Hopa davasında son durum!

 Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan olduğu dönemde Hopa'da 31 Mayıs 2011'de düzenlenen mitingi öncesi ve sonrasında yaşanan olaylara ilişkin davanın görülmesine devam edildi.Hopa Asliye Ceza Mahkemesindeki duruşmaya,

Hopa davasında son durum!

 Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan olduğu dönemde Hopa'da 31 Mayıs 2011'de düzenlenen mitingi öncesi ve sonrasında yaşanan olaylara ilişkin davanın görülmesine devam edildi.

Hopa Asliye Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuksuz yargılanan 15 sanıktan Anıl Karahan, Yasin Altunkaya, Kamil Ustabaş, Turgay Ustabaş, Erkut Kibar, Güven Poshoroğlu ve Reşit Yazıcı ile müdafi avukatları Esmahan Topaloğlu, Çetin Tekdoğan ve Nagihan Bulduk katıldı.

Savunmaları alınan sanıklar Turgay Ustabaş, Yasin Altunkaya, Erkut Kibar ve Güven Poshoroğlu, bu aşamada savunmalarına ekleyecekleri bir şey olmadığını söyledi.

Sanık Anıl Karahan ise olayın yaşandığı gün öğle saatlerinde iş yerini babasıyla birlikte açtığını ve alışveriş yapmak için dışarı çıktığını belirterek, "Arkadaşlarımın dışarıda horon oynadıklarını gördüm. Dükkana döndükten sonra ben de babamdan, arkadaşlarımla horon oynamak için izin istedim. İzin tartışması yaparken dışarıda bir kıyamet koptuğunu gördüm. Dışarı çıkar çıkmaz ayağıma bir gaz bombası geldi. Polis memurlarının müdahalesini gördüm. Tekrar dükkana girerken arkamdan gaz bombası atıldı. Gaz bombası dükkanın içine girdi. Biz de dükkandan çıktık" dedi.

Güvenlik güçlerine direnmediğini ve kamu malına zarar vermediğini savunan Karahan, "Başbakanın korumasını yaralamadım. Üzerime atılan suçlamayı kabul etmiyorum" ifadesini kullandı.

Sanık avukatı Nagihan Bulduk'un "Neden her iki ifaden arasında fark var?" şeklindeki sorusuna Anıl Karahan, "Polisler olay günü beni gelip evden aldı. Arabada beni, üzerime atılan suçu kabul etmem için biraz sıkıştırdılar. 'Yoksa başın yanar. Suçu senin üzerine atarız' şeklinde benimle konuştular. Ben de korkarak o şekilde ifade verdim" diye yanıtladı.

Sanık avukatı Bulduk ise Anıl Karahan'a ait olduğu iddia edilen görüntülerin çok bulanık olduğunu kaydederek, "Polisin müvekkilim hakkında hazırladığı kişi dosyası delil yaratmaya yöneliktir. Ayrıca elde edilen delil hukuka aykırıdır. Görüntüleri kabul etmiyoruz. Müvekkilim üzerine atılı suçu işlemediği için kabul etmiyor, beraatini talep ediyoruz" diye konuştu.

Sanık Kamil Ustabaş ise ek savunma yapacağını belirterek, şunları söyledi:

"Biz bu davaya başlarken de mağdurduk, şimdi de mağduruz. Bu davanın bir an önce düşmesi gerektiğini düşünmekteyim. Şöyle ki; bu zamana kadar Ergenekon, Balyoz, KCK davaları düşmüştür. Bu da Recep Tayyip Erdoğan'ın 'Bu cemaatin kumpasıdır' dedikten sonra düşmüştür. 31 Mayıs olaylarında görev alan polislerin ve o günkü korumaların bir kısmı, 'cemaattendir' diye tutuklandı. Bu iddianameyi hazırlayan savcı Nihat Hırka, bu iddianameyi hazırlarken 'Devletin savcısı mıydı yoksa cemaatin savcısı mıydı' bilmiyorum. Tüm bu nedenlerle bu davanın da düşmesi gerektiğine inanıyorum. Hukuk içerisindeki tartışma nedeniyle bizde de hakim ve savcılara karşı bir güven eksikliği oluştu."

Ustabaş, asıl yargılanması gerekenleri olay günü Metin Lokumcu'nun ölümüne neden olan kişilerin olduğunu iddia etti.

Sanık Reşit Yazıcı ise olayın olduğu günden itibaren 4 yıl geçtiğini, polis, hakim ve savcıların değiştiğini sadece bu davanın değişmediğini belirterek, davanın düşmesini istedi.

Mahkeme, sanıklar Osman Lokumcu, Onur Gümüşkaya, Bülent Ustabaş, Yasin Evren Öztürk, Ramazan Tunç, Tanju Gümüşkaya ve Kamil Ustabaş hakkında verilen adli kontrol kararlarının kaldırılmasına karar vererek, dosyadaki bazı eksikliklerin giderilmesi amacıyla duruşmayı erteledi.

HABERE YORUM KAT
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler