Fındık fiyatları ne kadar? Fındık fiyatında son durum 28 Kasım
Fındık fiyatları üreticiyi zor durumda bırakmaya devam ediyor
Türkiye'den dünyaya yapılan en büyük ihracatı kapsayan fındıkta üretici basamağındaki rakamlar can sıkmaya devam ediyor. Her yıl artış beklenen fındık fiyatları gün geçtikçe erimeye devam ediyor. Üretici emeğinin karşılığını alamazken isyan noktasına geldi. Rakamların düşmesine devlet ise sessiz kalmaya devam ediyor.
Umut vermeyen fındık fiyatları bu yıl da geçen sezon olduğu gibi oldukça düşük seyrediyor. Sezona 15 TL'den girerek umut veren ürün ardından düşüş içerisine girerek 10- 11 TL'ye kadar geriledi. Vatandaşın emeğini karşılamayan bu rakamlar için yetkililer de hiçbir şey yapmadan seyici kalmakla yetiniyor. BİMER'e şikayetlerini yazan vatandaşlar devletin bu duruma müdahale etmesini bekliyor. Rekoltenin düşük olmasına karşın rakamların bu derece düşük olmasına anlam verilemezken piyasanın tekelleşmesi en büyük neden olarak gösteriliyor. Ancak hafta içi açıklama yapan Ferrero firması piyasanın tekelleşmediğini öne sürerek rakamların düşmesinin spekülasyonların sebep olduğunu dile getirdi.
GÜNCEL FINDIK FİYATLARI İÇİN TIKLAYIN
SON FINDIK HABERLERİ
ÜRETİCİ İSYANDA
Trabzon İli Fındık Üreticileri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği, Trabzon Ziraat Mühendisleri Odası, Trabzon Muhtarlar Federasyonu, Ortahisar Muhtarlar Derneği, Türkiye Emekliler Derneği Trabzon Şubesi ortak açıklama yaparak fındığa sahip çıkılması için bakanlıklara ve milletvekillerine seslendi.
Ortak basın açıklamasında konuşan Fındık Üreticileri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı İsmail Albayrak, fındık bölgesi milletvekillerine "Fiskobirliğe müdahale alımı yaptırın, yıllardan beri yaşanan sömürüyü önleyin. Fındıktaki soygunu örtmek için külleme toplantısı yapmayın. Üreticiyi tehdit etmeyin" diye çağrıda bulundu.
Fındığa ve fındık üreticilerine en çok basının sahip çıkması gerektiğini söyleyen İsmail Albayrak, son birkaç ayda basında yer alan fındık haberlerinin olumsuz manşetlerinden örnekler verdi. "Fındıkta yaşanan fiyat oyunlarında sömürünün devam ettirildiğini gazete başlıklarından anlıyoruz" diyen Albayrak, üreticiyi soymak ve uyguladıkları insanlık dışı uygulamaların anlaşılmasını engellemek için basının kullanıldığını söyledi.
İsmail Albayrak, 11.90 liraya kadar düşen fındık fiyatına müdahale edilmesi çağrısında bulunarak, “Ülkemizde 400 bin ton civarındaki rekolte 14 - 15 lira civarında fındık fiyatını ortaya çıkarıyor. Ancak tekelleşen alıcı, üreticinin üzerinde balyoz gibi alımlara müdahale ederek fiyatların düşmesine neden oldu. İktidar bu duruma seyirci kalmamalı, tekelci tüccarın, fabrikatörün, tedarikçinin yanında yer almamalı” dedi.
Albayrak, düşen fındık fiyatına hükümetin müdahale etmesi çağrısında bulunarak şunları söyledi: "“Geçtiğimiz günlerde, 'Fındıkta küllenme hastalığı’ toplantısı ile 'Fındık elden gidiyor' yaygarası yapanların, fındıkta yaşanan sömürüyü örtmekten başka bir anlam taşımadığını görüyoruz. Trabzon Ticaret Borsası önce geçen yıl ne kadar, bu yıl ne kadar fındık emanete alındı açıklasın. Kaç lira ödendi açıklasın. 10 günde 15 TL’ye tırmanan fiyatı, ihracat sezonu açılışı adıyla yapılan toplantıda neden 11.90 lira olarak ilan ettiler? Açıklasınlar da kamuoyu öğrensin” dedi.
FINDIK ÜRETİCİSİNİN MAĞDURİYETİ ÖNLENMELİ
Hükümete seslenen ve fındığa yönelik alım politikası belirlenmesi gerektiğini savunan Albayrak şöyle konuştu: “Ülkemizde 400 bin ton civarındaki rekolte 14 - 15 lira civarında fındık fiyatı ortaya çıkarıyor. Tekelleşen alıcı, üreticinin üzerinde balyoz gibi alımlara müdahale ederek fiyatların düşmesine neden oldu ve oluyor. İktidar bu duruma seyirci kalmamalı, tekelci tüccarın, fabrikatörün, tedarikçinin yanında yer almamalı. Milli ekonominin temeli olan çiftçinin, üreticinin mağdur olmasını önlemeli, acilen piyasaya müdahale etmeye yönelik bir alım politikası belirleyerek, fındık üreticisinin mağduriyetini önlemelidir.”
FINDIK SEKTÖRÜ YABANCININ ELİNDE
Fındık sektörünün yabancıların elinde olduğunu kaydeden Albayrak, “Fiskobirlik’in devre dışı bırakıldığı günlerde büyük propagandalarla kurulan, yerel ve genel basında geniş yer verilen, fındık üreticisinin kurtarıcısı olarak propagandası yapılan Ulusal Fındık Konseyi bu güne kadar nasıl bir çalışmayı hayata geçirdi ki dünya lideri fındığımızın kaderi bu konsey sayesinde yabancı bir şirketin kontrolü altına girdi. Yaşananlar gösterdi ki ulusal kelimesi kitleleri uyutmak için seçilmiştir” ifadesini kullandı.
BU ORAN GÜÇLENDİRME KREDİSİ DEĞİL, TEFECİLİKTİR
Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri Birliği'ne seslenen Albayrak, “Fındık üreticisi olan ortaklarınızın ürününü almak için başlatmış olduğunuz ön hazırlık çalışmalarınızı biliyoruz. Ancak yıllık 4 bin lira olarak verdiğiniz üreticiyi güçlendirme kredisinde 950 lira faiz aldınız. Yüzde 22’ye gelen bu oran güçlendirme kredisi değil, tefeciliktir. Bu durumdan vazgeçin. Fındık ortaklarının kolundan tutun, yıllık 3 milyar dolar civarında olan üretimden pay alın. Üreticiyi tedarikçinin sömürüsünden kurtarın. Yılda 3 milyar dolar civarındaki üretimden hak ettiği payı alamayan, son iki yıldır fiyat oyunlarına karşı direnen, ürününe ve emeğine sahip çıkan üreticilerimize teşekkür ederiz. Gelin, derneğimiz çatısı altında daha da çoğalalım, üretim ve pazarlamada söz sahibi olalım, yaşadığımız olumsuzluklardan kurtulalım, gelecek kuşaklara da örnek olalım. Gerçek güç örgütlü güçtür” diyerek açıklamasını noktaladı.
VE O FİRMADAN AÇIKLAMA GELDİ
Türkiye’de son dönemde fındık fiyatlarındaki düşüşün sorumlusu olarak gösterilen İtalyanlar’ın ünlü çikolata firması Ferrero'nun Türkiye Başkanı Carlo Marsili, fındık fiyatlarındaki düşüşe kendilerinin değil hesabı yanlış yaparak üreticiyi beklentiye sokanların beyanlarının sebep olduğunu söyledi.
Nutella Markası'nı Manisa'da kurduğu fabrikada üretirken yaklaşık 2 yıl önce Trabzon’daki Oltan Gıda'yı satın alan İtalyan Ferrero'nun Türkiye Başkanı Carlo Marsili, firma olarak fındıkta Türkiye'ye bağlı olduklarını ve Türk fındığı almak için çaba gösterdiklerini ancak piyasada tekel olma konumlarının olmadığını ifade etti.
Carlo Marsili, yaptığı açıklama da, Ferrero olarak özellikle Türk piyasasından fındık aldıklarını hatırlatarak,"Ancak yıllardır piyasada sürekli iniş-çıkışlar var. Bu doğal olarak mevsim hareketlerine göre oluşan rekoltenin etkisiyle fiyatlar artıyor, düşüyor. Fakat Ferrero her zaman Türkiye'den alımını sürdürüyor. Her fiyattan alım yaptık, yapıyoruz. 20 TL olduğu zaman bile alım yaptık. Bu yıl fındık fiyatının daha düşük olmasının nedeni, piyasada dolaşan söylemlerdir" dedi.
“Fındık fiyatlarındaki düşüşten ‘Fındığınızı satmayın, tutun’ diyenler sorumlu”
Özellikle Doğu Karadeniz kesiminde, yani fındığın ana üretim bölgesinde üreticilere,"Fındığınızı satmayın, tutun" çağrısı yapıldığına hatırlatan Carlo Marsili şunları söyledi:
"Fiyat daha sonra yükselecek denildi. Bu doğru değildi. Sebebi gayet basit. Depolarda geçen yıldan 150-200 bin ton civarında fındık kalmıştı. Dolayısıyla sadece bu yıl yapılan üretim üzerinden değerlendirme yapmak yanlıştır. Geçen yıldan elde kalanları da bunun üzerine koyarak hesap yapmak gerekiyordu. Dolayısıyla halen Türk fındık piyasasında yeterli miktarda fındık bulunuyor. Bu nedenle de fiyat hareketleri böyle ve bu seviyelerde seyrediyor. Bunun sebebi Ferrero değil, hesabı yanlış yapanların üreticiyi beklentiye sokan beyanlarıdır."
“Ferrero tekel değildir”
Ferrero'nun piyasada tekel olma konumu bulunmadığına, farklı firmaların da piyasadan ürün aldığına dikkat çeken Marsili, piyasanın arz talep dengesi içinde ve kendi şartlarında oluştuğuna vurgu yaptı. Marsili, açıklamasını şöyle sürdürdü:
"Ferrero fiyatların yüksek olduğu yıllarda bile kendisine gerekli olan fındığın alımını yapar. Dolayısıyla fındıkta tekel konusunda böyle bir düşünceye sahip olmak doğru değildir. Ferrero Türk piyasasında faaliyet göstermek için zaten bir incelemeden geçti. Rekabet kurumu incelemesinden geçti. "Tekelleşme durumu var mı" diye incelendi. Kesinlikle böyle bir durumun söz konusu olmadığı belirlendi. Biz kesinlikle tekel değil, diğerleri gibi çalışan bir firmayız. Bizim fındık piyasası için gayretimiz, sözümüz var. Biz Türkiye piyasasından fındık almaya çalışıyoruz. Ancak fiyatlar çok yüksek olursa, bazı firmalar ürünlerini değiştiriyorlar, ya da fındık kullanmamaya karar veriyorlar. Veya Gürcistan, Azerbaycan, İtalya ya da Şili gibi fındık üreten ülkelerden alıyorlar. Biz tam tersi, Türkiye'ye bağlıyız ve Türk fındıklarını almak için çaba gösteriyoruz."
“İtalyan Tarımcılar Derneği'nin açıklaması bizi de şaşırttı"
İtalyan Tarımcılar Derneği'nin geçtiğimiz ay yaptığı açıklamada, Türk fındığını “En tehlikeli ithal ürünler arasında ilk sırada” göstermesi ile ilgili olarak da konuşan Marsili “Bu açıklamaları Ferrero'yu da şaşkınlığa uğrattı. Biz böyle bir şey beklemiyorduk. Tepkimizi de koyduk. Türk piyasası bizim ilgili olduğumuz piyasadır. Değişik kalitelerde fındıklar bulunsa da Türk fındığının mükemmel ürünler olduğunu biliyoruz. Bunu da yıllardır ürünlerimizde Türk fındığı kullanarak bunu gösteriyoruz. Tekrar ediyorum. İtalyan derneğinin ne dediği bizi ilgilendirmiyor, Türk fındığı üzerine kurulu alım politikamızı sürdürüyoruz" diye konuştu.
Yeni yatırımlar konusuna da değinen Carlo Marsili "Ferrero'nun yeni yatırımları şartlara bağlıdır. Yatırımlar, özellikle ülkenin istikrarı ile bağlantılıdır. Kuşkusuz bir ülkede yatırım yapmak için istikrar durumunun olması ve geleceğe yönelik güven veren bir ekonomik durumun olması gerekiyor. 3 yıl önce biz böyle bir yatırımı Manisa'da yaptık. Bunu geliştirmeyi gelecek gösterecektir. Şimdilik bir bekleme anındayız. Yine de yatırımı ileriye götürme konusunda kararlıyız" ifadelerini kullandı.
FINDIK FİYATLARINA MÜDAHALE EDİLMELİ
Ordu Valisi İrfan Balkanlıoğlu, "Fındık fiyatları istenilen düzeyde değil müdahale edilmeli" dedi.
Balkanlıoğlu, katıldığı bir programda gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Fındıkla ilgili üreticilerinin yaşadığı sorunlara ilişkin bir soru üzerine Vali Balkanlıoğlu, bu konuda hem devletin hem de üreticilerin yapması gerekenler olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:
"Fındıkta devletin yapması gereken çok iş var. Fındıkta fiyatlar istenilen düzeyde değil, müdahale edilmeli ancak, fındık çiftçileri olarak bizim de yapmamız gereken çok şey var. Dedelerimizin diktiği 70-80 yaşındaki köklerden çok fazla verim alamıyoruz. Onların yenilenmesi lazım. Bakım yapmak, hastalık ve zararlara karşı dirençli, kaliteli ve soğuğa karşı dirençli türleri geliştirmemiz gerekiyor. Fındık üreticileri kendi aralarında birleşip örgüt kurmak, kendi fındığımıza sahip çıkmamız gerekir. Rakipler çıkıyor. Çin'de fındık üretmeye başlamışlar. Şili, Arjantin, Fransa, İtalya, Yunanistan ve Gürcistan'da fındık üretmeye başlamışlar. Ayağımızın altındaki halı çekiliyor. Biz kalitemizle verimliliğimizle onlarla rekabet edebilmeliyiz."
İHRACATTA SEVİNDİREN GELİŞME
Dünya fındık üretiminin büyük bölümünü elinde bulunduran Türkiye'nin, bu ürünün ihracatından elde ettiği gelirin artırılması için 21 yıl önce kurulan Fındık Tanıtım Grubu (FTG), meyvelerini verdi. Türk fındığının yurt dışında tanıtılması ve böylece fındık ihraç edilen ülke sayısının artırılması amacıyla 1995'te kurulan FTG'nin yürüttüğü çalışmalar başarıya ulaştı. Özellikle yurt dışında gerçekleştirilen fuarlarda yerini alarak alternatif pazarların peşine düşen FTG, kurulduğu günden bu yana fındık ihraç edilen ülke sayısının artmasında etkin rol oynadı. FTG Başkanı Edip Sevinç yaptığı açıklamada, 1995 yılında 72 ülkeye fındık ihraç edilirken bugün ihracat yapılan ülke sayısının 112'yi bulduğunu söyledi.
Türk fındığının yurt dışında daha fazla tanınması amacıyla kurulan tanıtım grubunun hedefine ulaştığını dile getiren Sevinç, özellikle ABD, Japonya, Çin, Hindistan ve Hong Kong gibi ülkelere fındık ihracatının yapılmasına katkı sağladıklarını vurguladı.
Sevinç, FTG kurulduktan sonra birçok ülkede düzenlenen fuarlarda yerlerini aldıklarını belirterek, "Dünyanın en büyük gıda ve içecek fuarları olarak değerlendirilen bu fuarların başında Dubai'deki Gulfood, Almanya'daki Köln ISM ve Anuga, Japonya'daki Foodex, Paris'teki Sial, Çin'deki Food Ingredients, ABD'deki Sweets&Snacks, Hindistan'daki Food Ingredients İndia ve Brezilya'daki Food Ingredients South gelmektedir. Bu fuarların tamamında yerimizi aldık ve Türk fındığının tanıtılması için elimizden geleni yaptık." diye konuştu.
"Türkiye'ye daha fazla döviz girdi"
FTG'nin tanıtım faaliyetleri sonrasında ülkeye giren döviz miktarında çok ciddi artış yaşandığına dikkati çeken Sevinç, şöyle devam etti: "Tonaj bazında her geçen yıl bir artış söz konusu ancak özellikle döviz girdisi anlamında ciddi bir yükseliş oldu. 1995 yılında Türkiye ihraç ettiği fındıktan sadece 768 milyon dolar gelir elde ederken, bu rakam 2015-2016 sezonu itibarıyla 2 milyar 827 milyon dolara kadar yükselmiştir. Bu da yapılan tanıtım faaliyetlerin başarıya ulaştığının göstergesidir. Hedefimiz bundan sonra ihracat edilen ülke sayısını daha da yukarılara taşımaktır. İlk hedef ülke sayısını 120'nin üzerine çıkarmak. Bunun için tanıtım faaliyetlerimiz devam etmektedir."
ABD ve Çin sevinci
Sevinç, Fındık Tanıtım Grubu'nun faaliyetlerinin ardından en çok ABD ve Çin'e ihracatın arttığına işaret ederek, "En büyük mutluluğumuzun biri de budur. Özellikle Çin'e yapılan ihracat çok ciddi oranda artmış durumda. 1995 yılında sadece 27 ton fındık ihraç edilen Çin'e şimdi 3 bin 500 ton ihracat yapılmaktadır." dedi.
Edip Sevinç, Türkiye'nin fındık ihracatında birinci sırada yer aldığını, dünya toplam fındık ihracatının yüzde 65,5'ini gerçekleştirdiğini sözlerine ekledi.
TEPKİ İŞE YARADI
Geçen haftayı 9.75-10.00 TL arası kapatan fındık bu haftaya 10.50 TL’den başladı.
Türkiye’nin önemli ihraç ürünlerinden olan fındıkta fiyat belirsizliği devam ediyor. Fındıkta yaşanan fiyat düşüşleri en çok fındık üreticisinin tepkisini çekiyor. Geçen haftayı 9.75 TL seviyelerinde kapatan fındık haftaya 10.50 TL ile başladı. Bu artış her ne kadar üreticiyi tam olarak memnun etmese de fındık fiyatlarının yukarı çıkacağı yönünde beklentiler devam ediyor. Konuya ilişkin açıklama yapan Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Yönetim Kurulu Üyesi Arslan Soydan, fındık fiyatlarındaki ufak çaplı artışların üreticiyi memnun etmediğini söyledi. Bu sezon rekoltenin düşük olmasına rağmen fiyatın bu seviyelerde olmasına anlam veremediklerini belirten Soydan, fiyatın bir an önce yukarılara çıkmasını istedi.
"FİYAT YÜKSELDİ AMA GÜVEN VERMİYOR"
Fındığın bir yukarı çıkıp iki aşağı indiğini ve bu durumun üreticiyi tedirgin ettiğinin altını çizen TZOB Yönetim Kurulu Üyesi Arslan Soydan, "Bugün borsa rakamlarına baktığımızda 10.50 TL fiyatını görüyoruz. Bu durum fiyatların yükselişini gösterdi ama güven vermiyor. Çünkü bir çıkış yapıp iki aşağıya iniyor bu da üreticiyi tedirgin ediyor. Baktığımızda bu günlerde kış bakım zamanları geldi. Ama bunun karşısında üretici maalesef karşılığını alamıyor ve bu fiyatlar karşısında ‘bahçeye nasıl girerim’ diye bize serzenişte bulunuyor. Bu sebeple fiyatların bir an önce yukarı seviyelere çıkmasını bekliyoruz" dedi.
"REKOLTE AZ, FİYAT DÜŞÜK, BU DURUM ÜRETİCİYİ ŞOKE ETTİ"
Serbest piyasada fındığın arz ve talebe göre şekillendiğini, rekoltenin az olmasına rağmen fiyat düşüşünün şok etkisi oluşturduğunu vurgulayan Soydan, "Fındık 2009 yılında serbest piyasa koşullarına bırakıldı. O günden bu yana da fiyatlarda arz ve talebe göre şekilleniyor. 2016 yılında ise belki de son yılların en düşük rekoltesini yaşıyoruz. Şu anda rekolte 468 bin ton olarak Tarım Bakanlığı tarafından açıklandı ve Temmuz ayında yaşanan dökülme sebebi ile bu sayı düştü ve TÜİK verilerine 420 bin ton olarak yansıdı. Fındıkta arz ve talep karşısında talebi karşılamayacak kadar fındık rekoltesini gördük. Ama bunun karşılığında 2016 sezonu başladığı zaman Eylül ayında 15 TL’yi bulan fiyatlar bir anda düşüşe geçerek 9.75 TL’ye kadar indi. Bu durum üreticiyi üretici temsilcilerine ve tüm bölge halkında bir şok etkisi yaptı" diye konuştu.
"15 TL’DEN 9.75 TL’YE DÜŞÜŞ KABUL EDİLMEDİ"
Türkiye’nin önemli ihraç ürünlerinden biri olan fındıkta yaşanan düşüşlerin üreticileri ve tüm kesimi rahatsız ettiğini ve bu yönde düşen fiyatlara tepki gösterdiklerini dile getiren Soydan, "Bu rakamlar kabul ettiğimiz rakamlar değildi, çünkü fındığın olmadığı bir yılda normal şartlarda 15 TL’yi bulup da 9.75 TL’ye inmesi de gerçekten kabul edilmedi. Bunun karşılığında da çok ciddi tepkiler oluştu ve hep beraber bu tepkimizi duyurduk. Çünkü bölgemizin tek geçim kaynağı fındık. Yılda 2.5-3 milyar dolar döviz girdisi olan, yüzde 75’ni ürettiğimiz bir ürünün bu şekilde bir fiyat istikrarsızlığı ile karşı karşıya gelmesi normal değildi" ifadelerini kaydetti.
ÇEŞİTLİLİĞE GİTTİLER
Düzce'nin Akçakoca ilçesinde çiftçiler, geçtiğimiz yıllarda fındığın erken dökülmesine neden olan külleme hastalığı ile mücadele ediyor. Birçok çiftçi, hastalık nedeni ile fındık ağaçlarının çeşidini değiştiriyor. Bahar aylarında yaşanan don olayı ve ardından gelen külleme hastalığında, fındıklarda dökülme ve kararma meydana gelirken kalite düşüşünü engellemek isteyen çiftçiler, hastalık görülen ağaçlarda budama ya da ilaçlama yaparken, bahçelerindeki mevcut sarı, kara ve yomra fındığını söküp çeşit değişikliğine gidiyor.
Ulusal Fındık Konseyi (UFK) Yönetim Kurulu Üyesi Levent Şahin Başaran, yaptığı açıklamada, iklim ve hava şartlarının değişmesinden dolayı bazı yörelerde risk olduğunu vurgulayarak, fındık üreticilerinin riski ortadan kaldırmak adına çeşit değişikliğine gittiğini söyledi.
Başaran, "Fındığa değer veren ve gerçek üretici kısmı şu an fındık bahçesinde. Don olayı ile fındık risk altındadır. Bazı fındık üreticilerimiz de bu riski ortadan kaldırma adına çeşit değişikliğine gidiyor. Üreticilerimiz, geç çiçeklenen ve geç döküm yapan bir çeşit olan 'delisava' dediğimiz ürüne yönelmeye başladı. Bahar aylarında yaşanan don olayından da az etkileneceği düşünülen bu çeşit fındık dikimi başladı." ifadesini kullandı.
- "Külleme hastalığı ile mücadele şart"
Başaran, randıman açısından delisava ağacının dikiminin yapıldığını kaydederek, "Bu çeşidin, aroması ve yağ oranı ile piyasanın çok tercih etmediği fındık olduğunu biliyoruz. Ama dondan az etkilenmesi ve randımanın iyi olması yönünden üreticilerimiz tarafından tercih ediliyor. Randımanı gayet iyi." diye konuştu.
Fındıkta bakım ve ekim için ekim-kasım aylarının önemli bir zaman dilimi olduğunu aktaran Başaran, "Külleme' denen hastalık, bölgemizi etkisi altına aldı. Çok yoğun ve mantari bir hastalık olan külleme, hem fındık kalitesini hem de stoklama kabiliyetini azalttı. Dolayısıyla bununla mücadele etmek zorundayız. Külleme hastalığına da ekim-kasım aylarında ilk müdahale şart." dedi.
ÜRETİCİLERE KIŞ UYARISI
Giresun Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü, fındıkta ortaya çıkan külleme hastalığına karşı sonbahar ve kış döneminde alınması gereken kültürel önlemlerle ilgili tavsiyelerde bulundu.
Müdürlükten yapılan yazılı açıklamada, fındık bahçelerinde yoğun zararlara neden külleme hastalığına yol açan etmenlerin, kışı bitki artıkları, yere dökülen yapraklar ve zuruflarda geçirdiğine işaret edildi.
Sonbaharda yaprak dökümünden sonra alınacak bazı önlemlerin, ilkbaharda oluşacak hastalık şiddetini azaltmaya yardımcı olacağına dikkat çekilen açıklamada, şu önerilerde bulunuldu:
"Hasat sonrası elde edilen bulaşık zuruflar mutlaka toplanarak yok edilmeli ya da bahçe kenarında kışı yığın halinde geçirecekse kat kat olacak şekilde bolca ıslatılarak ve aralara sönmemiş kireç atılarak hastalığın imha edilmesi sağlanmalı. Bulaşma kaynaklarının azaltılması için sonbaharda yere dökülen yapraklar toplanarak bahçe dışına çıkarılmalı veya çürümesi sağlanmalıdır. Hastalıklı bitki artıkları toplanmalı, bahçeden uzaklaştırılmalı ve imha edilmelidir. Bulaşık dip sürgünleri kesilmeli, bahçeden uzaklaştırılmalı ve imha edilmelidir."
Açıklamada ayrıca nispi nemi yüksek, güneş görmeyen arazilerde hastalık oluşumunun önlenmesi için seyreltme, budama ve havalandırma işlemleri yapılması tavsiye edilerek, bu işlem sonrası da mutlaka budama artıklarının bahçeden uzaklaştırılması ve yabancı ot mücadelesine önem verilmesi vurgulandı.