Gürcistan depreminin ardından

 Doğu Karadeniz bölgesinde merkez üstü Gürcistan olan depremin olmasının ardından  KTÜ Jeofizik Mühendisliği Bölümü Sismoloji ABD Başkanı JFMO Trabzon Şube Sekreteri Doç. Dr. Yusuf Bayrak, “23.12.2012 tarihinde saat 15:31 de Zugdidi (Gürcistan) açıklarınd

Gürcistan depreminin ardından

 

Doğu Karadeniz bölgesinde merkez üstü Gürcistan olan depremin olmasının ardından  KTÜ Jeofizik Mühendisliği Bölümü Sismoloji ABD Başkanı JFMO Trabzon Şube Sekreteri Doç. Dr. Yusuf Bayrak, “23.12.2012 tarihinde saat 15:31 de Zugdidi (Gürcistan) açıklarında büyüklüğü 5.3 olan bir deprem meydana gelmiştir.BÜ Kandilli Rasathanesi depremin derinliğini 5 km verirken, AFAD Deprem Araştırma dairesi 14.32 km olarak vermiştir. Bu deprem Kafkasların denizde devamı olan fay kuşağında, Batum’ dan Romanya açıklarına kadar devam eden bindirme zonunun kesişme noktasında meydana gelmiştir. Deprem Özellikle Artvin ve Rize’ nin sahilde yer alan ilçelerinde güçlü bir şekilde hissedilirken,  yaklaşık 180 km uzaklıkta yer alan Trabzon ve ilçelerinde de hissedilmiştir.”dedi.
 
Bayrak, “ Daha önce yaptığım basın açıklamalarında ve geçen ay uluslararası Journal of Seismology dergisinde yayımlanan ve Türkçesi “Doğu Karadeniz bölgesinde oluşan depremlerle yapılan patlatmaların ayırt edilmesi”  olan makalemizde Doğu Karadeniz Bölgesinde büyük deprem oluşturma potansiyelinin deniz içindeki faylarda olduğunu belirtmiştik. Ayrıca, dün meydana gelen deprem,  1959 yılında Batum açıklarında büyüklüğü 6.2 olan deprem ve Son zamanlarda Karadeniz sahillerinde oluşan ve büyüklüğü 3.0-4.4 arasında değişen depremler bölgenin aktif olduğunu ortaya koymaktadır.”şeklinde konuştu 
 
Son yıllara kadar Doğu Karadeniz bölgesinde yeterli sayıda deprem kayıt istasyonunun bulunmamasından dolayı bu bölgedeki depremler ayrıntılı olarak çalışılamadığını söyleyen Bayrak, “Bu boşluğu doldurmak için eski Rektörümüz Prof. Dr. İbrahim ÖZEN’ in destekleriyle Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) ve Boğaziçi Üniversitesi (BÜ) tarafından ortaklaşa yürütülen ortak proje ile 2006 yılından itibarenKTUT(Trabzon), ESPY (Espiye-Giresun), CHOM (Çayeli-Rize) ve BAYT (Aydıntepe-Bayburt) geniş bantlı istasyonları kurulmuştur. Bölgede bu istasyonların yeterli olmamasından dolayı, Prof. Dr. İbrahim ÖZEN’ in destekleriyle tamamen KTÜ imkânları ile geliştirilen bir proje ile bölgede yeni dört adet (Arhavi, Of, Çarşıbaşı ve Perşembe) deprem izleme istasyonu kurulacaktır. Bu istasyonlar için gerekli aletler satın alınmış olup, muhtemelen iki-üç ay içinde kurulma işlemi tamamlanmış olacaktır. Bölgede yeni istasyonlar kurmak için yaptığımız mücadelelere rağmen, KTÜ Sismoloji Laboratuvarlarında bilgisayar sistemlerin çökmesinden dolayı yaklaşık altı aydan beri deprem kayıt ve çözümleme işlemleri yapılamamaktadır. Bu yüzden dün meydana gelen deprem kayıt edilemediğinden BÜ Kandilli Rasathanesinin kayıt ve çözümlerinden yararlanılmıştır. KTÜ sismoloji Laboratuvarlarındaki problemler ve sistemin modernize edilmesi için yapılan talepler KTÜ Jeofizik Mühendisliği Bölüm Başkanı Hakan KARSLI ve KTÜ Mühendislik Fakültesi Dekanı Alemdar BAYRAKTAR tarafından sümen altı edilmiştir. Hiç bir maddi kazanç hedefi olmayan, bölgemize ve ülkemize hizmet amacı güden ve tamamen kişisel özverilerle ayakta tutulmaya çalışılan bu Laboratuvar Yeni rektörümüz Prof. Dr. Süleyman BAYKAL’ ın destekleriyle eskisinden daha modern hale getirileceği inancını taşımaktayız. “söyledi.
 
Bayrak, “Depremleri kaydetmek, yapılan kayıtlardan depremlerin büyüklük, derinlik, enerji gibi parametreleri hesaplamak ve faylanma mekanizması çözümlerini yaparak depremi üreten fayın şeklini, geometrisini ve aktif tektonik yapılarla ilişkisini ortaya çıkarmak Jeofizik Mühendislerinin uzmanlık alanları arasındadır.Bilindiği üzere ülkemizde oluşan depremlerde insanlar depremlere dayanıklı olan yapılarda ve binalarda canlarını kaybetmektedirler. Ne yazık ki bilimsel yozlaşmanın yoğun olduğu ülkemizde depreme dayanıklı binalar yapılması konusunda çalışmalar yapması gereken bilim adamları kendi sınırlarının dışına çıkarak etik olmayan bir şekilde depremlerin önceden kestirilmesine soyunmuşlardır. Bu mantıkla devam edildiği sürece ülkemizde oluşacak büyük depremler sonrasında vatandaşlarımız dayanıksız binalar içerisinde hayatlarını kaybedeceklerdir. “şeklinde konuştu 
 
Bayrak, “Son zamanlarda Doğu Karadeniz içerisinde meydana gelen depremler bölgede deprem tehlikesinin bilinenden çok daha yüksek olduğunu ortaya koymaktadır. Karadeniz içerisinde oluşabilecek 5.0-6.0 büyüklüğünde ki depremler bile heyelan tehlikesinin yüksek ve kentleşmenin çarpık olduğu bölgemizde can ve mal kayıplarına neden olacaktır. Bu yüzden sismik kırılma, özdirenç, mikrotremör ve Remi gibi jeofizik yöntemler kullanılarak bölgemizde yer alan il ve ilçelerin mikro bölgelendirme çalışmalarının bir an önce yapılması, kentsel dönüşüm kapsamında binaların ve yapıların depreme dayanıklı hale getirilmesi gerekmektedir.”dedi 
 

HABERE YORUM KAT
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler