Erdoğan sendikalara öfkeli

Türk-İş tasarıdaki hükümlerin çalışan ve emekli için büyük hak kayıpları yarattığını, bunu isterse Başbakan'a da sıralayabileceklerini duyurdu. VATAN da çok tartışılan yasadaki çalışan ve emekliyi ilgilendiren temel değişiklikleri masaya yatırdıBaşbakan R

Erdoğan sendikalara öfkeli

Türk-İş tasarıdaki hükümlerin çalışan ve emekli için büyük hak kayıpları yarattığını, bunu isterse Başbakan'a da sıralayabileceklerini duyurdu. VATAN da çok tartışılan yasadaki çalışan ve emekliyi ilgilendiren temel değişiklikleri masaya yatırdı

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nda değişiklik öngören tasarıyla ilgili eleştirilere cevap verdi.

 

 Yasanın çıkarılması konusunda kararlı olduklarını belirten Erdoğan, tasarıyı eleştirenlere “Dürüst davranmıyorlar, yalan söylüyorlar” diye çıkıştı. Sendikalara da yüklenen Erdoğan “Bu tablo Türkiye için sürdürülebilir mi? Bunun altından kalkılabilir mi? Buradan sendikalara sesleniyorum; acaba sendikalarımız bu ülkeyi yönetmiş olsalar, 'Ben bu tabloyu sürdürebilirim' diyecek bir babayiğit var mı?” dedi. Erdoğan medyayı ise “Taslağın bir cümlesini okumadan spekülasyon üretmekle” suçladı.
Erdoğan'un konuşması özetle şöyle:

HERKESİN FİKRİ ALINDI:

Hiçbir sivil toplum örgütü, konuyla ilgili söylüyorum, 'Bizimle görüşülmedi' diyemez. Şahsıma gelip benimle görüşenler de oldu. Onlarla Bakanım'la birlikte görüştüğüm gibi bakanım da ilgili tüm kuruluşlarla görüşmelerini defaatle yapmıştır.

SORUMLUYU BİLİYORSUNUZ:

1969'dan sonra, 25 yıl sigortalı, 5 bin gün prim ödeyen 38 yaşındaki kadın, 43 yaşındaki erkek emekli olabiliyordu, emekli oldu. Bunun sorumlusu kim? Bunun sorumlusu işte, 1969 sonrasında sorumsuz, kaygısız, düşüncesiz, o popülist uygulamalardır. O ucuz popülist siyasetin aktörlerinin kimler olduğunu size açıklamayacağım. Sizler, onları çok iyi biliyorsunuz. Türkiye'yi bu noktalara nasıl getirdiler? Türkiye'ye bu yükü nasıl yüklediler? Önce bir bunun muhasebesini yapsınlar. 5 yıldır onların bozduklarını tamir etmek için çalışıyoruz.

SAPTIRILAN YORUMLAR VAR:

Bu ülkede, Allah aşkına burayı iyi düşünün. Vatandaşlarıma özellikle sesleniyorum; birçok yazılı ve görsel medyada bazı haberleri okuyoruz, dinliyoruz. Hedefinden tamamen saptırılan, birçok yorum var. Birçok başlık var. Bugün ben konuşuyorum. Bundan sonra da bakanım, Genel Kurul'a gelene kadar bu konularda açıklamalar yapacak. Kimse Türkiye'nin gerçeklerinden kopuk yorumlar yapmasın.

BİR BABAYİĞİT VAR MI?:

1960'ta 24 çalışan 1 emekliye bakarken, bu oran 1970'te 9, 1980'de 3, 1990'da 2, 2007'de ise 2 çalışan 1 emekliye bakar durumda... Soruyorum; bu tablo Türkiye için sürdürülebilir mi? Bunun altından kalkılabilir mi? Buradan sendikalara sesleniyorum; acaba sendikalarımız bu ülkeyi yönetmiş olsalar, 'Ben bu tabloyu sürdürebilirim' diyecek bir babayiğit var mı? Bir ara hastaneleri birleştirirken de sendikalar kalktı böyle bir ifade kullandı. Dediler ki 'Bu hastaneler bizim.' Ben de dedim ki 'Alın buyurun siz işletin. Madem bu hastaneler sizin buyurun siz işletin... Biz her türlü desteği veririz ama bir daha kapımıza gelmeyeceksiniz' Yüklenemediler. Olacak iş değil ki...

YALAN SÖYLÜYORLAR:

Sağ olsun kimse şuradaki pozitif, olumlu yanları konuşmuyor. Hesapları da yaparken bu kadar müzakerelerden sonra oluşan güzel tabloyu, kimse anlatmıyor. Anlatırken de maalesef yanlış anlatıyor. Bazıları yasa taslağının tek bir cümlesini bile okumadan spekülasyon üretiyor. 'Çalışanların, emeklilerin haklarında gerileme olacakmış.' Açık söylüyorum; asla böyle bir şey söz konusu değildir. Dürüst davranmıyorlar ve yalan söylüyorlar. Böyle bir şey yok. Kazanılmış haklar aynen devam edecektir...

YAŞLI AMCANIN ŞİKAYETİ:

İzmir'de yaşlı amcalar yanıma geldi, 'Oğlum bizim emeklilik maaşlarını geri alacakmışsınız' dedi. 'Amca kim söyledi?'dedim. 'Televizyonda söylüyorlar' dedi. Dürüst davranmıyorlar. Yanlış bir istikamette halkımızı bilgilendiriyorlar. Böyle bir şey yok, böyle bir şey olamaz, olmayacaktır. Çünkü bunların hepsi kazanılmış haklar içindedir. Tam aksine iyileşme olacaktır.

BEN DE DAMDAN DÜŞTÜM:

Ben de emekçiyim, ben de damdan düşenim. Bütün işçilerimizle, çiftçimizle, memurumuzla, esnafımızla her zaman kendimi beraber hissediyorum. Ben bir işçi emeklisiyim. Oradan geliyorum. Hiçbir zaman bu ülke için değer üreten kimseye bizler, fildişi kulelerden bakmadık, bakmayız. Bizim gözümüzde emekten, alın terinden, helal kazançtan daha değerli hiçbir şey yoktur.

2028'DE BAŞLAYACAK:

Prim ödeme gün sayısının 7 binden 9 bine çıkarılmasına itiraz edenler, bu uygulamanın bundan 20 yıl sonra 2028'de ilk defa işe girecek olanlar için olduğunu söylemiyorlar. Herkes de zannediyor ki hemen Resmi Gazete'de yayınlandığında uygulamaya girecek... Hayır. Bakın bu, 2028'de ilk defa işe girenleri ilgilendiriyor. Sanki bugün çalışanları ilgilendiriyormuş gibi bir hava estiriyorlar.

Karakolda doğru söyler mahkemede şaşarlar

BaŞbakan dün grup toplantısında sendikacılara sert çıkarken Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik'in de sendikaların açıklamasının ardından Türk-İş Başkanı Mustafa Kumlu'yu makamına çağırdığı ve “İçeride mutabık kalıyoruz, dışarıda farklı açıklamalar yapıyorsunuz” diye eleştirdiği ortaya çıktı.

 

Edinilen bilgilere göre Çelik, Kumlu'yu karşılayışında, “Karakolda doğru söyler mahkemede şaşar” şeklinde bir espri yaptı. Bu kapsamda Bakan Çelik Kumlu'ya, “Size son derece kırgınım. Sizlerle defalarca görüştük. Hatta sizin görüşleriniz doğrultusunda bazı hükümleri Komisyon'da değiştirdik. Ama siz hâlâ çıkıp 'bizim olmazsa olmazlarımızı bile dikkate almadılar, bizi hiç dinlemediler' diyorsunuz. Ben bunu kaldıramıyorum” dedi.

HABERE YORUM KAT
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler