeye teşebbüs, terör amacıyla kasten adam öldürme, terör amacıyla kasten nitelikli adam öldürmeye teşebbüs, silahlı terör örgütüne üye olma, görevi yaptırmamak için direnme, sahtecilik, 6136 sayılı yasaya muhalefet, genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması, izinsiz olarak patlayıcı madde imal ve bulundurulması, nitelikli mala zarar verme' suçlarından 2 kez ağırlaştırılmış müebbet ve 322 yıl hapis cezası istendi.

 

Dava dilekçesinde eylemlerle gerçekleşmesi amaçlanan hedefin toplumsal kaos çıkarmak suretiyle devleti yıkmak olduğunu ifade eden şehit polis Mücahit Daştan'ın ailesinin avukatı Mustafa Polat, 3'ü tutuklu 15 sanıklı davanın geçen Çarşamba günü ikinci duruşmasının yapıldığını, eylemlerin eski yasada idam cezasını, yeni yasada ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektirdiğini söyledi