Fındık fiyatında son durum! Fındık fiyatları ne kadar

Fındık fiyatları ile ilgili son gelişmeler neler? TMO ürünü ne kadardan alıyor? İşte son haberler

Fındık fiyatında son durum! Fındık fiyatları ne kadar

Fındık fiyatları için Toprak Mahsulleri Ofisi'nin harekete geçmesiyle piyasa hareketlense de belirlenen taban rakam memnun edici olmadı. Sadece çiftçi belgesi bulunan kişilerin ürün verebildiği TMO Giresun kalite fındığı kilogramı 10,5 liradan, Levant kalite fındığı ise kilogramı 10 liradan alıyor.  TMO şu ana kadar 150 ton fındık aldı. Üretici ise taban fındık fiyatının yükseltimesini istiyor.
 

FINDIK FİYATLARI İÇİN TIKLAYIN

Fındıkla ilgili son haberler

TMO ne kadar fındık aldı?

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Yönetim Kurulu Üyesi Arslan Soydan, 24 Nisan'dan bu yana fındık piyasasında olan Toprak Mahsulleri Ofisinin (TMO) şu ana kadar 150 ton fındığı alarak deposuna koyduğunu öğrendiklerini belirterek, "Üretici TMO'ya ürününü vermekten son derece memnun." dedi. 

Soydan, TMO'nun Altınordu ilçesi Eskipazar Mahallesi'ndeki fındık alım merkezini ziyaret etti.

Burada yetkililerle bir süre görüşen Soydan, gazetecilere yaptığı açıklamada, TMO'nun haftanın yedi günü üreticilerden fındık aldığını söyledi.

Daha önceden TMO'dan randevu alan üreticilerin gönül rahatlığıyla fındıklarını sattığını dile getiren Soydan, 24 Nisan'dan bu yana piyasada olan TMO'nun şu ana kadar 150 ton fındığı alarak deposuna koyduğunu öğrendiklerini belirtti.

Soydan, üreticinin TMO'ya ürününü vermekten son derece memnun olduğuna dikkati çekerek, "Gözlemlerimize göre TMO'ya en çok ilgi Ordu'da. Ordu'da henüz serbest piyasa rakamları 10 liranın üzerine çıkmadığı için üreticilerimizin tercihi TMO oluyor. Ayrıca yetkililerden aldığımız bilgiye göre bundan sonrası için de TMO'dan randevu alan üreticilerimizin sayısı hayli fazla." diye konuştu.

TMO'nun gelecek sezonda da piyasada olmasını dilediklerini kaydeden Soydan, "İnşallah yetkili makamlar bu yönde karar alır. Serbest piyasa koşullarının üreticilerimiz adına çok fayda sağlamadığı ortada. Bu nokta TMO modeli üreticilerimizin hakkını sonuna kadar savunacaktır." ifadesini kullandı.

Arslan Soydan, henüz pazara fındık sunmayan üreticilerin gönül rahatlığıyla TMO'ya fındıklarını getirebileceklerini belirterek, TMO'nun üreticileri mağdur etmeyecek şekilde ödemeleri zamanında yaptığını sözlerine ekledi. 

fındık fiyatları
Pazara 375 bin ton fındık sunuldu

Dünya fındık üretiminin büyük bölümünü elinde bulunduran Türkiye'de, 2016-2017 sezonunun 8 ayında üreticiler tarafından serbest piyasaya yaklaşık 375 bin 559 ton kabuklu fındık sunulduğu bildirildi.

Ordu Ticaret Borsası (OTB), fındık üretimi yapılan 15 ildeki ticaret borsalarının "müstahsilden tacire satış" rakamlarını açıkladı. Borsanın internet sitesinden yapılan açıklamaya göre, üreticiden tüccara en fazla fındık satışı bu ay da Sakarya'da gerçekleştirildi. Sakarya'da üreticiler tarafından piyasaya toplam 101 bin 36 ton kabuklu fındık sunulurken, bu ili 78 bin 108 tonla Ordu, 51 bin 986 tonla Düzce izledi.

Diğer il ve ilçelerde üreticiler tarafından pazara indirilen fındık miktarı ise şöyle: 

"Fatsa 10 bin 500 ton 839 kilogram, Ünye 10 bin 620 ton 330 kilogram, Giresun 37 bin 937 ton 625 kilogram, Trabzon 37 bin 642 ton 469 kilogram, Rize bin 410 ton 635 kilogram, Terme 3 bin 434 ton 131 kilogram, Çarşamba 26 bin 624 ton 150 kilogram, Samsun 5 bin 743 ton 801 kilogram, Bafra 16 ton 738 kilogram, Kastamonu 585 ton 972 kilogram, Akyazı 9 bin 570 ton 706 kilogram, İstanbul 340 ton 309 kilogram."

Fındıkta taban fiyatı beklentisi 12 TL

Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO), 8 yıl aradan sonra tekrar geçen hafta itibariyle piyasaya girerek 10 TL ile 10.50 TL arasında fındık alımına başladı.

Serbest piyasada fiyatı halen 10 TL’nin altında seyreden fındıkla ilgili TMO'dan umutlu olduklarını söyleyen Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Yönetim Kurulu üyesi ve Ordu Ziraat Odaları İl Koordinasyon Kurulu Başkanı Arslan Soydan, gelecek sezon TMO'dan 12 TL civarında taban fiyat beklediklerini söyledi. 

Yaklaşık 400 bin kayıtlı üreticiyle, 2 milyon kişinin fındıktan geçimini sağladığı Türkiye, 100’den fazla ülkeye fındık ihraç ederek ülke ekonomisine 3 milyar dolara yakın döviz girdisi sağlıyor. Sezon başında 14 TL civarında olan fındık fiyatının 10 TL'nin altına düşmesi sonucu hükümet tarafından TMO devreye sokuldu. TMO'nun geçen hafta itibariyle fındık alımına başlaması üzerine, serbest piyasada 9 TL'ye kadar gerileyen fındık fiyatı 9.25 TL'ye çıktı. TMO fındığı 10 TL ile 10.50 TL arasında alırken, serbest piyasadaki fiyatın TMO fiyatının altında kalması da üreticiyi tedirgin etti. 

Üretici 2006 yılında ilk kez fındık alımına başlayan ve 2009 yılında bu kararını uygulamadan kaldıran TMO'nun 8 yıl sonra tekrar piyasaya girmesini olumlu karşıladı. TZOB Yönetim Kurulu üyesi ve Ordu Ziraat Odaları İl Koordinasyon Kurulu Başkanı Arslan Soydan, TMO'nun müdahale anlamında fındık piyasasında olmasının büyük önem taşıdığını belirterek, üreticinin önümüzdeki sezon için oldukça umutlu olduğunu kaydetti. TMO'nun yeni sezonda da fındık piyasasında olmasıyla 12 TL civarında üretici tarafından fiyat beklendiğini vurgulayan Arslan Soydan, “Serbest piyasanın tekelleştiğini artık şeffaf rekabetin olmadığını söylemiştik. Uzun süredir üreticilerin tepkileri ve Ziraat Odaları’nın talebiyle TMO tekrar devreye girdi. Serbest piyasa da TMO’nun fiyatını takip ediyor. Serbest piyasanın şu anda ihracat problemi var, alım durgunluğu var. Bundan dolayı fiyatlar düşük. Üreticilerimiz için önümüzdeki sezon çok önemli. TMO’dan 12 TL fiyat bekleniyordu ancak bu olmadı. Önümüzdeki sezon TMO fiyatı 12 TL’nin üzerinde olursa  serbest piyasada da fiyat bu rakamı geçer. Beklenti şuanda bu yönde” dedi.

Fındıkta rekor kayıp... Tam 500 milyon dolar!
Türk fındığının ‘külleme’ hastalığı ile başı dertte. Fındığın yapraklarında başlayan ve ürüne kadar etki eden hastalık nedeniyle fındık üretiminde son 3 yılda yüzde 20’lik kayıp yaşandı. Bu kaybın maliyetinin 500 milyon doları bulduğu ifade edilirken, hastalıktan kurtulmanın maliyetinin ise 1 milyar TL’yi bulabileceği belirtiliyor.

Türkiye’nin en önemli tarım ve ihracat ürünlerinden biri olan fındıkta zor günler yaşanıyor. Son 3-4 yıldır ortaya çıkan fındıktaki külleme hastalığı nedeniyle verim düşerken, bu hastalıktan kurtulmak için yapılan çalışmalar en az 1 milyar liralık ek bir maliyet ortaya çıkarıyor. Fındık Araştırma Enstitüsü Bitki Sağlığı Bölüm Sorumlusu Dr. Arzu Sezer’e göre fındıktaki külleme hastalığı sebebiyle son 3 yılda fındıktaki verim kaybı yüzde 20’yi buldu. Yaklaşık 700 bin hektar alanda fındık ekili olduğuna dikkat çeken Arzu Sezer, fındık ekili alanın yüzde 80’inin külleme hastalığından etkilendiğini söyledi. 

PAZARI KAYBEDİYORUZ

İstanbul Fındık ve Mamulleri İhracatçılar Birliği (İFMİB) Başkanı Ali Haydar Gören de, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı başta olmak üzere ziraat odaları, borsalar ve ihracatçı birlikleri olarak tüm kesimleri fındıkta külleme hastalığıyla birlikte mücadeleye çağırdı. Türkiye’de fındık üretimi yapılan 700 bin hektar alanın yüzde 80’inde külleme ile mücadele gerektiğini dile getiren Ali Haydar Gören, “Külleme ile mücadelede ilaçlama ve işçilik maliyeti dönüm başına 45 TL. Yani külleme ile mücadelede tek seferlik ilaçlamanın toplam maliyeti yaklaşık 250 milyon TL civarında. Ancak bu ilaçlamanın en az 4 sefer yapılması gerektiği düşünüldüğünde maliyet 1 milyar TL’ye çıkıyor” dedi.

KİLOGRAM DEĞERİ 8.2 $

Türkiye’nin 15 yıl öncesine kadar dünya fındık üretiminin yüzde 85’ini karşıladığını ancak bu oranın yüzde 65’e kadar düştüğünü kaydeden Ali Haydar Gören, buna neden olan etkenlerden külleme hastalığı nedeniyle 2016 yılında 100 bin tondan fazla kayıp yaşadıklarına dikkat çekti. Türkiye’nin yıllık ortalama kabuklu fındık üretimi 600-650 bin ton olarak hesaplanırsa, küllemeden kaynaklanan yüzde 20’lik kayıpla ortalama fındık üretimi 450 ile 550 bin ton arasında geliyor. Bu hesaba göre küllemenin getirdiği minimum kayıp ise tahmini 120 bin ton oluyor. 120 bin tondan yaklaşık 60 bin ton iç fındık elde ediliyor. 1 Eylül 2016-30 Nisan 2017 tarihleri arasında Türkiye, 173 bin 203 ton iç fındık ihracatı gerçekleştirdi ve 1 milyar 430 milyon dolar gelir elde etti. Buna göre fındığın ihracat kilogram değeri 8.26 dolar oluyor. Küllemeden oluşa ihracat kaybı bu hesaba göre yaklaşık 500 milyon doları buluyor. Eğer 60 bin ton iç fındık bugünün fındık ihracat kilogram fiyatı olan 6 dolardan satılmış olsaydı kayıp 360 milyon dolar olacaktı.

DEKAR BAŞINA VERİM ÇOK DÜŞTÜ

Külleme hastalığının ilk olarak fındığın kalitesine etki ettiğine dikkat çeken Ali Haydar Gören, “Yaşadığımız üretim kaybında, rakip ülkelerin sayısının artması ve içerde yapılan çeşitli uygulama hatalarının yanında son yıllarda ortaya çıkan külleme hastalığı da önemli bir etken oldu. Külleme nedeniyle üç yıl önce kayıp yoktu ama geçen yıl büyük kayıp yaşandı. Türkiye’de dekar başına düşen alınan verim 80 kilogram civarında. Gürcistan ve Azerbaycan dahi dekar başına aldığı verimi 200 kilograma kadar çıkardı. Birçok Türk yatırımcı Gürcistan’da arazi alıp fındık ekmeye başladı. ABD ve İtalya’da da dekar başına alınan verim Türkiye’nin çok üzerinde. Şili 15 yıl önce fındık üreticisi değildi. Ancak son dönemde muazzam bir rekolte artışı oldu ve 30-35 bin ton fındık elde edildi. Ülkede dönüm verimliliğinin 250 kilogram olduğunu öğrendik. Eğer böyle devam ederse Türkiye’nin pazar payı 10 - 15 yıl içinde yüzde 45’e kadar düşecektir” diye konuştu.

İLK 2 YIL HASTALIĞI DİKKATE ALMADIK

İFMİB Başkan Yardımcısı Ahmet Bilge Anbarlılar da külleme hastalığının ilk olarak 2014 yılında fındık ağacının yaprağında ortaya çıktığını söyledi. “2015’te ise hastalığa çotanakta rastladık. Bir şey olmaz derken 2016’da ürün kaybı nedeniyle küllemeyi ciddiye almaya başladık. İki yıl göz ardı ettik. Bu yıl iletişim açısından çok önemli yerlere geldik. Çözüm konusunda hesap yapıyoruz. Ürün kaybı ile ilaçlama maliyeti karşılaştırınca, ürün çok kıymetli hale geliyor. Ziraat Odaları ile bilgilendirme yapıyoruz” dedi.

 KÜLLEME HASTALIĞI NEDİR?

Külleme hastalığının ne olduğu hakkında bilgi veren Arzu Sezer şunları söyledi: “Külleme hastalığı Türkiye’de uzun yıllardır görülüyor. Bununla birlikte 2013 yılından itibaren bilinenden farklı bir hastalık etmeninin devreye girmesiyle ürün üzerinde daha fazla zarar oluştu. Hastalık fındık üzerinde oluşuyor. Külleme, bir mantar grubunun neden olduğu hastalıktır. Fındık yaprağı ve çotanaklar üzerinde önceleri beyaz un serpilmiş gibi lekeler meydana gelir. Zamanla bitki dokularında kurumalar, vaktinden önce dökümler oluşur. Ve yaprakların fotosentezini azaltır. Sonuç olarak külleme fındıkta gelişme geriliği yaratarak kaliteyi olumsuz yönde etkiler, zamanla ürün kaybına yol açar. Hastalıkla mücadelenin Tarım Bakanlığının Zirai Mücadele Teknik Talimatı doğrultusunda yürütülmesi gerekiyor. Buna göre kültürel önlemler olarak yere dökülen yapraklar ve diğer bitki artıklarının toplanması ve imha edilmesi gerekiyor. Böylece hastalığın gelecek seneye geçişi azaltılıyor. Ayrıca bahçe içinde iyi bir budama ve yabancı ot mücadelesinin de yapılmalı. Hastalığın kimyasal mücadelesinde ise çotanak bağlama döneminde ilaçlamalara başlanması gerekiyor. Ve sezon boyunca 3 ila 6 arasında ilaçlama yapılmalı.”

Fındık fiyatları

Ocak 2013: 4.5 TL

Eylül 2013: 6.1 TL

Ocak 2014: 6.25 TL

Eylül 2014: 14.1 TL

Ocak 2015: 17.30

Eylül 2015: 10.75

Ocak 2016 : 10 TL

Eylül 2016: 12.5 TL

Fındıkta zirai don hasar tespit çalışmalarına başlandı

Ordu Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğünün de tespit ettiği gibi özellikle 800 ile 1000 rakımda zirai donun fındığa zarar verdiğini dile getiren Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Yönetim Kurulu Üyesi Arslan Soydan, bunun tespiti için çalışmalara başlandığını belirtti.

Soydan, Ziraat Odaları ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık ilçe müdürlüklerinden oluşan bir heyetin zirai dondan zarar gören Gölköy, Akkuş, Aybastı, Çaybaşı, Korgan, Gürgentepe ve Kabadüz ilçelerinde fındık bahçelerini gezmeye başladığını ifade ederek, ekiplerin hasar tespitini rapor haline getireceklerini kaydetti.

Daha sonra hazırlanan bu raporun kamuoyuna açıklanacağını aktaran Soydan, şunları söyledi:

"Temennimiz fındık bahçelerinin zirai dondan az oranda etkilenmesi. Bizim tahminimiz zirai donun özellikle fındık bahçelerinin sırt ve don yatağı olan bölgelerinde, dere yataklarında, bahçelerin kuzeye bakan bölümlerinde ve rüzgar alan geçit bölgelerinde etkili olduğu yönde ancak zararın boyutu ne kadar şimdilik bunu bilemiyoruz. 24 Nisan gecesi yaşanan zirai donun fındığa ne boyutta zarar verip vermediği yapılacak detaylı tespitin ardından ortaya konulacak."

Tarım Sigortaları Havuzuna (TARSİM) bahçelerini sigorta yaptıran üreticilere çağrıda da bulunan Soydan, "Bahçesinin hasara uğradığını anlayan üreticilerimiz TARSİM yetkililerine başvurarak eksper talep edebilir. Böylelikle hasarını en aza indirebilir. Üreticilerimiz bu çağrımızı da dikkate alsınlar." dedi.


"Fındıkta miktar bazındaki artış daha önemli"
Karadeniz Fındık ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı İlyas Edip Sevinç, “2016-17 ihracat sezonunun Eylül-Nisan döneminde 173 Bin 203 ton/iç fındık ihracatı gerçekleştiğini, karşılığında 1 milyar 430 milyon 882 bin 872 dolar döviz geliri elde edildiğini belirtti ve “Geçen sezon aynı dönemde 184 bin 513 ton/iç karşılığı 1 milyar 748 milyon 651 bin 934 dolar döviz elde edildiği göz önünde bulundurulduğunda, geçen sezona göre miktarda yüzde 6 değerde ise yüzde 18 azalış görülmekte olup, fındık ihracatımızdaki bu azalış sezon başında miktarda yüzde 25-30 bandında seyretmekte iken, ihracatımız ilerleyen aylarda artış trendine geçmiş ve Nisan ayı sonu itibariyle fark yüzde 6 seviyesine gerilemiş bulunmaktadır. Bu durum yüzümüzü güldürmüş ve umutlarımızı artırmıştır” dedi.

“DOLARDAN ZİYADE MİKTAR BAZINDAKİ ARTIŞI DAHA DA ÖNEMSİYORUZ”

Her ne kadar döviz bazında azalışın yüzde 18 olduğu görülse de Karadeniz Fındık ve Mamulleri İhracatçıları Birliği olarak dövizden ziyade miktar bazındaki artışı daha çok önemsediklerini, sektörün geleceği için esas faktörün bu olduğunu düşündüklerini belirten Sevinç, “Özellikle bu yıl yapılan gözlemler sonucunda yüksek bir rekolte beklentisi olduğu göz önünde bulundurulduğunda, dünya fındık tüketiminde Türkiye’nin payının artması ve ülkemizde stok kalmaması açısından bu durum son derece önemlidir. Dolayısıyla fındık ile ilgili karar alınırken ilk dikkat edilmesi gereken husus, alınan kararın tüketimi nasıl etkileyeceği olmalıdır. 8 yıldır büyük bir başarı ile sürdürülen fındıkta Serbest Piyasa Ekonomisi ve Alan Bazlı Destek politikasının Serbest Piyasa Ekonomisi ayağının sakatlanmış olması bu çerçevede üzüntü verici olup, karar mercii otoritelerin önümüzdeki sezon ile ilgili ne düşündüklerini şimdiden açıklamaları sektörün geleceği açısından çok önemlidir. Fındıkta rakip ülkelere avantaj sağlayacak ve Türkiye’nin fındıktaki üretim tekelini kıracak uygulamalardan mutlaka uzak durulmalıdır. Ayrıca, fındık üretim maliyeti konusunda abartılı ve çelişkili açıklamalar yerine, gerçeklerle örtüşen çalışmalar mutlaka yapılmalı, bu konudaki kaosa son verilmelidir. Bunun yanında verimliliğin artırılarak fındık üretim maliyetlerinin düşürülmesi konusundaki ısrarlı çalışmalarına devam edecektir. Dünya şartlarını ve piyasaları en iyi bildiği muhakkak olan İhracatçı birlikleri görüşü alınmadan fındıkla ilgili bir karar alınmaması gerekir" dedi.

Fındıkta mayıs ayı uyarısı
Trabzon Ticaret Borsası fındık üreticilerine uyarılarda bulundu. 

Tüm canlıların kış uykusundan uyanıp faaliyete geçtiği, fındık çotanaklarının irilip dane içlerinin oluşmaya başladığı Mayıs ayında, fındığın zararlılarının da zarar vermeye başladığı ve bu bakımdan Mayıs ayındaki zararlı mücadelesine oldukça önem verilmesi gerektiği bildirildi.

Borsadan yapılan yazılı açıklamada; bir çiftçinin yaklaşık 200 meyveye zarar veren, fındığın en yaygın zararlısı olan fındık kurdu ile mücadelenin, danelerin mercimek iriliğine ulaştığı bu ayda yapıldığı belirtildi.  Bunun için sabahın erken saatlerinde bahçeye inilerek, dalların 3-3.5 metre boyunda beyaz bir beze silkelenip fındık kurdu erginlerine bakılması, her 10 Ocak’tan en az ergin böcek düşüyorsa ilaçlamanın mutlak suretle yapılmasının önemine değinildi.

Açıklamada ayrıca; Fındık Kurdu için çok çeşitli ilaçlar varsa da gerek çevreye ve özellikle kuşlarla arılara zarar vermemek için sulandırılabilir ilaç kullanılması, ilaçlama ocağın tacına aşmayacak ve yaprakların altlarını kaplayacak şekilde yapılmasının daha uygun olacağı vurgulandı. İlaçlanan bahçeye üç hafta hayvan sokulmamasının ve tavsiye edilen azotlu (yazlık) gübrenin ikinci yarısının bu ayın sonlarına doğru ilk yarısındaki gibi (Mart ayında) uygulanması gerektiği bildirildi.

Fındık strese giriyor: Bakın neden!

Hemen hemen tüm tarım ürünlerinde verim ve kaliteye olumlu etki yapan faktörlerin başında gelen sulamanın, fındık bahçelerinde kullanılmaması üründe olumsuzluklar yaratıyor. 

Ülkemizde üretim alanlarının yoğun yer aldığı Karadeniz Bölgesi'nin yağışlı bir iklim yapısına sahip olmasının da etkisiyle üreticilerin, havaların kurak gittiği dönemlerde bile fındık bahçelerini sulama yapma alışkanlığı bulunmuyor. Son yıllarda başta Fındık Araştırma Enstitüsü ve bölgedeki üniversitelerde fındıkla ilgili araştırma yapan bilim adamları, fındıkta ihtiyaç duyulduğu dönemlerde sulama yapılması yönünde uyarılarda bulunuyorlar. Sulama işleminin sistematik bir şekilde gerçekleşmesi ve gübreleme ile birlikte azami düzeyde yarar sağlaması için de damla sulama yönteminin hayata geçirilmesi isteniyor.

Ferrero Fındık tarafından 5 yıldan beri uygulanan Değerli Tarım Projesi kapsamında, "Damla Sulama Sistemi" ile ilgili çalışmalar ve üretici bilgilendirmeleri yapılıyor. Değerli Tarım Projesi Zirai İşler Direktörü Gökhan Arıkoğlu, oluşturdukları örnek bahçelerden 8 tanesinde damla sulama sistemini uygulamaya koyduklarını belirterek "Bitkinin gelişmesi için gerekli olan fakat doğal yollarla karşılanamayan su ihtiyacının kök bölgesine yakın toprağa verilmesiyle uygulanan sistemin verim ve kaliteye katkısı büyüktür. Bu sistemde sulama ile birlikte bazı ilaçlar ve gübrelerde toprağa verilebilmektedir. Bu hem ilaç ve gübreden azami katkıyı sağlamakta, hem de daha az işgücünü gerektirmektedir" dedi. 

Arıkoğlu, günümüzde bilinçli ve makineli tarımın verim ve kaliteye olan katkısının yanında, üründe maliyetin azalmasına da etki yaptığına dikkat çekti.

DEVLETTEN SULAMAYA SIFIR FAİZLİ, YÜZDE 50 HİBELİ DESTEK

Basınçlı sulama sistemlerine Gıda Tarım Ve Hayvancılık Bakanlığınca yüzde 50 hibe desteği verildiğini kaydeden Arıkoğlu, “Bazı bankalar ve tarım kuruluşlarınca sıfır faizli, 3-5 yıl vadeli kredi imkânı sunulmaktadır. Tüm bu desteklerin dışında basit bir hesap yapıldığında; Gübrelerin toprağa karıştırılma mecburiyeti, yılda en az iki kere uygulama yapılması zorunluluğunun işçilik maliyeti, 3 yılın sonunda damla sulama sistemine ödenecek ücrete eşit olacaktır. Taban gübresinin toprağa karıştırma işçilik ücretiyle bile 3 yılda kendini amorti edebilen damla sulama sisteminin verim ve kalitede ki müthiş artışa katkısı sistemin nedenli ekonomik, verimli ve elzem bir sistem olduğunun göstergesidir” diye konuştu.

SUSUZ KALAN BİTKİ STRESE GİRİYOR

Öte yandan uzmanlar, Doğu Karadeniz Bölgesi'nde de artık fındık tarımında sulama sistemine geçilmesi kaçınılmaz hale geldiğini, çünkü fındık bitkisinin yağmurlarla yeterli düzeyde su ihtiyacını karşılayamadığını belirtiyor. Gerektiği kadar su ihtiyacını gideremeyen fındık bitkisi strese giriyor. Bitki strese girince de sadece yaşamını sürdürmeye yönelik besleniyor ve ürünü ikinci plana atıyor. Bu da hem o yıl mahsulünü, hem de gelecek yıl ki ürün rekoltesine olumsuz etkiliyor. Bu nedenle fındık üreticilerinin aşırı sıcakların etkisini azaltmak için mutlaka bahçelerini sulamaları ve sürekli olarak bahçeler ıslak tutmaları isteniyor.

HABERE YORUM KAT
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler