Yüksek Öğretim Kurumu ( YÖK) tarafından Giresun Üniversitesi’ne 2012-2013 akademik yılında 7 bin 283 kontenjan tanındı. 

Yeni açılan bölümlerle kontenjan sayısını geçen yıla göre yüzde 10 civarında artıran Giresun Üniversitesi’ne 4 bin 700 önlisans, 2 bin 583 lisans, 329 yabancı öğrenci kontenjanı verildiği belirtildi.

Yeni açılan bölümlerden de beden eğitimine 60, Fen Edebiyat Fakültesi 2. öğretimine 50, Görele Uygulamalı Bilimler Yüksek Okulunda Bankacılık 2. öğretimine 95,Şebinkarahisar Uygulamalı Bilimler Yüksek Okulunda Organik Tarım bölümüne 100, Mekatornik 2. öğretimine 50, Espiye Sivil Savunma ve İtfaiye bölümüne ise 80 kontejan tanındığı müjdesi verildi.

Rektör olarak akademik yılı ilk defa açacak olan Prof. Dr. Aygün Attar, yeni gelecek öğrencileri bir anne şevketiyle bağrına basacağını söyledi.

Giresun’a gelen her öğrencinin, ailelerinin emaneti olduğu bilincinde olduklarını ve okulu bitirip döndüklerinde ailelerinin gurur duyacağı birer birey olacaklarını ifade eden Rektör Attar, öğrencilere de tavsiyelerde bulundu. Rektör Attar, şöyle konuştu:

“Belki okuma amacıyla ailelerinden ilk defa ayrılarak üniversitemize gelecek öğrencilerimizi anne şevketiyle bağrımıza basacağız.Kentimiz de ilçeleriyle bilmektedir ki her öğrenci ailelerinin bizlere birer emanetidir.Ancak öğrencilerimizden de beklentilerimiz vardır.Bu beklentilerimiz ailelerin beklentilerinden daha fazlası değildir.Okumalılar ve döndüklerinde ailelerinin gururu olmalıdırlar. Bunun için yapmaları gereken de; öğrenci, yani gençlik, sağlıklı şekilde doğru bildiği şeyleri ifade etmekten korkmayan, çekinmeyen şahsiyet olmalıdır. Şahsiyet, özellikle tercih ettiğim kelimedir. Çünkü bir karakterin kimlik olarak oturmasında, oluşmasında bu süreçtir ve bu eğitim-öğretim yılları son derece önemlidir.”

Öğrencilere mesaj göndererek okumaları ve kendilerini yetiştirmeleri gerektiğini de ifade eden Rektör Attar; şöyle devam etti:

“24 yıllık hoca kimliğimi kullanarak her yıl ilk derse girdiğim zaman birinci sınıf öğrencilerime 'Hayır dualarımla' ifade ettiğim bir gerçek var. Bu gerçeği bilin ve kendinize güvenin. Hocanın konuşmaları Kur'an ayeti değildir. Tartışılır, itiraz edilir, karşı çıkılır, eleştirilir. Amma bunların tümünü yapabilmek için hocanın anlattıklarına dair asgari düzeyde bilgiye sahip olmamız gerekiyor. Bunun için de okumamız gerekiyor. Çok okumamız gerekiyor. Okumak öğle bir nimettir ki, çok fazla fiziki emek sarf etmeden, kendimizi zenginleştirebileceğimiz çok önemli bir sermayedir. Uygulamaktan aslında kaçınmamız gereken, çok önemli temel gıda maddelerinden bile çok daha önemlidir. Bunu birileri için değil, kendiniz için yapın. Ağzını açtığında akıllı konuşan, akilane konuşan, konuşmaları ile çevresini etkileyen birey her şeyden önce anne ve babasının huzurunda saygıyı hak eder. Akıl sahibi olduğu fark edilir ve ona karşı münasebet değişir. Yani kendimizi geliştirmemiz, eğitimli birey olmamız toplumun ışıklanması yönünde sürece katkımız olmamız lazım. Yine kendimize yaptığımız en önemli iyiliktir. Bir insan kendisini sevmeli, kendisi ile barışık olmalı. Kavga, husumet, çatışma üzerine anatomisine uygulayan bir bireyden ne hayırlı evlat olur, ne de toplumda saygılı vatandaş olur. Her şeyden önce sahip olduğumuz her şeye şükretmemiz gerekiyor" ifadelerini kullandı.