Doğu Karadeniz sele kaç kurban verdi ?

Doğu Karadeniz Bölgesi'nde yaşanan şiddetli yağışların daha da artacağı bu nedenle can kayıplarının en aza indirilmesi için risk haritalarının bir an önce çıkartılması gerektiği belirtildi.Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) İnşaat Mühendisliği Bölümü Hid

Doğu Karadeniz sele kaç kurban verdi ?

Doğu Karadeniz Bölgesi'nde yaşanan şiddetli yağışların daha da artacağı bu nedenle can kayıplarının en aza indirilmesi için risk haritalarının bir an önce çıkartılması gerektiği belirtildi.

Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) İnşaat Mühendisliği Bölümü Hidrolik Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hızır Önsoy, Trabzon’un Yomra ilçesinde bir kişinin ölümü, 1 kişinin de kaybolması ile sonuçlanan sel ve heyelanlarla ilgili açıklamalarda bulundu. Yaşanan iklim değişikliği ile Doğu Karadeniz Bölgesi’nde yağışların daha da artacağına dikkat çeken Önsoy, artan yağışlarla birlikte taşkın ve heyelan riskinin de artacağının belirtti. Önsoy “Bölgemizde etkili olan sel ve heyelanlarda iki periyot var. Bunlardan bir tanesi Mayıs-Haziran periyotu diğeri ise Kasım-Aralık periyotu. Ancak bu periyotlar ileri ve geri kayabiliyor. Çünkü yaşanan küresel iklim değişikliği bu periyotların zamanlarını kaydırabiliyor. Değişen küresel iklim değişikliğini ile Doğu Karadeniz Bölgesi’nde yağışların daha da artarak diğer bölgelerde azalacağını tahmin ediyoruz. Bu nedenle bölgemizin taşkın açısından daha dikkatli incelenerek daha hassas bir şekilde etüt edilmesi gerekir” dedi.

"85 YILDA 800 CAN KAYBETTİK"

Önsoy, 1929 yılından bu yana Doğu Karadeniz Bölgesi’nde sel ve heyelanlarda yaşanan can kayıplarının 800’e yaklaştığını ifade ederek “Bölgemizde taşkınlar yeni değil. Uzun yıllardır bölgemizde bu olayları yaşıyoruz. 1929 yılından bu yana elimizdeki kayıtlara göre can kaybı sayısı neredeyse 800’e yaklaştı. Bunlar göz önüne alınarak Doğu Karadeniz Bölgesi’nde taşkın riski bulunan tüm akarsu havzalarının etüt edilerek haritalandırılması lazım. Maalesef şu ana kadar böyle bir çalışma yapılmadı. Bilindiği kadarı ile sadece DSİ talep olması durumunda talep edilen bölgelerde risk haritaları çıkartıyor. Tabi bu 1/25 bin olarak değil daha ince ve daha detaylı olarak taşkın riski olan bölgelerin tümünde 1., 2. ve 3. derece olarak çıkartılması gerekir. Maalesef bu güne kadar bu yapılmış değil neden yapılmıyor, anlamış değilim” şeklinde konuştu

"CANIN KIYMETİ MATEMATİKLE İFADE EDİLEMEZ"

Her şeyden önce yaşanan can kayıplarını sıfıra indirmek için tedbirler alınması gerektiğine vurgu yapan Önsoy “Bir canın kıymetini matematiksel olarak ifade etmemiz mümkün değil. Onun için can kaybını en aza sıfıra indirmemiz lazım. Maddi kayıpların sıfıra indirilmesine gerek yok ama can kaybını mutlaka sıfıra indirmemiz lazım. Hastalığın teşhisi belli, tedavisi belli ama tedavi nedense uygulanmıyor. Biz araştırmacılar yapılması gerekenleri teorik olarak devamlı söylüyoruz. Ancak tüm sorun uygulamada. Taşkın riski haritalarının biran önce çıkartılması lazım. Bu haritalar çıkartıldıktan sonra önlem almak ve can kaybını en aza indirmek gayet basit” ifadelerini kullandı.

"YAĞIŞLARIN DENGESİ BOZULDU"

Doğu Karadeniz Bölgesi’nde yaşanan iklim değişikliği ile bir haftada düşmesi gereken yağış miktarının birkaç saatte düştüğüne dikkat çeken Prof. Dr. Hızır Önsoy, bölge ile ilgili hazırlanan bilimsel kayıtların yaşanan değişiklikleri göre yeniden revize edilmesi gerektiğini savundu. Sel ve taşkınların önlenmesi konusunda bir çok projeye öncülük eden Önsoy konuyla ilgili olarak, “Örneğin eskiden Ağustos yağmurları derdik. Ağustos boyunca yağardı. Ancak gün içerisinde ve ay içerisine yayılırdı. Şimdi ise bir aylık yağmur bakıyorsunuz ki bir hafta içerisinde düşüyor. Bir haftalık yağış bir günde birkaç saatte düşebiliyor. Su sızmaya fırsat bulamadan yüzeysel akışa geçiyor, sel ve heyelanlar meydana geliyor. Yaşanan bu iklim değişikliğinde bu alanla ilgili bilim adamlarına çok büyük görevler düşüyor. Yeniden bazı eski kayıtların revizyondan geçirilmesi gerekiyor” dedi.

HABERE YORUM KAT
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler