Dünyadaki yüksek gerilim hatlarına Karadeniz damgası
Ordu Gölköylü 'yüksek gerilim cambazları' dünyanın her yerinde
Ordu’nun Gölköy ilçesinde 68 yıl önce bir işçinin gittiği Avrupa’da öğrendiği yüksek gerilim hattı işçiliği, dünyanın dört bir yanına yayıldı. Direkler arasında sirklerdeki ‘ip cambazları’ gibi korkusuzca hareket eden, metrelerce yükseklikte tel bisikletine binen Gölköylü işçiler, Türkiye’nin yanı sıra dünyanın birçok ülkesinde çalışarak ekmek mücadelesi veriyor.
Ordu’nun Gölköy ilçesinden 68 yıl önce İtalya’ya giderek burada yüksek gerilim işçiliğini öğrenen İzzet Yiğit, memleketine dönünce bu işçiliği hemşehrilerine öğretti. Yüksek gerilim hattı, baz istasyonları direklerini inşa etmeyi ve tel çekmeyi öğreten Yiğit, ilçedeki erkeklerin bir çoğunu meslek sahibi yaptı. Genç yaşlarda elektrik işçiliğini öğrenen Gölköylü işçilerin sayısı 5 bine ulaştı. Dünyanın dört bir yanında yüksek gerilim hatlarında çalışan işçiler, direkler arasında adeta sirklerdeki ‘ip cambazları’ gibi korkusuzca hareket ediyor. İşçiler, tel bisikletine binerek tellerin birbirine değmemesi için çalışma yürütüyor.
HER YIL 10’UN ÜZERİNDE İŞÇİ HAYATINI KAYBEDİYOR
Yerden metrelerce yükseklikte ekmek mücadelesi veren işçiler, çoğu zaman iş kazalarıyla da karşı karşıya kalıyor. Türkiye’nin yanı sıra Orta Asya ülkeleri, Almanya, Rusya, Irak, Lübnan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Ermenistan’da milyon dolarlık projeleri hayata geçiren Gölköylü işadamları, dünyanın pek çok yerinde bu sektördeki başarısını da sürdürüyor. Sektörde çalışan işçilerden her yıl 10’u ise iş kazalarında hayatını kaybediyor.
‘MİLYON DOLARLIK PROJELERDE İMZALARI VAR’
Gölköy Belediye Başkanı Fikri Uludağ, ilçede fındığın dışında herhangi bir gelir kaynağının olmadığını, ilçedeki erkeklerin inşaat ve elektrik sektöründe yoğun olarak çalıştığını, her yıl 10’un üzerinde elektrik işçisinin iş kazalarında hayatını kaybettiğini söyledi. Uludağ, "Gölköylü elektrik işçilerimiz Türkiye’de bu sektörün öncülerinden. Bunun yanı sıra yurt dışında çoğu ülkelerde milyon dolarlık projelerde imzaları var. İşadamlarımız milyon dolarlık firmalarla dünya çapında kıyasıya yarışarak ihale almaya çalışıyor. Yaptıkları başarılı projelerle her zaman dikkat çekiyorlar. Gençler özellikle bu sektörde çalışıyorlar. Bir çok kişi de yine bu sektörden emekli oldu. Elektrik işçiliğini Trabzon, Mersin, Kahramanmaraş, Tokatlılar’a da yine Gölköylü işçilerimiz öğrettiler. Artık bu sektörde sadece Türkiye’de değil dünyada da söz sahibi haline geldiler” dedi.
‘ÜZÜCÜ KAZALAR DA GELMEYE DEVAM EDİYOR’
Türkiye’yi aydınlatan elektrik işçilerinin çoğu zaman iş kazaları geçirdiğini, bazılarının ise ölümle sonuçlandığını anlatan Uludağ, “Maalesef iş kazaları bizleri derinden üzüyor. Teknolojik gelişme ve iş çalışma tedbirlerinin artmasına rağmen yine de kazalar meydana geliyor. Her yıl 10’un üzerinde Gölköylü hemşehrimiz elektrik işinde iş kazasında hayatını kaybediyor. En son geçen hafta Artvin’de yüksek gerilim işinde çalışan 2 işçimizi iş kazası sonucu kaybettik. İlçemizin enerji sektöründeki işçilik Türkiye’de ve dünyada ün saldı. Gölköylü kardeşlerimiz gittikleri her ilde, ülkede başarıya imza attılar. Bu başarıları sürekli artarken üzücü kazalar da gelmeye devam ediyor” diye konuştu.
‘TEHLİKELİ AMA BİLE BİLE ÇALIŞMAYA GİDİYORUZ’
Elektrik işlerinde taşeronluk yapan Servet Yılmaz da, 1985 yılında Gölköy’den Tekirdağ’a gurbete çalışmaya gittiğini, uzun yıllar elektrik direklerinde usta olarak çalıştığını, şimdi ise ilçeden çalışmaya işçi götürdüğünü belirterek, “Kendi çapımıza göre iş yapmaya çalışıyoruz. Şuanda işçilerimizle Ağrı’da çalışmamız var. Bu işi yapmaya çalışıyoruz, yaparken çok sıkıntılarla karşılaşıyoruz. Arazi ve iş çok tehlikeli. İş kazalarımız da oluyor, çok üzücü. Bizim de geçim kaynağımız bu enerji hatları. Gölköy’de fındık var, bu da yetersiz. Bu işin tehlikeli olduğunu bile bile çalışmaya gidiyoruz. Herkesin çoluk çocuğu var, geçimimizi sağlamak için zorunlu gidiyoruz. Bu işin gurur verici tarafı ise Türkiye’nin enerji hattının yüzde 90’ını Gölköylü işçiler yapıyor. Üzüntümüz ise iş kazalarının olması. 1980-90’lı yıllara göre iş kazaları daha az. Önceden bu kadar teknolojik imkan yoktu, şimdi teknoloji gelişti. Hükümetin iş yasaları değişti. Şimdi emniyet kemeri olmadan direğe çıkamıyoruz. Bu iyi bir şey” ifadelerini kullandı.
‘BURDA İŞ İMKANI OLSA KİMSE GİTMEZ’
Uzun yıllar enerji sektöründe çalışarak emekli olan İsmet Çelik (55), “Sektör çoğaldıkça iş kazaları da çoğalıyor. Teknoloji gelişti ama iş kazaları yine oluyor. Kardeşlerim, yeğenlerim ve komşularım halen çalışıyorlar. Buralarda iş imkanı yok, iş imkanı olsa kimse gitmez. Orada 18-45 yaş arası herkes çalışıyor. Ben de uzun yıllar bu sektörde çalıştım ardından devlet memurluğuna geçtim ve emekli oldum, sektör çok zor ama ekmek parası için herkes çalışıyor” diye konuştu.
‘RİSKE, TEHLİKEYE RAĞMEN ÇALIŞIYORUZ’
Yüksek gerilim ve baz istasyonlarında Gölköylü işçilerin dünyanın her yerinde çalıştığını, kendisinin de 20 yıldır bu sektörde çalışmaya devam ettiğini anlatan Olcay Yılmaz (44), “Okul yıllarımızda bu mesleği öğrendim. Bu sektörün merkezi zaten Gölköy. Küçüklükten çalışmaya başladım, halen de çalışıyorum. Ölümün nereden nasıl geleceği belli değil. Şuanda risk aşaması bakımından en tehlikeli üç işten biri yüksek gerilim enerji hatları. Riske, tehlikeye rağmen çalışıyoruz. Yılların verdiği bir birikimle yağmur, çamur çalışıp ekmeğimizi kazanıyoruz. Sarp arazilerde, vadilerde çalışma olduğu için tehlike daha da artıyor. Herkes ekmeğinin derdinde, dünyanın her yerinde mecburen çalışıyor” şeklinde konuştu.
‘HERKES EKMEK DAVASI PEŞİNDE’
30 yıl enerji sektöründe çalışan Dursun Ay (50) ise “Çırak olarak çalışmaya gittim, hepsi zor ve tehlikeli işler. Dikkat isteyen işler. Bizim yaşımız geldi daha çalışamıyoruz. Herkes ekmek davası peşinde, zorunluluktan gidiyor oralara. Bizim gelirimiz, kazancımız gurbet. Akrabalarım, arkadaşlarım halen çalışıyorlar” dedi.