Elif Su hayata tutundu
Trabzon'da 27 haftalık olarak dünyaya gelen ve solunumuz yetmezliği sorunu olan bir Bebek 3 aylık tedavinin ardından hayata tutundu.Akciğerlerinin surfaktan üretmemesi nedeniyle hayatta kalması mucize olarak görülen minik bebeğin, dışarıdan 11 kez verilen
Trabzon'da 27 haftalık olarak dünyaya gelen ve solunumuz yetmezliği sorunu olan bir Bebek 3 aylık tedavinin ardından hayata tutundu.
Akciğerlerinin surfaktan üretmemesi nedeniyle hayatta kalması mucize olarak görülen minik bebeğin, dışarıdan 11 kez verilen surfaktan ile hayata tutunan dünyadaki ilk Bebek olduğu açıklandı.
Ayşe ve Aydın Hindistan çiftinin üçüncü çocukları olan ve Elif Su adı verilen minik Bebek, 27 haftalıkken erken doğumla dünyaya geldi. Doğduğunda 880 gram ve 34 santimetre boyunda olan Elif Su'nun solunum yetmezliği sorunu da vardı.
Minik Bebek için ekstra bir risk de soluk alıp verme sırasında akciğer baloncuklarının (alveollerinin) soluk alıp verme esnasında sönmesini önleyen ve normalde akciğer tarafından üretilen surfaktan isimli maddeyi bebeğin üretememesiydi.
Tüm bu sorunlarla dünyaya gelen ve doktorlarının 'yaşaması mucize' dediği Elif Su Bebek, Karadeniz Teknik Üniversitesi (Ktü) Tıp Fakültesi Yenidoğan Servisi'nde tedavi altına alındı.
Minik bebeğin solunum yetmezliği sorunun çözmek için akciğerlerinin üretmediği surfaktan maddesi dışarıdan verilmeye başlandı. Benzer vakalarda dünyada en fazla 3–4 kez surfaktan verilen ve bu süreçte hastaların ya iyileştiği ya da hayatını kaybettiği tedavide Elif Su'ya ise tam 11 kez surfaktan verildi.
Servisteki 3 aylık tedavisinin 2 ayını solunum cihazına bağlı olarak sürdüren minik kız, doktorları ve ailesini de şaşırtarak hayata tutundu. 3 ay sonunda kilosu bin 800 grama, boyu da 41 santimetreye ulaşan Elif Su, anne sütüyle de beslenmeye başlandı. Sağlık durumu oldukça iyi olan Bebek, zorlu sürecin ardından da taburcu edildi.
Ktü Tıp Fakültesi Yenidoğan Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yakup Aslan, minik bebeğe uygulanan tedavi ve sonucun dünyada bir ilk olduğunu belirtti.
Bu kadar erken ve ağırlıkta doğun bebeklerin hayatta kalma ihtimallerinin yüzde 50 civarında olduğunu belirten Prof. Dr. Aslan, "Bebeğimiz prematüre ve solunuz yetmezliği sorunu ile dünyaya geldi. Bebeğimiz de ekstra bir risk faktörü daha vardı.
Bu da akciğerde bizim surfaktan diye tanımladığımız akciğer baloncuklarının açılıp kapanmasını sağlayan, sönmesini önleyen bir madde var akciğerde. Normalde bunu akciğerin kendisi salgılar ve akciğerin esnekliğini sağlar. Bebeğimiz de surfaktan doğuştan üretilemiyordu. Prematürelerde zaten bu beklenen bir durumdur ama bizim bebeğimizin üretim kapasitesi çok uzun süre geri kaldı." dedi.
Bebekte genetik alarak surfaktan üretme sorunu olduğuna dikkat çeken Aslan, şöyle devam etti: "Genetik olarak surfaktan üretim sorunu olan bebeklerde ölüm oranı 3,5 kat daha yüksek. Dolayısıyla bebeğimizin bu şartlarda yaşaması bir mucize gibi. O nedenle biz onu 'mucize Bebek' olarak adlandırıyoruz."
Bebeği 2 ay süreyle solunum cihazına bağlı tuttuklarını anlatan Dr. Aslan, "Böyle bir bebeğin bu kadar uzun süre solunum aygıtında tutulması akciğerde kanama, yırtılma, beyin kanaması ve enfeksiyon gibi çok değişik sıkıntılar oluşturabilir ve bu hastayı öldürebilir. Bizim de böyle sıkıntılarımız oldu tedavi sürecinde, atlattığımız pek çok badire oldu. O yüzden 2 ay boyunca anneye her sorduğunda hiçbir zaman ümit veremedik maalesef. Çünkü ölüm oranları çok yüksek olan bebekler bunlar. Biz temkinli davrandık. Anne de sürekli bizim yanımızdan boynu bükük ayrıldı." ifadelerini kullandı.
Minik bebeğin kendi üretmesi gereken surfaktan maddesini dışarıdan akciğerin içerisine püskürterek verdiklerine değinen Aslan, "Bu ilaç genelde 3 ya da 4 kez kullanılıyor. Dünyada en fazla 4 kez kullanılmış, biz 11 kez bu ilacı vermek zorunda kaldık. Yani bu dünyada bir ilktir. Dünyada ilk defa 11 kez surfaktan maddesini hastanın ciğerine vermek zorunda kalınan ve buna rağmen sağlıklı yaşayan dünyada tek bebektir diyebiliriz. Çünkü bu kadar surfaktan ihtiyacı olan bebekler ya ölüyorlar, ya da erken iyileşip düzeliyorlar. Bizim bebeğimiz Allah'a şükür ölmedi, direndi, biz de çok büyük bir gayretle arkadaşlarımızla çalıştık. Tabi onun kaderi de böyleymiş. İnşallah bundan sonra sağlıklı bir yavru olacak." dedi.
Elif Su'yı takibe devam edeceklerini kaydeden Aslan, "Biz onun tamamen sağlıklı olacağını düşünüyoruz. İşitme, görme testlerimiz iyi gidiyor, beyin gelişimi de bize göre güzel. Annesi tarafından da sağlıklı beslenebiliyor." diye konuştu.
Prof. Dr. Aslan, daha önce de benzer bir hastalarının olduğunu, ancak en fazla 6 kez surfaktan verdiklerini ve o hastalarını kaybettiklerini sözlerine ekledi.
ANNE HİNDİSTAN: ÇOK MUTLUYUM
Küvezden çıkartılan bebeğini kucağına aldığında duygusal anlar yaşayan anne Ayşe Hindistan, ilk başlarda hiç ümitli olmadığı kızı yaşadığı için çok mutlu olduğunu söyledi.
Kızının yaşamasının kendisi için de bir mucize olduğunu ifade eden anne Hindistan, "Doktorlarımız ilk başta ölür dediler, ben de ümitsizdim. Kurtulması bir mucizeydi ama doktorlarımız sağ olsunlar çok çaba gösterdiler." dedi.
İlk 2 ayın ardından kendisinin de umutlarının arttığını anlatan Hindistan, "Çok şükür Rabbime tedaviye cevap verdi ve şimdi iyi. Çok mutluyum. Doktorlarımıza ve emeği geçen tüm çalışanlara teşekkür ediyorum." dedi.
İki erkek çocuğunun bulunduğunu, Elif Su'nun da üçüncü bebekleri olduğunu belirten Hindistan, ismi gibi yaşasın diye de Elif Su adını verdiğini sözlerine ekledi.