Ekonomimiz toz pembe değil

Doğu Karadeniz İhracatçıları Birliği (DKİB) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Hamdi Gürdoğan, Türkiye'nin refahını artırması için ihracatın ithalattan fazla olması gerektiğini, bunun için de Asya ve Orta Doğu pazarlarına yönelmenin şart olduğunu söyledi. Türki

Ekonomimiz toz pembe değil

Doğu Karadeniz İhracatçıları Birliği (DKİB) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Hamdi Gürdoğan, Türkiye'nin refahını artırması için ihracatın ithalattan fazla olması gerektiğini, bunun için de Asya ve Orta Doğu pazarlarına yönelmenin şart olduğunu söyledi.


Türkiye ekonomisi ile ilgili çeşitli açıklamalar yapıldığını ve bazı kesimlerin her şeyi toz pembe gösterme eğiliminde olduğunu belirten DKİP Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Hamdi Gürdoğan, AK Parti'ye açılan kapatma davasıyla birlikte piyasalarda belirsizliğin hakim olduğunu kaydetti.

 

Cari açığın her geçen gün arttığını ve ekonominin sıcak para girişleri ile ayakta durduğunu dile getiren Gürdoğan, "Türkiye'de yatırıma yönelik bir yapılanma yok, sermayeye yönelik bir yapılanma var. Türkiye, yabancı sermayedarın borsa ve bankalarda spekülatif hareketlerle oynaması ve sene sonunda da bu paraları çekmesiyle adeta bir rant kapısı haline geldi. Dünyanın hiçbir yerinde görülmeyen bir şekilde bankacılığın tefecilikle eşdeğerde büyümesi söz konusu. Faiz oranlarının sürekli değişkenliği ve alınan kredilerin geri ödenmesinde karşılaşılan sıkıntılar vatandaşı canından bezdirecek hale geldi. Dövizde istikrar yok. Temel ekonomik verilere bakıldığında önceki yıllara göre olumsuz bir durum söz konusu. Bütün bunlar yakın dönemdeki tablonun pek de iç açıcı olmadığını gösteriyor" diye konuştu.


Türkiye'de ihracatın artış içinde olduğunu ama buna paralel olarak ithalattaki artışın daha fazla olduğuna dikkat çeken Gürdoğan, ithalattaki bu artışı görmemenin ülke gerçeklerini gizlemek anlamına geleceğini ifade etti. İhracatın ülkenin yüz akı olduğunu belirten Gürdoğan, "Tamamen ihracatın özünü aldığımızda, yani ithal girdileri çıkardığımız zaman ihracat rakamları açıklanan rakamların ancak yüzde 40'ına tekabül ediyor" dedi.


İthalata ağırlık veren ülke ekonomilerinin hiçbir zaman refahı temin edemeyeceğini savunan Gürdoğan, ihracat yönü güçlü ekonomilerin ise istihdama katkıda bulunarak refahı artırdığını belirterek gelişmiş ülkelerin dış ticaret fazlası veren ülkeler olduğuna işaret etti.

TÜRKİYE'NİN ASYA VE ORTA DOĞU İLE İLGİLİ BİR STRATEJİSİ YOK
Türkiye'nin refahını artırması için daha fazla ihracat yapmasının şart olduğunu dile getiren DKİB Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Hamdi Gürdoğan, bu anlamda Asya ve Orta Doğu pazarlarına yönelmek gerektiğini söyledi. Türkiye'nin AB'ye tam üye olmadan Gümrük Birliği anlaşmasına imza koymasının birçok ekonomik kaybı da beraberinde getirdiğini ifade eden Gürdoğan, Türkiye'nin Asya ve Orta Doğu ile ilgili bir stratejisi olmadığını savunarak konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bizim Asya ve Orta Doğu ile ilgili bir stratejimiz yok. Oradaki ülkelerin ihtiyaçlarına göre bir strateji belirleyebilir ve o ülkelerin tedarikçisi olabiliriz. Ama aynı dili konuştuğumuz Azerbaycan gibi bir ülkenin bile tedarikçisi olma anlamında 4. sırada bulunuyoruz. Diğer Türk Cumhuriyetleri ile ilişkilerimiz daha da kötü durumda. Bu ülkelerin doğal zenginliklerini pazarlamada rol oynayabiliriz. Orta Asya ve Kafkasya enerji kaynakları bakımından dünyanın geleceğine yön verecek bir konumda bulunuyor.
Ancak Türkiye'nin bu bölgelere yönelik bir politikası yok. Türkiye'yi yönetenler Asya ile ilgili normal bir ticari anlaşma bile yapacak durumda değil. Çünkü AB'ye tam üyelik sürecinde, birliğe girmeden Gümrük Birliği anlaşmasını imzalamamız sebebiyle bu ülkelerle ekonomik anlaşmalar yapamıyoruz. Elimiz kolumuz bağlanmış durumda. Türkiye AB'nin kuklası olmaktan kurtulmak ve bu ülkelerle ilişkilerini ve ticaretini geliştirebilmek için Gümrük Birliği anlaşmasını acilen askıya almalıdır."

TÜRKİYE'Yİ YÖNETENLER ÜLKENİN JEPOLİTİK KONUMUNUN FARKINDA DEĞİLLER
"Türkiye'yi yönetenler, ülkenin jeopolitik konumu ve öneminin farkında değil" diyen Gürdoğan, şunları kaydetti:
"Rusya ve Çin giderek büyüyen ve gelişen ülkeler. Bir denge oluşturmaya çalışıyorlar ama Türkiye bu dengelerin arasında kaybolup gidiyor. Türkiye bu bölgelere yönelmek zorundadır. Ama biz hala AB'ye girmek için uğraşıyoruz. Avrupalılar ülkelerinde görmediği ilgiyi bizim ülkemizde görüyor. Türkiye coğrafi konumu itibarıyla medeniyetlerin kesiştiği önemli bir bölgede bulunuyor. Ama ülkeyi yönetenler bu jeopolitik önemin farkında değiller. Dışa bağımlı politikalar izlemek yerine bu önemimizi daha fazla öne çıkarabiliriz."


AB'ye girmenin ülkedeki bütün problemlerin çözüleceği ve insanların hayat standardının yükseleceği anlamına gelmediğini ileri süren Gürdoğan, "Avrupa'da yaşayanların hayat standardı çok yüksek değil. Orada da işsizlik var, yaşlı nüfus sorunu var. Avrupa'nın sanayisi başka ülkelere gidiyor. Biz o ülkelerde niye yokuz? Biz de Türkiye olarak sanayicilerimiz vasıtasıyla bu ülkelerde olmalıyız. Türk şirketleri de Avrupa ve Amerika şirketleri gibi Asya'ya, Orta Doğu'ya giderek bu pazarlarda etkili olmalı.
Böylece Türkiye'nin gelişme ve kalkınmasına da katkıda bulunulur" şeklinde konuştu.

HABERE YORUM KAT
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler